Dünyanın DÜZENİ de Böyle!.


İlim ve Bilim adına, her şeyi yaratan Sonsuz İlim ve Hikmet Sahibi Yüce Allah; insanlığın hayrına kullanılması ve keşif edilmesini murat etmiştir

Bilim adına üretilen her yeni buluş, insanlığın hayrına ve faydasına kullanılırsa başımızın üstünde yeri vardır!

İlim ve bilim; insanlığı, kontrol edilebilir ve yönetilebilir; modern köleler haline getirmek için üretiliyor ise tabii ki karşısında durmamız gerekir!

Hazreti Muhammed (s.a.v.); İlim, her erkek ve kadın üzerine farzdır. İlim Çin’de dahi olsa alınız ve öğreniniz. En faziletli sadaka, Müslümanın ilim öğrenip sonra onu Müslüman kardeşine öğretmesidir

İlim ve hikmet, müminin yitik malıdır; nerede bulursa alır. Peygamberler, ne bir altın ve ne de bir gümüş miras bırakmış ancak ilmi miras bırakmışlardır. İşte o mirasa konan, sonsuz huzur ve nasip almış demektir!

Dünya insanlığının vicdanı konumunda ki Türkler; Tarihi, kültürel ve medeniyet aklı, böyle bir sinsi proje veya kirli plan karşısında, yeni bir paradigma ile çıkmayı emreder!

Re-aksiyoner değil, aksiyoner ve pro-aktif olmak zorundayız! Bin yıl önce, ilim ve bilim adına, bilim adamlarını yetiştirdiğimiz gibi!

İnsanlık, dün olduğu gibi bugün de, asil Türk Milletinin insani ve vicdani medeniyet değerlerine muhtaç bir durumdadır!

Türk medeniyeti, insanı yaşat ki devlet yaşasın ilkesine sıkı sıkıya bağlıdır! İnsanı yok etmekle bir yere varılamaz! İnsan olmadan devletin ve dünya hegemonyasının da bir anlamı olmayacaktır!

İnsan eşrefi mahlûkattır! İnsanın eşrefi mahlûkat olmasının sırları; Allah’ın yeryüzündeki halifesi ve her şeyin insan için yaratılması, ruhundan üflemiş olmasıdır! İrade sahibi ve Emaneti yüklenmiş olmasından kaynaklanmaktadır!

Dünya denen geçici konak ve durakta, her şey ama her şey, hâkimi mutlak olan Allah tarafından insan denilen şerefli varlığın hizmetine sunulmaktadır! Birileri de, tanrıcılık oynamak adına, bilim ve teknoloji ile insanı modern köleler haline getirmeyi planlıyor!

Herkesin bir hesabı ve planı vardır! Sonsuz Kudret sahibi ve iman ehlinin de bir hesabı ve planı mutlaka olmalıdır!

Kadim Türk Devlet Aklı; medeniyet tarihi, ilim ve bilim çerçevesinde, yeniden kurulacak, insanı yok sayan, sömürü ve kölelik düzeni ve sistemine karşı, insani ve vicdani yeni bir paradigması ile bir çıkış yolu bulacaktır!

Son yıllarda yaşadıklarımız; İnsanlık adına; ilim ve bilimin geldiği son noktada; insan kalabilmek, kâmil insan olabilmek ve küresel güçlerin tanrıcılık adına; modern yeni köleleri, esfel-i safilin olmak zaviyesinden, yeni bir yol ayrımında olduğunu işaret etmektedir!

Her seçimin vazgeçiş olduğu bir dünyada yaşadığımıza göre! Neyi seçmeliyiz? Fıtrata uygun bir şekilde Eşrefi Mahlûkat ve Kamil bir İnsan olarak kalmayı mı?

Yoksa İlim ve Bilim ile kontrol edilebilir, yönetilebilir ve yönlendirebilir modern yeni köle ve Esfel-i Safilin olmayı mı? Hangisini?

Birileri, yeryüzünde Tanrıcılık oynamayı, insanlığın yatqtılışından itibaren sürdürmektedir! Pes edecekler mi? Tabii ki hayır! Onlar Tanrıcılık adına ne yapmaları gerekirse yapacaklar!

Karşısında da, Allah’ın halifesi konumunda ki eşrefi mahlukat olanlar, gereğini mutlaka yapacaktır! Dünyanın düzeni böyle! Öyle bir GEÇER ZAMAN ki! Dünyanın da DÜZENİ böyle!

Her şey zıddı ile kaim olduğuna göre! Zıtlar üzerinden yeni bir DENGE kurulmakta olduğuna göre!

İnsan vücudu da, ZITLAR ile mükemmel bir varlıktır! Ya da yaratılış ve dünyanın dengesi, düalist bir yapı olmak zorundadır! Aksi halde, VARLIK, var olamaz!

14 Mayıs 2023 Seçimleri ve Türkiye Projeksiyonu -3-

İnsanoğlu, varoluşundan itibaren, yaşadığı her gelişme, sonsuza kadar sürecek ve yenisi de gelmeyecek zannetmektedir!

İnsanlık; teknoloji ve bilim üreten bir mekanizmanın varlığını, bazen kabul etmekte zorlandığı dönemler olmuştur!

Hayat durağan değildir! Sürekli bir hareket ve devinim halindedir! Hayatın kendisi bir enerjidir! Dünya, hareket halindeyken enerji üretmektedir!

İnsan denilen varlığın kendine ait bir enerjisi vardır! Pozitif veya negatif yönde! Peki, senin veya benim, enerji hangi yöndedir!

Bazı insanlar sadece negatif enerji yüklü bulutlar ile donatılmıştır! Böyle kişiler ile uzun süre br arada bulunmak, radyasyona maruz kalmak ile eş değer kabul edilir!

Pozitif kişi ve ortam, farkında olmadan ve hesapsız bir şekilde, pozitif enerji yüklü kişi ve durumlara davetiye çağırır!

İnsanoğlu elle tutamadığı ve gözle göremediğini, hem kabul etmekte ve hem de tahayyülde zorlanmaktadır!

Kişi hayatının her bir safhasında; yeni bilgi ve teknolojiyi bir şekilde kullanmaktadır! Teknolojinin olmadığı bir hayat düşünülememektedir!

Yeni bilgi ve değişimi kabul etmeyen ve değişime direnenler, yeni bilgi ve teknoloji ekosisteminden, ya dışlıyor ya da yok ediyor!

Tercih; akıl, basiret, feraset nimeti ve iman şerefi ile donatılmış insanoğluna kalmaktadır!

Nuh (as)’in getirmiş olduğu yeni bilgiyi kabul eden ve gemisine de binip kurtulan insanlar gibi!

Musa (as)’in getirmiş olduğu yeni bilgiyi kabul edenlerin Kızıl denizi geçip yeni bilgi ile hayata yeniden başladıkları ve kabul etmeyenlerin de suda boğulup helak oldukları gibi!

İnsanlık adına, son ve yeni bilgiyi getiren, Hz. Muhammed (sav)’ın yaşadıkları, yeni bilgiyi kabul edenlerin durumu, insani dereceleri ve kabul etmeyen inkârcıların düşmüş olduğu durum bizlere bugün için ne gibi ibret ve dersler aktarmaktadır!

Bilgi çok ağırdır, yeni bilgiyi kabullenmek ise çok zordur! Yeni bilgiyi kabul edenlere, başkaca yeni bilgiler aktarılmakta ve yeni yeni kapılar açılmaktadır!

Hayat seçimler üzerine bina edilmiştir! Neleri seçiyor ve nelerden vaz geçiyoruz?

Sonsuz Kudret Sahibi Yüce Allah; sonsuz ilmi ile insanlık için faydalı olacak yeni bilgi ve teknolojiyi yaratmış, insanoğlunun bunları keşfetmesini ve bulmasını arzu etmiştir!

Aklı olmayan, gözleri kör, kulakları sağır, dilleri lal olmuş ve gönlü de mühürlü olan insan; yeni bilgiyi kabul etmeyecektir!

Yeni bilgi veya dönem; hazır olanlar ile birlikte başarılır! Hazır olmayanlar yolda kalır! Geçmiş toplumlar da olduğu gibi! Peki, Yeni BİLGİYE ve yeni bir DÖNEME hazır mıyız?

Yeni bir BİLGİ – yeni bir DÖNEM ve yeni bir SİSTEMİN tüm emareleri, Ehline ve Ehlince malumdur! Tabii ki Görene! Köre gösteremez ve Sağıra da işittiremezsiniz!

Türk Devleti, Türk Devletleri Teşkilatının kurulması akabinde; Kadim Türk Devlet Aklı nezaretinde; yeni dünya sistematiği çerçevesinde, YENİ bir DÖNEME evirilmek üzeredir!

14 Mayıs 2023 Seçimleri ve Türkiye Projeksiyonu -2-

Türk Devlet yönetim sistematiğine, beş bin yıllık Kadim Türk Devlet Aklının tamamen hakim olduğunu ve bir çadır devleti olmadığını, ifade ediyoruz!

Siyaset başka bir şeydir! Seçimle iktidara gelen hükümet başka bir şey!

Devlet ve Devlet yönetim sistematiği ise başkaca bir şeydir!

Siyaset ve partiler; seçimle iktidara gelir, meydanlarda vatandaşa verdiği vaatleri, imkânlar çerçevesinde yerine getirebilir!

Vatandaş, bir sonraki seçimde, tercihini başka bir siyasi partiden yana kullanabilir! Demokrasi dediğimiz kurumun güzelliği, buradan kaynaklanmaktadır!

Devletin tüm memurları; bulundukları makam ve mevkiin geçici olduğunu ve babasından miras kalmadığını, bu makamların vatandaşa sadece hizmet yerleri olduğunu, aklından çıkarmamalıdır!

Devletin memuru; haksız ve haram yoldan elde ettiği tüm dünyalıkları, günü geldiğinde DEVLET almasını bilir! Bizden hatırlatması!

Tüyü bitmemiş yetim malına el uzatan haramzadelerin, ellerini; devlet günü geldiğinde kırar! Devlet sadece mühlet verir fakat ihmal etmez!

Peki, iktidar ya da hükümet değişim nasıl olacaktır? Ya da değişimin vakti gelmiş midir Nasıl bir lider veya siyasi kadro devletin başına gelecektir?

Kabul ve ön kabulleri yıkmak atomu parçalamaktan zordur! Yeni gelen bilgiyi kabul etmek kolay bir mesele değildir!

Devletin sahibi kimdir? Devlet, birilerinin tapulu malı mıdır? Devlet ve hükümet aynı şey midir?
Hem beş bin yıllık bir devlet geleneği ve hem de Kadim Türk Devlet Aklından dem vuracağız!

Hem de devletin başına gelmesi muhtemel siyasi kadronun tombaladan çıkması bekleyeceğiz, öyle mi?

Peki, Türk Devleti ebed-müddet-devam ve nizam-ı alem ülküsü nasıl işleyecektir?

Algıları yıkmak ve değiştirmek; atomu parçalamaktan zordur! Atom parçalandığı gibi yarım asırlık ALGILAR parçalanacak ve tüm eski ALGILAR yıkılacak!

HER ŞEY DEĞİŞİR! Değişmeyen tek şey Değişimin taaa kendisidir! Değişime direnenler kaybeder! Değişime direnenler tarih olur!

Her iş vakti saati gelince vuku bulur! Bir iş veya olgunun vakti saati geldiğini bilmeyen cahil ve inatçı tipler; sadece direnir ve kibirlenir!

Direndikçe ve Kibirlendikçe, HATA üstüne HATA yaparlar!

Siyasi değişimin vakti ve saati, her dönemde olduğu gibi Ehline ve Ehlince malumdur! Konjonktür, Değişim yönünde işaretler vermektedir! Malumu ilan etmek, sözün fazlası aptala söylenir, babından kabul edilir!

14 Mayıs 2023 Seçimleri ve Türkiye Projeksiyonu!

Türkiye Cumhuriyeti Devleti yönetim sistematiğine; Türk Devlet Kodları ve Kadim Türk Devlet Aklı, tamamen hâkim bir durumdadır!

Devletin savunma sanayi ve diğer alanlarda ki; tüm proje veya yatırımlar ve dış politikası, hükümet veya iktidar değişimi akabinde, bir değişim olacağını, düşünmüyorum!

Eskilerin ifadesi ile KIRMIZI KAPLI DEFTER devrededir! Ve Kırmızı Kaplı Defter tamamen Devlet Aklının denetimi altıdadır!

Türk Devleti; bir MUZ Cumhuriyeti olmadığını ve dünyada iddiası olmayan bir İsveç veya Norveç olmadığını, TURAN ve KIZILELMA ülküsü hedefleri çerçevesinde Nizam- ı Alem yolculuğuna devam ettiğini, hatırlatmadan geçmeyelim!

Bazı aklı evvel takımının ifade ettiği gibi tüm proje ve yatırımlar, iktidar değişimi akabinde, durdurulacak, öyle mi? Tüm projeler kaldığı yerden devam edecektir! Devlet Aklı, her duruma hâkimdir! Devlet; kişi ve siyasilere baki değildir!

Devlet Aklı; Devlet yönetim sistematiğinde; Küresel EKOL ve İŞBİRLİKÇİ kavgalarına artık asla izin vermeyecektir! Aksi halde bir yüz yılı daha kaybederiz!

Hükumet veya iktidar değişim olursa, devletin yarım kalan veya devam etmekte olan tüm proje ve yatırımları, ne olacak diye soran dostlara, cevaben!

Anadolu, Selçuklu ve Kuvay-i Milliye Ruhu devlet kodlarının devlet sistematiğine tamamen hâkim olduğu! Bürokraside; Ehliyet ve Liyakat temeli üzerine bina edişmiş RESTORASYON akabinde; yeniden bir şahlanış başlayacaktır!

Devlete hortum dayamış ve sadece devlet ihaleleri ile ayakta kalan iş adamı – kurum ve yapı var ise TASFİYE olacaktır!

Bürokrasi; Ehliyet – Liyakat – Kifayet, ADALET ve Hakkaniyet üzerine BİNA edilecektir!
Anadolu diyarı ve tüm İslam beldelerinin, Türk ve İslam olarak mayalanmasında emeği geçen, Hanefi – Ye’sevi ve Maturidi İslam geleneği yeniden bu topraklarda şahlanacaktır!

Türk milletinin İslam, Kuran ve Hadisler ışığında; insanlığın hayrına medeniyet eserleri, icatları, buluşları, ürettikleri kültürel eserler ve keşifler, yeniden başlayacaktır!

Kadim Türk Devlet Aklının varlığını, devlet yönetim sisteminde ki nüfuzunu görmek ve anlamak istemeyen gafillere diyecek bir sözümüz, olmayacaktır!

Peki, Kadim Türk Devlet tarihinde, on altı TÜRK devleti öylesine ve sıradan bir gelişme olarak mı kurulmuştur!

Hem 2023’den sonra; GÜÇLÜ ve BÜYÜK TÜRK Devletini inşa edeceğiz, diyeceğiz! Hem de ESKİ ve EKSİ kişi ve kuramlar ile yürümeye devam edeceğiz, öyle mi?

Pisliği bulanmış; ESKİ ve EKSİ kişi ve kuramlar ile YENİ bir DÖNEM ve SİSTEM kurulamaz!

14 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı ve 28. dönem TBMM Genel Seçimleri!

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan; 10 Mart 2023 tarihinde ve resmi gazetenin mükerrer sayısında yayımlanan, Anayasa’nın 116’ncı maddesine dayanarak, Cumhurbaşkanlığı ve TBMM Millet Vekili seçimlerinin yenilenmesi kararını, aldığını açıklamıştır!

Anayasanın 116. maddesi; Türkiye Büyük Millet Meclisi, üye tamsayısının beşte üç çoğunluğuyla seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Bu halde Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır.

Cumhurbaşkanının seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır.

Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir.

Seçimlerinin birlikte yenilenmesine karar verilen Meclisin ve Cumhurbaşkanının yetki ve görevleri, yeni Meclisin ve Cumhurbaşkanının göreve başlamasına kadar devam eder.

Bu şekilde seçilen Meclis ve Cumhurbaşkanının görev süreleri de beş yıldır, diyor!

14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak olan, Cumhurbaşkanlığı ve TBMM 28. dönem Millet Vekili seçimleri, ülkemiz ve tüm gönül coğrafyası için hayırlı olmasını dilerim!

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 2023 – 2053 ve 2071 Nizamı Âlem ülküsü; Turan ve Kızıl Elma hedefleri çerçevesinde, yeni bir döneme adım atması ve tüm gönül coğrafyası ile kucaklaşma yapabilmesi için tek bir operasyona ihtiyaç olduğunu, 15 Temmuz 2016 hain darbe ve 24 Haziran 2018 genel seçimleri sonrasında ki tüm yazılarımda, vurgulamaya çalışıyorum!

Erken veya zamanında yapılacak bir genel seçim ve devlet yönetiminin Kurucu İrade temsilcilerine devir teslim süreci!

Yeni dönem; Selçuklu – Horasan, Kurucu İrade ve Kuvay-i Milliye Ruhu devlet kodlarının sisteme hâkim olduğu ve kadim devlet gelenek temsilcileri ile birlikte, TÜRK bir Lider ve kadro maharetiyle; RESTORASYON süreci akabinde; yeniden diriliş ve şahlanışın başlangıcı olacaktır!

Kuvay-i Milliye Ruhu; ihtiyaç olunduğunda, ülke olarak, tek bir yumruk olabileceği ve düşmanın kafasına yumruğu indirebileceği; her bir ferdin; vatanın bekası için elinden gelen her hizmeti verebileceğinin genlerimize işlenmiş halidir!

Yeniden Kuvay-i Milliye Ruhu – Kurucu İrade – DİRİLİŞ ve KURULUŞ KODLARINA dönmeliyiz!
Aksi halde BİRLİK ve BÜTÜNLÜĞÜ sağlayamayız! Birlik ve beraberlik olmadan, Anadolu’yu dar ederler!

Yeni dönemde; devlete çöreklenmiş LEGAL ve İLLEGAL ne kadar yapı ve kurum var ise TASFİYE olmak zorundadır!

Yeni dönem; Ehliyet ve Liyakat, Adalet ve Hakkaniyet temelleri üzerine bina edilecektir!

Yeni dönemin tüm göstergelerini, devlet yönetimi ve bürokrasinin en kılcalında hisseden; ehliyetsiz – liyakatsiz kifayetsiz muhteris ve çapsız ne kadar tip var ise sistemden tamamen ayıklanacaktır!

Ehliyetsiz – liyakatsiz – kifayetsiz muhteris ve çapsız tiplerin direnmeleri boşunadır! Direnmeleri sadece inkârlarını artıracak ve devletin CELAL yüzü ile karşı karşıya kalacaklar! Yapmış oldukları tüm haksız çöreklenmeler ve ihanetlerin hesabı tek tek sorulacaktır!

İşinde – gücünde ve aşında olan; Maddi ve Manevi olarak, TEMİZ kalanlara diyecek sözümüz olamaz!

İnsanlar kimlerle düşüp kalktıklarına dikkat etmelidir! Dedikodu, gıybet ve iftira eden, edepsizlik yapan, edepsizliği normalleştirecek davranışlarda bulunan kimseler kötülerdir; onlarla düşüp kalkanlar da giderek onlara benzer!

Kötü olanlar Kötülerle, Temiz olanlar da Temizler ile bir ve beraber olur! Anlayana! Anlamayana davul ve zurna az gelir!

Yeni dönemin tüm işaretleri ve PERDE ARKASINDA ki Devlet Aklının KURGUSUNU; okumayan, anlamayan ve göremeyenler; MAGAZİN boyutu ile gününü gün eder! Herkes aklının ve ruhunun çapı kadar bu alemde yer edinebilir!

Masa – Kasa ve Nisa ile meşgul olan tiplerin, Devlet Aklı ve Kurgusunu, anlamasını ve idrak etmesini zaten beklemiyoruz!

Türk Devleti, bir muz cumhuriyeti olmadığına göre! Türk Devleti, bir Norveç ve İsveç olmadığına göre!

Nizamı âlem ülküsü ve Turan – Kızıl Elma hedefleri çerçevesinde hareket eden, Türk Devleti ve Türk Milletinin, hem dünya ölçeğinde ve hem de bölgesinde, iddiaları olmak zorundadır!

Hedefleriniz ve iddialarınızdan vazgeçtiğiniz anda, sosyal ve ekonomik olarak çok rahat bir şekilde yaşamaya başlarsınız! Aynı İsveç gibi!

PARAYA ve RAHATA boğarlar! Tasma mı? Yoksa özgürlük mü?! Ya istiklal ya ölüm! Ya Yok olacağız ya da Öleceğiz! Ya da Türk Devleti ebed müddet devam edeceğiz! Hangisi!

Türkiye gibi kilit ülkelerde ki siyasette; Bir şey vuku buluyorsa, o şeyin önceden Kadim bir AKIL tarafından kurgulandığı ve planlandığından emin olabiliriz!

Neymiş Efendim! Sözün tamamı veya fazlası, aptala söylenir!

İfade etmeye çalıştıklarımız, Ehlince ve Ehline malumdur! Malumu da İLAN etmeye de gerek yoktur!

Gelecekler! Hiç Gitmediler ki! Bu SON olacak!


Yaşadığınız kara parçası, dünyanın jeopolitik olarak merkezinde bulunuyorsa, uykusuz geceleriniz olmak zorundadır! Dünyanın ve medeniyetin merkezi, beşiği olan bir bölgede yaşamanın elbette ki; bazı zorluk ve sıkıntıları olacaktır! Coğrafya kaderdir!

Dünya üzerinde, her kara parçası aynı konum ve özellikte değildir! Ley Hatlarında olduğu gibi! Sonsuz Kudret sahibi yüce Allah, bazı bölgelere farklı farklı konum ve özellikler vermiştir! Dünya üzerinde, Anadolu başkaca bir yerdir! Bu bölgelerde yaşayan halk, bazı sıkıntıları çeker!

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kurulduğu tarihten bu günlere kadar, işbirlikçiler maharetiyle, küresel ekol temsilcilerini yönetim kadrosunda görmekteyiz!

Her ne kadar bu durumu kabullenemesek de! Ne zaman ki; işbirlikçileri yönetim kademesinden çıkardık ve yerli – milli ve bağımsız politikalar geliştirmeye başladık; bam teli de burada kopmuştur!

Dünya emperyalistlerinin 1071’i unutmaları mümkün değildir! Eğitim sistemimizde okullarımızda bu ruhunu çocuklarımıza her ne kadar veremesek de! 1071, Anadolu kapıları ardına kadar bu topraklarda bir ve beraber yaşamış bütün etnik gruplara açılmıştır! Bu ruhun tekrar canlanmasından korkuyorlar!

1453 tarihi ise yeni bir çağın açıldığı dönemdir! Emperyalistlerin bu tarihi, unutmaları ve kendi halklarına unutturmaları kabil midir? 2053 tarihi, dünyaya 600 yıl hüküm sürmüş bir devletin ve milletin de, 600. Yıl dönümüdür!

2023 tarihi ise Türk Devleti ve Türk Milleti için yeni bir MİLAT olacaktır! 1071 ve 1453 tarihlerinde olduğu gibi!

Gelecekler ve gelmeye de devam edecekler! Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ülkesi ve bölge üzerindeki hedeflerinden vazgeçinceye kadar! Her koldan ve her yönden gelmeye devam edecekler!

Dün yedi bölgede ve yedi düvel olarak geldikleri gibi! Bugün de işbirlikçi aparatlar ürerinden terör ve başkaca türden gelecekler!

Dünya üzerinde bazı kara parçaları üzerinde yaşamak gerçekten zor olduğundan bahsettik! Zor olan yerlerin en önemlisi Anadolu kara parçasıdır!

Anadolu; İnsanlık ve tüm eski medeniyetlerin neşv-ü nema bulduğu yerdir, burası! Anadolu, Avrasya’nın giriş kapısı ve anahtarı konumundadır!

Adamlar, her gün yeni yeni sinsi ve kirli planlar açıklıyor! Sinsi plan üstüne plan, strateji üstüne strateji geliştirirken, içimizde ki ahmak ve sefih tipler, ne işimiz var diyor! Avrasya kara parçasına, hâkim olan bir güç veya devlet; dünyanın süper gücü ve hâkimi olacağını iddia ediyorlar!

Anadolu kara parçası üzerinde yaşayan halklar; bir ve beraber olduğu müddetçe; Kurtuluş ve Çanakkale ruhu ile bezendiği takdirde, bu ülkeyi istedikleri gibi bölme ve parçalama operasyonlarına girişemeyecekler! Sadece ufak tefek zarar verebilirler!

Tek dertleri; bölge üzerinde yaşayan halkların bir ve beraber hareket etme ruhunu örselemek!

Deprem döneminde daha da perçinlendiğine şahit olduk! Bu örseleme girişimleri, içeriden ve kurmuş oldukları taşeron örgütler üzerinden devam edecektir!

Doğrudan gelemezler! Gelmeyecekler de! Taşeron ve işbirlikçileri üzerinden gelmeye devam edecekler! Gelecekleri varsa, tabii ki görecekleri de var! Bu defa geldiklerinde tek parça halinde göndermeyeceğiz! Böylece bilinmeli!

B u defa; Hem ağababalarını ve hem de içimizde ki işbirlikçilerini toptan göndereceğiz! Başlasın Türk ASRI!. Başlıyor TÜRK YÜZYILI!.

Gelecekler! Geldikleri gibi de Gidecekler!

Yaşadığınız kara parçası, jeo-politik ve jeo-stratejik olarak dünyanın merkezinde bulunuyorsa, uykusuz geceleriniz olmak zorundadır.

Dünyanın ve medeniyetin merkezi, beşiği bir bölgede yaşamanın elbette ki bazı sıkıntıları olacaktır.
Dünya üzerinde her kara parçası aynı konum ve özellikte değildir. Allah bazı bölgelere farklı farklı özellikler vermiştir.

Bölgede yaşayan halklar bazı sıkıntıları çeker ve sonunda refaha ulaşır. Ya da bölge üzerinde ve yaşadıkları kara parçası üzerinde hesabı olan büyük devletlere teslim olur. Zillet ve esaret içinde yaşar gider!

Türk milleti, bağımsızlık ve özgürlüğüne aşık olduğuna göre! Tercih bölge üzerinde yaşayan halkların seçimidir.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Kadim Türk Devlet Aklı nezaretinde, devlet-i ebed müddet devam ülküsü; 2053 ve 2071 hedef ve vizyonu çerçevesindeki kutsal nizam-ı alem yolculuğuna devam etmektedir! Kolay bir yolculuk olmayacaktır! Her türlü engel ve başkaca saldırılar ile muhatap olacağız! Burası Anadolu! İnsanlık bu topraklarda neşv-ü nema bulmuş ve dünyaya dağılmıştır!

Küresel ve emperyalist güçlerin 1071’i unutmaları mümkün değildir. Eğitim sistemimizde, bunun ruhunu çocuklarımıza her ne kadar veremesek de!

1071 tarihi, Anadolu topraklarının kapıları ardına kadar bu topraklarda bir ve beraber yaşamış bütün etnik gruplara açılmıştır.

1453 tarihi ise orta çağın kapandığı ve yeni bir çağın başladığı bir dönemdir. Küresel ve Emperyalistlerin bu tarihi de unutmaları ve kendi halklarına unutturmaları kabil midir? 1453 tarihi dünyaya 600 yıl hüküm sürmüş bir devletin, 600. Yıl dönümüdür.

2023 tarihi ise Cumhuriyetin 100. kuruluşu ve yeni bir dönemin başlangıç tarihidir.
Tüm bu hedeflere güllük gülistanlık bir şekilde ve çiçeklerle gitmemize izin vereceklerini mi zan ediyoruz!

Dünya üzerinde bazı kara parçaları üzerinde yaşamak gerçekten zor olduğundan bahsettik. Dünya üzerinde, en zorlu olanı da Anadolu kara parçasıdır. Anadolu kara parçası, Avrasya zenginliklerin giriş kapısı ve anahtarı konumundadır. Avrasya kara parçasına hâkim olan bir güç, bir devlet dünyanın süper gücü ve hâkimi olacağının farkındalar.

Anadolu kara parçası üzerinde yaşayan halklar, bir ve beraber olduğu müddetçe, Kuvay-i Milliye ve Çanakkale ruhu ile bezendiği takdirde, bu ülkeyi istedikleri gibi bölme ve parçalama operasyonlarına girişemeyecekler.

Tek dertleri bölge üzerinde yaşayan halklar; bütün etnik grupların bir ve beraber hareket etme ruhunu örselemeye çalışmak. Bu örseleme girişimleri de içeriden ve kendi oluşturmuş oldukları taşeron örgütler üzerinden devam edecek.

Doğrudan gelemezler. Gelmeyecekler. Taşeronları ya da başkaca teknolojik saldırılar üzerinden gelmeye devam edecekler. Son çırpınış ve saldırıları! Bir daha gelmeye cüret dahi edemeyecekler!

Uyutulan ve uyuşturulan DEV uyanmış; Tarihi Kadim Devlet Kodlarına dönmüştür!

Bu asil milletin metanetini kırmaya ve manevi duyarlılığını test etmeye devam edecekler! Kıramayacaklar! Başaramayacaklar! Fakat çok CANIMIZ yanacak! Dün olduğu gibi çok CANLARIMIZ da gidecek!

Her geldiklerinde budadılar fakat her defasında daha GÜÇLÜ bir şekilde, Küllerimizden ve KÖKLERİMİZDEN YENİDEN Doğduk! Bu defa Daha güçlü bir şekilde Ayağa kalkacağız!

Deprem! Yalan – Dolan ve Dezenformasyon!

Küresel ve emperyalist güçler ya da küresel şeytani akıl denilince; sadece top – tüfek – tank – asker ve ordu geliyorsa, aklımıza ya da düşünce sistematiğimize, birileri format atmış demektir! Yanılıyoruz!

Küresel ve emperyalist güçler ya da şeytani akıl her ülkede; çıkarları çerçevesinde, hedeflerine hizmet eden; işbirlikçi ve taşeron; Dergisi, Gazetesi, Milletvekili, Yazarı, Ekonomisti, Bürokratı, Partisi, Hukukçusu, Mühendisi, Doktoru, İmamı, Fahişesi, Eğitimcisi, Sanatçısı, Tarikatı, Cemaati, Sağcısı, Solcusu, Askeri ve STK’sı varıdır! Biz bunları yıllarca tanıyamadık! Bilemedik! Ve sürekli kaybettik!

Küresel ve emperyalist güçler ya da şeytani akıl operasyon yapacağı bir ülkede, işbirlikçi ve taşeronların hepsini birden harekete geçirir. Sokaklar karışır. Ülkede kaos hakim olur. Sonunda ya hükümet devrilir, ya darbe olur, ya da çıkarları çerçevesinde ülkeye yeniden reset atılıp yön çizilmeye çalışılır! Ya da büyük tasfiyeler gerçekleşir!

Küresel ve emperyalist güçler ya da şeytani akıl, deprem bahanesi ile içeride yıllardır besledikleri; işbirlikçi ve taşeron Dergi, Gazete, Yazar, Çizer, Ekonomist, Bürokrat, Hukukçu, Mühendis, Doktor, İmam, Eğitimci, Sanatçı, Tarikat, Cemaat, Sağcı, Solcu ve STK’ları, harekete geçirmiş, olabilir mi? Neden olmasın! Küresel ve işbirlikçi ekol temsilcileri, içeride halen çok etkin bir durumdalar!

Deprem olduğu andan itibaren toplumsal birliği ve milletin metanetini bozmaya yönelik, küresel işbirlikçi ve taşeronların üretmiş oldukları; yalan – dolan – provokasyon ve dezenformasyon içeren haber ve yazılara kabaca bir bakalım!

Deprem bölgesinde arama kurtarma çalışmaları yapılmıyor!
Malatya’da Kızılay Bölge Kan Merkezi tamamen yıkıldı!
Adana Havalimanı ikinci bir karara kadar uçuşları kapatıldı!
AFAD, akşam 8.5 şiddetinde deprem beklendiğini açıkladı!
Deprem sonrası Uşak’ta 100 liralık battaniye 250 lira oldu!
Afet bölgesinde arama kurtarmada TSK devreye girmedi!
Depremde hasar gören Mersin Şehir Hastanesi boşaltılıyor!
Deprem sonrası Atatürk Barajı’nda çatlaklar oluştu!
Afet bölgesine giden iş makineleri engelleniyor!
Depremde nükleer santral patladı!
Depremzede çocuğa şiddet uygulandı!
Depremzedeler çıkartılırken başka bir ekip gelip çıkarma işlemini yaptı!
AFAD’a, kişinin yaşadığına dair ihbar gelmedikçe arama kurtarma çalışması yapılmıyor!
Antakya’da cenazeler, isim yerine numara verilerek gömülüyor!
Deprem mağdurlarına yardım yapılmadan GBT yapılıyor!
Hatay’da çadırlar dağıtılmadı!
Hatay Barajı patladı!
Kapılar açıldı, Suriye’den yüz binlerce sığınmacı getiriliyor!
Deliller toplanmadan enkazlar kaldırılıyor!
Hatay’da ATM’ler yağmalanıyor!
İspanya ordusu İskenderun’da devriye görevi yapıyor!
Afet bölgesinde bir tane Diyanet görevlisi yok!
Cenazeler kimsesizler mezarlığına gömülüyor!
Yardım TIR’ları engelleniyor!
Refakat’ siz çocuklar cemaatlere veriliyor!
Hatay’da yabancılara mülk satılıyor!
Hatay’da salgın hastalık başladı, şehrin boşaltılması gerekiyor!
Enkaz altında kalanların bilekleri kesilip takıları çalınıyor!
Elbistan Belediye binası hasarlı olduğu için yıkıldı, resmi evraklar enkaz altında.

Buraya yazamadığımız daha neler var neler! Bir insan olarak, yazılan ve sosyal medyada dolaşan ifadeleri gördükçe, olamaz diyoruz! Devlet ve millet olarak, yıkılan binalarda, bir CAN derdinde iken, birileri de, devleti ve milleti, neler neler ile meşgul etmektedir! Peki, neden?

Yalan – dolan haber ve dezenformasyondan geçilemez bir durumda! Devlet ve yetkililer, bu vb. haberlere cevap vermekten ya da doğruları açıklamaktan iş yapamaz bir durumdadır! Peki, neden?

Anladık mı şimdi neler olduğunu! Anladık mı şimdi hedef başkacadır! Asil milletin milli birlik ve beraberliği kırmadan bu topraklarda hiç bir şey yapamazlar! Tek dertleri, milli birlik ve beraberlik ruhunu kırmak! Başaramayacaklar!

Türkiye, Meydan Muharebesi!

Küresel ve emperyalist güçler; özellikle Anadolu ve Mezopotamya bölgesinde, sinsi ve kirli bir hesabı bulunmaktadır! Bu bölgeyi denetim ve kontrolüne alan bir küresel güç, Dünyadaki hegemonya konumunu devam ettirebilir! Aksi halde küresel varlık noktasından geriye düşmek ve yok olmak durumunda kalacaktır!

Dünyanın enerji üssü ve enerji hatlarının da geçiş ve koridor merkezi bu bölgelerdir! Dönemin küresel ve emperyalist güçleri, İki yüz yıl önce, Osmanlı imparatorluğunu parça parça edebilmek için her türlü girişimde bulunmuştur!

İçerideki işbirlikçi ve taşeronlar maharetiyle, yüz yıl önce hedeflerine erişmiş, koca bir imparatorluk lime lime edilmiş, her lime de bir küresel gücün güncel konumuna göre sömürüsü ve denetimine verilmiştir! Milyonlarca İnsanın ölüm ve kanları üzerinden bir paylaşım ve bir sömürü düzeni!

Peki, günümüze geldiğimizde, farklı gelişmeler olmakta mıdır! Yüz yıl önceki küresel ve emperyalist güçler, çıkarları ve hegemonya varlıklarını koruyabilmek için bölgemize, özellikle de Doğu Akdeniz’e inmiştir!

On bin kilometre ötelerden buralara kadar bir küresel güç neden gelir? Bölgemizin refahı ve huzuru için değil tabii ki! Tek hedefleri; bölgenin ve bölge halklarının doğal hakkı yer altı ve yer üstü zenginlikleri, paylaşabilmek! Yüz yıl önce, işbirlikçiler üzerinden, geldiklerinde anlayamamış ve okuyamamıştık!

Türkler tarihte birçok devlet kurmuş asil bir millettir! Türklerin tarihi büyük ve kalıcı savaşlarla doludur! Dünya tarihinden Türkleri çıkardığınız vakit geriye hiçbir şey kalmayacaktır!

Malazgirt Meydan muharebesi; horasan erleri üzerinden Anadolu’ya keşif akınları düzenleyen Türklerin kalıcı olarak Anadolu’ya giriş yaptıkları ve yurt edindikleri bir savaştır!

Ankara Savaşı; İki büyük Türk beyinin karşı karşıya geldiği ve Beyazıt’ın Timur karşısındaki mağlubiyeti ile sona ermiştir!

Böylelikle, Anadolu’daki Osmanlı hakimiyeti on yıl kadar bozulmuş, Türk birliği gecikmiş, kişisel kompleksler, iki büyük Türk devletinin de büyük yanlışlar yapmasına sebep olmuştur.

İstanbul’un fethi, şüphesiz ki tüm dünya tarihini etkilemiş bir olaydır. Bir Çağı kapatmakla kalmayıp, bin yıllık Doğu Roma’yı tarihe gömen büyük bir savaştır.

Çanakkale ve Kurtuluş savaşları; asil millete asla esaret ve boyunduruk vurulamayacağını tescillemiştir! Asil millet, istikbal ve istiklaline aşkı ile dönemin yedi düveli ve paralı askerlerine karşılık BAĞIMSIZLIK ve KURTULUŞ mücadelesini vermiştir!

Küresel ve emperyalist güçler, Anadolu’yu Türklere yurt eden 1071 Malazgirt meydan muharebesi ve bir çağın kapandığı yeni bir çağın başladığı, Bizans – Roma İmparatorluğunun yıkıldığı, 1453 İstanbul’un fethini unutmaları ve halklarına da unutturmalarını beklemek, safdillik olacaktır!

Bugün; Bölgemiz ve sınırlarımızda, bir meydan savaşı verilmektedir. Türkiye, küresel güçlerin savaş meydanı konumundadır! Küresel ve emperyalist güçlerin Türkiye meydan muharebesi, on bir eylül tarihindeki simgesel ikiz kule saldırıları akabinde başlamıştır!

Türkiye meydan muharebesi, 15 Temmuz tarihindeki hain darbe ve işgal kalkışması ile devlet ve milleti, tamamen teslim almak suretiyle, bu dosya kapatılmak istenmiştir!

Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk milleti, tarihinden gelen kadim medeniyet, yirmi dört milyon kilometrekarelik gönül bağları ve mazlum milletlere karşı, adalet ve hakkaniyet ölçüsü olmadan, bir küresel güç bu bölgede kalıcı olarak barınamaz!

Sadece; tüm bölgeyi, yakar – yıkar – parçalar – sömürür ve insanlarını da öldürebilirler!

Türkiye, dünya küresel güç ve hegemonya tahterevallisinin dengesi, enerji rezervleri ve hatlarının geçiş noktası, merkezi bir konumdadır! Türkiye tarafını belirlediği anda, hangi küresel gücün kazanacağı, diğerinin ise hegemonya konumunu da kaybedeceği bir meydan savaşı!

İçeride, işbirlikçiler ve etki ajanları maharetiyle, önceden olduğu gibi günlük, siyasi ve yerel magazinsel kısır çekişmelerle yormak ve boğmak istemekteler! Uyanık olalım! Bir ve Beraber olalım!

TÜRKİYE ve TÜRKLER olmadan, dünyada ve özellikle, bölgemizde, bir küresel güç, kesinlikle barınamaz, varlık gösteremez ve başarılı olamaz!

Anladık mı şimdi, küresel ve emperyalist güçlerin, Türkiye ya da Anadolu kara parçası üzerinden yürütülen, Dünya Meydan muharebesini!

Dünya, küresel güç tahterevallisinin dengesi ve sıklet merkezi konumundaki bir ülkede; 2023 yılında yapılacak, TBMM ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri, çok manidar ve önemlidir!

Devlet ve Devlet Adamı!.

Şeyh Edebali, Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Bey’e nasihatlerinde şöyle ifade buyurmaktadır! Ey Oğul! Şunu unutma! İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın! Zümrüt-ü Anka’nı iyi seç ki, Kaf Dağı sana yakın olsun!

Siyaset meydanlarda yapılır! Siyaset adamı ve özelliklede bir siyasi parti başkanı, karizmatik ve liderlik özellikleri olmalıdır!

Siyaset adamı, seçimi kazandıktan sonra siyasetçi kimliğini bir kenara bırakmalı ve devlet adamı olmalıdır! Aksi halde, bizim gibi ülkeler, yerinde saymaya ve patinaj yapmaya devam eder!

Devlet dediğimiz kurumda, birlik ve beraberlik adına, süreklilik esastır! Devletin bekası adına, değişmez kurallar bütünü vardır!

Her siyasi parti veya siyasetçiye göre, devletin değişmez kurallarında esneklik olamaz! Siyasetçi, devletin bekası ve milletin birliği adına bu kurallara uymak zorundadır!

Devlet ve millete hizmet etmesi için göreve başlayan, bu milletin vergileri ile maaş alan devletin tüm memurları; onun, bunun, şunun adamı veya şu siyasetçinin yakını ve kontrolünde gibi ifadelere şahit olmaktayız!

Devletin tüm memur kadrosu, birisi veya birilerinin yakını ve adamı, neden olmak zorundadır? Yoksa bu kişilerin maaşını ifade edildiği gibi adamı oldukları beyler mi ödemektedir?

Devletin memuru, kimsenin adamı olmak zorunda değildir! Devletin amiri de memuru da, devlet ve millet için çalışmak ve hizmet etmek zorundadır! Devletin memuru, kişi ya da belirli zümrelere hizmet etmesi için atanmamıştır!

Devlet memuru olup, aldığı maaşı beğenmeyen ve bu kadar maaşa ancak bu kadar çalışma zihniyetine de anlam veremiyorum! Aldığı maaşı beğenmiyor ve niteliklerine göre özel sektörde daha fazla maaş alabileceğine inanıyorsan, devleti neden meşgul edersiniz?

Devlet ve millete hizmet etmek için hem eğitim, hem ehliyet ve hem de liyakat sahibi gençler beklemektedir! Devleti ve milleti meşgul etmeyin! Boşaltın o makamları!

Devlet adamı; siyasetten geldiği gömleğini çıkaran ve devlet gömleğini giyen ve onun kurallarına uyandır!

Devlet adamı; görevine başlarken ettiği yemine sadık kalandır!

Devlet adamı; yasalara ve yargıya saygılı olandır!

Devlet adamı; yasal çerçevede uygun olan veya hak edilen fakat ahlaki ve insani olarak helal olmayan işlere de tevessül etmez!

Devlet adamı; her yasal hakkıl helal olmadığını da bilen kişidir!

Devlet adamı; devlet ve milleti yaşatmak için vardır!

Devlet adamı; devletten beslenen, semiren ve yaşayan değildir!

Devlet adamı; bir zümre veya gruba değil, sadece vatandaşa hizmet eder!

Devlet adamı; siyasi yandaş ve nepotizme hizmet etmez!

Devlet adamı; devletin memurunu sadece ehliyet ve liyakate göre atar, yandaş ve sadakate göre değil!

Devlet adamı; hak ve adalete dayanır, devletin tüm kanun ve kurallarına biat eder!

Devlet adamı; adaletin olmadığı yerde zulmün olacağını ve zulüm ile de abad olunmayacağını bilmelidir!

Devlet adamı; ilim, bilim, evrensel değerler ve devletin kuralları ile konuşur!

Devlet adamı; vicdana hitap eder, cüzdan ve dünyalık kişisel çıkarlar ile iştigal etmez!

Devlet adamı; kendini, devlet ve milletin hizmetine adar!

Devlet adamı;yaptığı işlerden kaynaklı, vatandaştan itaat ve minnet beklemez!

Devlet adamı; İnsanı Yaşat ki Devlet de Yaşasın ilke ve düsturu ile hareket eden bireydir!