Türk Devletinin Önü Açıktır!.

Türk Devleti, küresel ve emperyalist güçlerin bölgemizde ve sınırlarımızda kukla, koridor ve  terör devletçikleri kurabilmek için yüz yıllık kirli plan ve sinsi hesapları çerçevesinde,  lojistik ve her  türlü destek verdikleri terör örgütlerine karşı,  kırk yıldan fazladır enerjisini terör belasına odaklamıştır!. Terör belası için kırk yılda devlet bütçesinden harcanan rakam  bir trilyon doları geçmiştir!. Terör belasına devletin bekası ve milleti birliği adına neredeyse ellin bin vatan evladını da şehit verdik! Allah Rahmet eylesin!.  Dağılan ve parçalanan aileler de cabası!. Artık yeter!. Devletin tek bir kör kuruşu dahi terör için harcanmamalıdır!  Bundan sonra da harcanmayacaktır! Her bir kuruş devletin kalkınması ve millete hizmet için harcanacaktır!  Türk Devleti, dünya ile rekabette ve ekonomik kalkınma da artık ivme kazanacaktır! Artık, bagaj ve engellerinden  kurtulan bir Türk Devleti var!. Hani birkaç yıldır ağlayan, öldük, battık ve bittik diye sızlanan iş adamlarımız, Suriye Anayasasının hazırlanmasından sonraki süreçte, Suriye  ve Irak’ın yeniden yapılandırılmasında Türk iş adamlarının çok büyük katkıları olacaktır!.   15 Temmuz hain darbe kalkışmasından sonraki süreçte, devletin içindeki sızıntı, engel ve bagajlarını bir bir atan ve kurtulan Türk Devleti, yerli ve milli politikalar üretmiş, bağımsızlık ve istiklal mücadelesine daha fazla ehemmiyet vermiştir! Aksi halde böyle operasyonları yapmanız mümkün değildir! Çünkü devletin tüm  kılcalına kadar küresel ağababaları adına  yerli işbirlikçiler nüfuz ediyordu!.

Daha dün,  harekatlar başladığında, dışarıdaki ve içimizdeki işbirlikçiler, başka bir ülkenin vatan toprağında ne işimiz var diye kara propaganda yapıyordu! Aynı koro, Türk devleti tarafından başlatılan harekatın meşruluğu resmen tasdik edince ne yapacaklarını şaşırdılar! 15 Temmuz hain darbe kalkışmasından bil-itibar sürekli olarak Türk Devleti ebed müddet devam ülküsü çerçevesinde Türk Devlet Aklından dem vuruyoruz! Türk Devlet Aklı da ne imiş? Böyle bir şey var mıdır?! Hatta  bu süreçte hayal kuruyorsun, diye serzenişte bulunan dostlarımıza  şahit olduk!. Peki, ABD ve Rusya ile varılan Suriye mutabakatında gerçekten Devlet Aklı var  mıdır, yok mudur?! Ya da spontane gelişen öylesine olaylar zinciri midir?! Dünya üzerinde Devlet geleneği olan tek millet, Türk Milleti olduğuna göre! Dünya üzerinde  iki bin üç yüz yıllık bir Devlet geleneği ve hafızası olan  başka bir millet var mıdır?! Olmadığına göre! Tabii ki, Türk Devlet Aklı diye bir şey mutlaka vardır! Türk Devleti ebed müddet devam ülküsü çerçevesinde önder ve rehberlik etmektedir! Kim veya kimler diye bir soru hemen aklımıza gelebilir?! Tabii ki AK Sakallılar!.

Türk Devletinin başlatmış olduğu Barış Pınarları harekatının 9. Gününde ABD başkan yardımcısı ve ekibi, operasyonun durdurulması yönünde bir teklif ile Türkiye gelmişti!. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve çalışma ekibi ile yapılan görüşmeler neticesinde harekâta 120 saatlik bir mola verildi! Tabii ki Türk Devletinin bu operasyondaki haklılığı ve harekâtın meşruluğu ABD’li yetkililer tarafından resmen tasdik edilmiştir! Cumhurbaşkanımız, daha sonra harekât ve Suriye konusunu görüşmek üzere Rusya lideri Putin ile görüştü!  Görüşmede; Türkiye ile Rusya Federasyonu Arasında Mutabakat Muhtırası belgesinin 4. Maddesinde,  ” Her iki taraf Adana Anlaşması’nın önemini teyit eder. Rusya Federasyonu mevcut koşullarda Adana Anlaşması’nın uygulanmasını kolaylaştıracaktır ” ifadesi yer almaktadır!. Peki nedir bu Adana Anlaşması?.  Türk Devleti ve Suriye aarsında 1998’de imzalanan 5 maddelik Adana Mutabakatı;

1-  Suriye, mütekabiliyet ilkesi uyarınca, kendi topraklarından doğan ve Türkiye’nin güvenliği ile istikrarını tehlikeye atan hiçbir faaliyete izin vermeyecek. Suriye, PKK’nın topraklarında silah arzı, lojistik malzeme, finansal destek ve propaganda aktivitelerine müsaade etmeyecek.

2- Suriye, PKK’yı terör örgütü olarak tanıdı. Suriye, diğer terör örgütlerinin yanı sıra PKK’nın ve uzantılarının tüm faaliyetlerini yasakladı.

3- Suriye, PKK’nın topraklarında kamplar ve eğitim ya da himaye amaçlı tesisler kurmasına, ticari faaliyetler yapmasına izin vermeyecek.

4- Suriye, PKK üyelerinin, ülkesini üçüncü ülkelere geçiş için kullanmasına izin vermeyecek.

5- Suriye, PKK elebaşının Suriye topraklarına girmesine engel olmak için her türlü tedbiri alacak ve sınır noktalarındaki tüm yetkililere bu yönde direktif verecek.

Mutabakatın yükümlülükler ile ilgili kısmında “Suriye tarafı, yukarıdaki maddelerde belirtilen gerekli tedbirlerin uygulanması ve somut sonuçlara ulaşılması için söz verir” ifadesi yer almıştır.  AK Parti döneminde 2010 tarihinde yeniden imzalanan ve 2011 yılında TBMM’de kabul edilerek yürürlüğe giren anlaşma ile Türkiye ve Suriye, Adana mutabakatını geliştirmiş, terör örgütlerine karşı ortak mücadele de kapsamlı bir çerçeve oluşturmuştur! Peki, kim veya kimler bu anlaşmanın bozulması ve akamete uğraması  yönünde, içeriden ve dışarıdan operasyonlarda bulunmuştur?!.  Ehlince malum olduğu üzere, bizlere müphem bir konudur!

15 Temmuz hain darbe kalkışmasından sonraki süreçte, Devlet Aklının denetiminde yürütülen yerli ve bağımsız politikalar, bölgemizde ve sınırlarımızdaki terör belası ve kukla devletçiklere karşı başlatılan tüm operasyon ve harekatlar,  Türk Devletinin sınırlarımızdaki meşru müdafaa çerçevesindeki haklılığı ve varılan mutabakatlardan sonra,  ulusal ve  iç güvenlik sorunlar, büyük bir oranda çözüme kavuşmuştur!. Ekonomik olarak da enerjimizi tüketen tüm engel ve bagajlardan kurtulmak sureti ile Türk Devleti dünyanın en büyük ekonomisinden biri olmak yolunda sağlam ve güvenli bir şekilde yürümeye devam edecektir! Darısı elbette ki yatırımcı iş adamlarımıza düşmektedir!. Çünkü yirmi dört milyon kilometrekarelik gönül coğrafyamızda küresel ve emperyalist güçler silah ve işgal ile barış ve huzuru temin edilmedi ve yüz yıldır da edilememiştir! Jeo-politik ve jeo-kültürel arenada, Tarih, Kültür, Medeniyet,  Coğrafya ve Devlet Aklı böyle bir şeydir!.  Bu akıl da Ancak ve ancak Türk Devleti ve Türk Milletinde bulunmaktadır!.

Yayınlayan

ahmetunver

Ahmet Ünver; İletişim Uzmanı; İletişim, Kurumsal İletişim, Halkla İlişkiler, Reklam, Marka, Marka Yönetimi, Marka İletişimi, Kurumsal İtibar, Kurumsal İtibar Yönetimi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir