Teknoloji Transferine ‘DUR’ diyebilmek için!

Gıda ve Tarım, Dünyada önemi her gün artmaktadır. Dünyada gıda ve tarım alanında çalışmalar yürütmekte olan, bazı stratejistler ileri de gıda savaşların olabileceğini dahi öngörmekteler. Gelişmiş ülkelerdeki gıda israfı ve çok fazla tüketimi, az gelişmiş ve diğer ülkelerle kıyaslandığında,  dünyamızın ileride bir gıda kıtlığı veya gıda – tarım konusunda daha başka sorunlarla karşılaşılabileceğini de hesap etmekteler. Gelişen teknoloji ve teknik elemanların da yeterliliği ile ülkeler gıda güvenliği, sağlıklı ve doğal tarıma yönelik olarak da çalışmalar, araştırma ve geliştirme projelerine de büyük önem atfetmekteler. Devletimiz de bu konuda özellikle de araştırma ve geliştirme projelerine çok büyük önem ve destekler de vermektedir. Tabii ki bu konuda devleti, milleti ve gıda güvenliği konusunda da insanlık için de bir derdi olan bilim adamlarımız ve üniversite yönetimleri de büyük çalışmalar ve gayretler de sarf ediyorlar. Emeği geçen her bir bireye, bu konuda risk alıp yatırım yapan iş adamlarımıza ve tüm bilim adamlarımıza da buradan teşekkürlerimi sunarım.

Devletlerin özellikle de bizim gibi gelişmekte ve az gelişmiş ülkeler, vatandaşlarının refahı adına, tüm altyapı, üstyapı ve sanayi yatırım çalışmalarına hız verirler. Bu yatırımlar bir aşamaya geldikten sonra, teknoloji gelişmiş ve sizin yapmış olduğunuz bu yatırımlar için ek teknoloji yatırımlarına ihtiyacınız olacaktır.  Yani yapmış olduğunuz yatırımlar ile bu güne kadar kazandığınızı tekrardan yeni teknolojinin transferi için ödemek zorunda kalacaksınız! Bu yeni teknolojiyi de almak, transfer etmek zorundasınız! Aksi halde dünya ile rekabet edemezsiniz. Yapmış olduğunuz bu devasa ölçekteki yatırımlarınız artık eski ve demode bir durumdadır! Gelişmiş ülkeler, geliştirmiş oldukları bu teknolojileri bir aşamaya kadar olanı bizim gibi ülkelere satar ve ülke olarak da yeni ve bir üst versiyonunu geliştiremiyorsanız, her daim bu teknoloji ve bilim adamı transferi ettiğiniz ülkelere muhtaç durumdan kurtulamazsınız. Bunun da yolu, bilimin, araştırma ve geliştirmenin merkez üssü konumunda ki üniversitelerimiz ve burada yetişmiş olan beyin bilim adamlarımızdır. Devlet ve millet olarak beyin göçüvermekten ve teknolojiyi de transfer etmekten kurtulmanın zamanı çoktan geldi ve de geçmektedir! Bu konuda ülke olarak ne kadar ivme yakalayabilirseniz dünya ile rekabette de o kadar hızlı ve çabuk mesafe alabilirsiniz. Aksi halde her daim gelişmiş ülkelerin ürettiği bu teknolojiye mahkûm durumdan kurtulamayız ve bu ülkelere de beyin göçü vermeye devam ederiz.

Biyoteknoloji;  İnsan, hayvan ve bitki hücrelerinin fonksiyonlarını anlamak ve değiştirmek amacıyla uygulanan, çeşitli teknikleri ve işlemleri tanımlamak için kullanılan bir terim ve bilim dalıdır. Canlıların iyileştirilmesi ya da endüstriyel kullanımına yönelik ürünler geliştirilmesini, modern teknolojinin doğa bilimlerine uygulanmasını kapsar. Başka bir tanıma göre; Bitki, hayvan veya mikroorganizmaların tamamı ya da bir parçası kullanılarak yeni bir organizma (bitki, hayvan ya da mikroorganizma) elde etmek veya var olan bir organizmanın genetik yapısında arzu edilen yönde değişiklikler meydana getirmek amacı ile kullanılan yöntemlerin tamamına denilmektedir. Biyoteknoloji, temel bilim buluşlarını kısa sürede yararlı ticari ürünlere dönüştürebilmesiyle bir anlamda kendi talebini de yaratabilmektedir.

Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi, kısa bir süre önce kurulmasına rağmen, yürüttüğü bilimsel ve ar-ge çalışmaları ile adından sıkça söz ettirmeyi başaran,  Türk tarımına ivme kazandıracak, yeni bir proje için çalışmalarına başladı.   Konya Şeker ve PANKOBİRLİK ile birlikte yürütülecek olan, domates üretimini olumsuz etkileyen organizmaların, kimyasal madde kullanılmadan ortadan kaldırılması amaçlanan bir projeyi de uhdelerine aldı.  Ülkemizde üretilmeyen, yurt dışından ithal ettiğimiz, özellikle gıda alanında daha sonra sağlık alanına da geçecek, kimyasal kullanmadan, bakterilerle domates güvesini öldüren kit üretmek için ar-ge çalışmaları yürütülmektedir. Bu çalışmalar daha sonra özel sektöre de açılacak, istenen kitler milli olarak üretilmiş olacak. Domates güvesi ile mücadelenin yapılacağı bakterilerden üretilecek formulasyonunun olduğu bu kitler, Konya Şeker ve PANKOBİRLİK ortaklığı ile üretilip, Konya Şeker’in seralarında uygulama alanı da bulurken,  Pankobirlik ile Türkiye’de ticari olarak satılmasının da önü açılmış olacaktır. Konya Gıda ve Tarım Üniversitesinin yürütücülüğündeki bu proje; Konya Şeker, PANKOBİRLİK ve Zirai Mücadele Merkez Araştırma Enstitüsü’nün ortaklığında hayata geçmesi için de çalışmalar başlatılmıştır. 

Bu asil milletin ve devletin kalkınması adına, risk alan, özellikle de beyin patlatan bilim adamlarımıza.. Her yıl milyarlarca dolar ödediğimiz teknoloji transferinin de önüne geçebilmek adına  ar-ge çalışmaları yürüten bilim adamlarımıza.. Yetişmiş bilim adamlarımızın da gelişmiş ülkelerdeki devasa ölçeklerde ki projeler için beyin göçüne de izin vermemek adına da yatırım yapan ve risk alan; Bu ülke ve milletimizin de bir ‘SİLİKON’ vadisi neden olmasın, diyebilen!  Hemen bir getirisi olmayan, insanlık için  gıda – tarım güvenliği adına bu alanlara yatırım yapan iş adamlarımıza.. Üniversitelerimizde, işi gücü dedikodu üretmekten arınmış, ona buna laf yetiştirmekten kendini soyutlamış, sadece ve sadece  bu ülke ve millet sevdalısı, bu ülkenin kalkınması için de bir derdi olan, üniversite ismi ve bilim adamına da yaraşır bir şekilde, çalışmalar yürüten, tüm akademisyen hocalarımıza.. Özellikle de araştırma – geliştirme projelerine öncülük eden, katkıda bulunan her bir bireye ve üniversitelerimizdeki araştırma geliştirme projelerinde görev alan ve kurumlarımızın her bir üyesine de buradan tebriklerimi sunar, başarılar dilerim.

 

Yayınlayan

ahmetunver

Ahmet Ünver; İletişim Uzmanı; İletişim, Kurumsal İletişim, Halkla İlişkiler, Reklam, Marka, Marka Yönetimi, Marka İletişimi, Kurumsal İtibar, Kurumsal İtibar Yönetimi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir