AK Parti Konya Aday Tanıtım Toplantısı!

12 Nisan 2023 tarihinde, AK Parti Konya İl teşkilatı tarafından organize edilen, 28. Dönem TBMM Konya Millet Vekili aday tanıtım toplantısı gerçekleştirildi! Millet Vekili Aday tanıtım toplantısına, Konya İl teşkilatının yanı sıra ilçe teşkilatları da katılım gösterdi!

Bir gazeteci olarak; Millet Vekili Aday tanıtım toplantılarına, imkan bulabildiğim çerçevede katılım sağlamaya çalışırım! Teşkilatlarda ki dostlar ve özellikle de teşkilat mensuplarının sitemlerini göze almak suretiyle şunu açık bir şekilde ifade etmeliyim!

AK Parti teşkilatlarının bugüne kadar katılmış olduğum EN SÖNÜK, COŞKU ve HEYECAN dozajı da en DÜŞÜK bir program olduğunu, bir kenara not edelim! Neden ve niçin, konularına şimdilik girmeyeceğim!

Teşkilatların ENERJİ, HEYECAN ve COŞKU zaviyesinde düşük olması, 9. sırada Selçuklu ilçe başkanının olması ve teşkilatlardan başkaca bir adayın olmaması, suskunluk sarmalı çerçevesinden, olabilir mi, bilemiyorum!

Bir konuyu da burada ifade etmeden geçmeyelim! 27 Dönem Millet Vekillerinden 28. dönemde aday olarak listeye giremeyen ÜÇ ismin programa katılım sağlamadığını! Neden ve niçin katılım sağlamadıkları, gerekçeleri çerçevesinde dikkate alınabilir!

AK Parti Konya İl Başkanı ve Konya Büyük Şehir eski Belediye Başkanı, listenin birinci sırasında olması hasebiyle de, ŞEHRİN AĞABEYİ KONUMUNDA olan Tahir Akyürek, 207 aday adayının 28. dönem için müracaatta bulunduğunu fakat bu kadar isimden üç – beş kişi hariç kimsenin aday tanıtım salonunda olmadığını ve özellikle de bu isimlere, bir davetiye dahi neden gönderilmemiş olduğunu, vurgulamalıyım!

28 dönem TBMM Millet Vekili Konya Aday listelerinin açıklanması akabinde, Türkiye genelinde olduğu gibi şehrimizde de, teşkilatlar tarafından çok fazla dile getirilmese de, tepkilerin olduğunu, ifade etmeden geçmeyelim!

2018 genel seçimde ki rakamlara göre SEKSEN BİR BİN civarında seçmeni olan; Altınekin, Kulu ve Cihanbeyli bölgesinde iki adayın da, özellikle ön sıralarda olması, teşkilatlar tarafından çok fazla seslendirilmese de, kamuoyu bu konuda rahatsızlığını dile getirmektedir!

Diğer ilçeler çok mu değersiz! Ya da bu bölgenin oyları çok mu daha fazla?! Ya da bizim oylarımız çok mu değersiz, şeklinde sitemler vardır! Yoksa başkaca gerekçeler mi vardır?!

2018 genel seçimde ki rakamlara göre YÜZ ELLİ BİN civarında seçmeni olan; Emirgazi, Halkapınar, Ereğli ve Karapınar bölgesinde, daha önceki tüm seçimlerde, seçilebilecek sıralarda adayların olması ve bu seçimde 11. sırada, Ereğlili fakat Ereğli konusunda çok fazla bilgi ve tecrübesi olmayan bir aday, bölgenin sosyolojik ve demografik yapısından kaynaklı, seçim günü büyük bir hayal kırıklığı ve tepki oyları ile karşılaşılabileceği, konuşulmaktadır!

2018 genel seçimde ki rakamlara göre YÜZ KIRK BİN civarında seçmeni olan; Çumra, Bozkır, Akören, Ahırlı, Yalıhüyük, Seydişehir, Hadim ve Taşkent bölgesinde ise bir Çumralı, iki Taşkentli ve bir de Bozkır bölgesinin adayı bulunmaktadır! Her ne kadar bölgeyi ve bölgenin sorunlarını tanıyıp tanımadıkları sorgulanabilir olsa da!

2018 genel seçimde ki rakamlara göre YÜZ DOKSAN BEŞ BİN civarında seçmeni olan; Kadınhanı, Sarayönü, Ilgın, Doğanhisar, Çeltik, Tuzlukçu, Yunak ve Akşehir bölgesinde, neredeyse dört dönemi dolacak bir vekil karşımızda bulunmaktadır! Akşehir bölgesinin de, sosyolojik ve demografik yapısı gereği, tepkilerini her daim izhar edebilecek bir yapıda olduğunu da, ifade etmeliyim!

2018 genel seçimde ki rakamlara göre YETMİŞ BEŞ BİN civarında seçmeni olan; Derbent, Hüyük, Derebucak ve Beyşehir bölgesinde ise Konya Büyük Şehir eski belediye başkanı bulunmaktadır!

AK Parti İl Başkanı Hasan Angı; Millet Vekili Aday tanıtım toplantısında; 14 Mayıs akşamı Cumhur İttifakının oluşturduğu bu grup 15 milletvekilinin de tamamını meclise göndermenin huzurunu yaşayacağını! Milletvekili listesinin temsil kabiliyeti yüksek, tecrübeli ve dinamik adaylardan oluştuğunu! Hem mecliste, milletvekili sayılarımızı beklenen düzeyin üstüne çıkararak ülkenin bugüne kadarki kazanımlarını yeni dönemde devam ettirmek ve hem de Türkiye Yüzyılını inşa edecek bu ekiplerin heyecanla yollarına devam etmeleri, hepimizin gayreti olduğunu! Bu çerçevede, AK Parti bugüne kadar ki yaptıklarıyla oluşturduğu bu hizmetleri büyütmek, her alanda geliştirmek adına bu çabayı ortaya koyuyor, şeklinde ifadelerde bulundu!

14 Mayıs 2023 Seçimlerine Doğru Giderken!

14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve TBMM 28. Dönem Millet Vekilliği Aday listeleri, 9 Nisan tarihi itibari ile Yüksek Seçim Kuruluna ( YSK ) teslim edildi! Öncelikle listelere giren tüm adaylara, hayırlı olmasını ve başarılar dilerim!

Aday listelerinin açıklanması akabinde, bazı şehirlerde, adaylara ve partiye karşı, teşkilatlar ve kamuoyundan gelen tepkilere şahit olmaktayız! Neden acaba?

Beyler ve Bayanlar! Siyaset bir bayrak yarışıdır! Tabii bazı isimler için siyaset bir meslek olarak görülmekte, olsa da! Realitede, siyaset bir nöbet değişimi ve bayrak yarışıdır!

Adaylar zaviyesinden eleştiri olarak göreceğim tek boyut, önceden siyasette bulunmuş ve babasının isminden başka hiçbir özelliği ve vasfı olmayan oğulların teşkilatların yok sayılmak ve metazori bir şekilde, tepeden kulis ve lobi çalışmaları ile listelerde olmasıdır! Gerisi benim işim değil! Ya da isim ve şahıslar, benim işim değil!

Bir gazeteci olarak, adaylar ve seçime doğru analiz çerçevesinden, resmi; kamuoyunun net bir şekilde okuma yapabilmesi adına göstermektir! Yorum ve değerlendirme kamuoyunun takdiridir!

24 Haziran 2018 tarihinde ki; Cumhurbaşkanlığı ve 27. Dönem TBMM seçimlerinden bu günlere kadar, özellikle dost sohbetleri ve köşe yazılarımda, ifade etmekte olduğum, bir devrin sonuna geldiğimizi ve yeni bir dönemin de, tüm işaret ve göstergelerinin her alanda görülmekte olduğunu, bir gazeteci ve iletişim uzmanı olarak kaleme aldım!

Aday listelerine ve özellikle de Cumhur İttifakının aday isimleri ve listelerdeki yerlerine bu çerçeveden bakmakta fayda vardır! Kadim bir AKIL, DEĞİŞİM adına, KURGU çerçevesinde, KONSOLİDASYON işlemine hız vermektedir!

Normal ve sıradan bir gazeteci gibi siyasete ve siyasetçiye yandaş ve yanaşmak suretiyle günü gün etmek, onun bunun işlerine tavassut etmek ya da köşe kapmak derdinde olmadığımızdan, mezkur yazıları ve ifadelerimi, her daim her yerde açık yüreklilikle sergiledim!

Çünkü siyaset ve siyasetçiden bir beklentim yoktu! Devletin bekası ve milletin birliği adına, kaleme aldım, tüm bu yazıları!

Taşlanmak noktasına geldiğimiz anlar da, oldu! Hadi canım sen de, diyenler de oldu! Hiç de, umurumda olmadı! Doğru bildiklerimi ya da doğru olarak gördüklerimi ve öngörülerimi, bir vizyon ve strateji çerçevesinde, beklentiye de girmeden, kaleme almaya çalıştım!

Birileri gibi çiçek ve böcek, aşk ve tele vole de yazabilirdim! Yazılarım daha fazla okunabilirdi! Ve çok daha fazla aferin alabilirdim! Hatta belki de cebimi ve iban hareketleri ile hesabımı da doldurabilirdim!

Kamu ve Kamuoyu adına Gazetecilik mesleğinin onuru zaviyesinden yanaşma veya yandaş olmamak, yanaşma ve yandaş olmak suretiyle GÖZDE ve GÜNDEM olmak daha kolay ve kestirme, bir yoldur!

Tabii ki bu bir tercih meselesidir! Her kişi cibilliyetinin gereklerini yapacaktır! Her seçiş bir vaz geçiştir! Neyi seçtiğiniz ve nelerden vaz geçtiğiniz önemlidir! Kişinin değeri ve kalitesi; seçtikleri, vaz geçtikleri ve tepkileri kadardır!

Kamu adına bu mesleği icra edebilmek için kimseye ya da herhangi bir güç ya da iktidara, ne yanaşma ne de yandaş olmak gibi bir dert ve gayemiz oldu!

Doğru bildiklerimizi, ülkenin ve şehrin menfaatleri çerçevesinde ki öngörülerimizi, zaman – zemin ve makam – mevki ve kişi ayırt etmeden her mekanda dile getirmeye çalıştık!

Tek bir dert ve gayemiz var; Devlet ve Millet! Devletin bekası ve Milletin Birliği! Gerisi benim için hikayeden ibarettir! Ya da teferruattan!

Kadim Türk Devlet Aklı, 15 Temmuz hain darbe gecesinden itibaren, devlet yönetim sistematiğinde ve özellikle de siyasette, yeni bir rota ve kurgu belirlediğini!

Bu kurgu çerçevesinde, Siyasal İslam temsilcilerine iktidar ve hükümette yer olmadığını! Bir devrin kapandığını ve kalkınma – şahlanma odaklı, yeni bir dönemin de başlamakta olduğunu, vurguladım!

Siyasetin kutuplaştıran – ötekileştiren ve dışlayan iletişim dilinden kaynaklı, toplumsal barış ve huzura erebilmek adına, Kurucu İrade ve Kuvay-i Milliye ruhuna acil ihtiyacımız olduğunu, ifade ettim!

Aksi halde yüz yıl önce olduğu gibi tökezlememizi ve parçalanmamızı bekleşen akbabalara karşı büyük bir fırsat vermiş olacağımızı! Peki, böyle bir vebali kim taşıyabilir!

Türk Milleti, birlik ve beraberliğini muhafaza ettiği takdirde, hiç bir güç karşımıza doğrudan geçemez! Sadece taşeronları üzerinden canımızı yakar!

Gelmeye Devam Edecekler!

14 Mayıs 2023 tarihinde ki; TBMM ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine doğru yol alırken, içeride muhtemel provokasyonları daha önce de yaşadık. Bir İletişimci ve Gazeteci olarak, ‘SUKUNETE – BİR ve BERABER‘ olmaya DAVET ediyorum.

Gelecekler! Bu ülkeyi ve Asil milleti durdurmak için gelecekler! Her yönden ve koldan gelecekler! Daha fazla BİRLİK ve UYANIK bir durumda olmalıyız!

Siyaset uzun soluklu ve planlama işidir. Ülkelerin jeo-stratejik konumlarının vermiş olduğu üstünlükler yanında; stratejik zihniyet, stratejik planlama ve güçlü bir siyasi iradeye ihtiyaç vardır.
Ülkeler, aksi halde, tarih sahnesinde uzun soluklu olarak kalamaz.

Stratejik zihniyet ve planlamanın yanında güçlü bir siyasi iradenin bulunması gerekmektedir.
Stratejik zihniyet ve planlama var olan fakat uygulayıcı noktasında, güçlü bir siyasi irade yoksunu ülkeler, var olmak adına çok büyük sorunlara sebebiyet vermektedir.

Ülkemizin yaşamakta olduğu durum; Stratejik hedeflerine doğru ilerlerken, dışarıdan ve içerideki taşeronlar tarafından yapılan öncelikle kaos ve engelleme operasyonlar!

Küresel ve emperyalist güçler önderliğinde bölgemizde ne gibi kirli dolaplar çevrilmektedir? Bölgeye pastadan pay kapmak adına gelen gelene!

Günlük politika ve iç siyasetle sorulara cevap bulamayız. Tarih sahnesinde, var olagelmiş ve tarih, bizimle birlikte yazılmış bir devleti durdurma ve engelleme ya da kontrol altına alabilme operasyonlarına şahit olmaktayız.

Türkiye; küresel ve emperyalist güçler, onların payandası güçlü devletler, bölgesel işbirlikçi devletler ve taşeron örgütler tarafından çerçeveleme operasyonları ile karşı karşıyadır?

Peki, Çerçeveleme operasyonları ile nereye varılmak istenmektedir?

Türkiye’nin dünya üzerinde ve bölgesindeki yükselişinin önüne geçemeyecekler. Sadece biraz gecikme olabilir! Yapılan tüm operasyonlar biraz gecikmeye sebebiyet verebilir. Yeter ki milli birlik ve beraberliğimizi muhafaza edelim!

Anadolu topraklarına yerleşmeleri, 1400 yıl önce Hz. Peygamberin müjdesine mazhar olmuş Asil Millete karşı oynanan sinsi plan ve kirli kaos hedefine varamayacaktır.

Tüm küresel sinsi ve kirli operasyonlar, bir medeniyet savaşından başkası değil.

Kadim Türk Medeniyeti, Selçuklu ve Osmanlı tarafından dünya üzerine perçinlenmiş ve Asil Millet tarafından yeniden yerleştirecektir. Bütün sinsi planları, boşa gidecektir!

Millet olarak, SUKUNET halinde, BİR ve BERBAER olduğumuz müddetçe, hiç bir şey yapamazlar! Sadece biraz CANIMIZI acıtırlar!

Başka! Başkaca hiçbir şey yapamazlar! Rahmet olabilmesi için biraz zahmete katlanmak gerekmektedir!

Dünya Sistemi Çatırdıyor!

Birinci dünya savaşı ve özellikle de ikinci dünya savaşı akabinde kurulan dünya sistemi, çatırdamaya başlamıştır! Dünya üzerinde ki, ikili sistem SOS vermektedir!

Pandemi süreci ile kurulmaya çalışılan yeni sistem bir türlü rayına oturmamıştır! Çok kutuplu olması yönünde ki tüm çalışmalar da, arıza vermektedir!

Daha önceki yazılarımda ifade etmeye çalıştığım; planları çerçevesinde bir sistem kurulamaz ise nükleer dahil her şeyi yapabileceklerini de vurgulamıştım! Bunların medeniyet dedikleri zaten budur! Yakmak – yıkmak ve ölüm!

Dünya Sistem Teorisi;  merkez ve çevre olarak dünyayı ikiye böler ve aralarındaki ilişkiye göre değişiklik gösteren yarı çevre bölgeler, bulunmaktadır!

Sistem üç yapıdan oluşmaktadır. Merkez, çevre ve yarı çevre! Toplumsal yapıdaki üst, orta ve alt tabakalar kapitalizmin oluşturduğu bu sistemde; merkez, yarı-çevre ve çevre olarak şekillendirilmiştir!

Merkez; teknolojik gelişmelere öncülük ederken, çevre merkeze olanak sağlar! Yarı çevre, merkeze göre çevre’ ya da çevreye göre merkez, olarak ilerler!

Temeli ekonomiye dayandırılan sistem, iç içe geçmiş parçalarını devletlerin oluşturduğu tek bir toplumu tasvir eder!

Merkez, kapitalist ekonomiden en çok fayda sağlayan yapıdır! Buradaki kapitalistler çevre bölgelerdeki üreticilerin emeğini kullanarak az gelişmişliği ve kademeli olarak gerçekleşen ekonomik krizlerin sürdürülmesinde katkılı olmuştur!

Yarı çevre, merkez ve çevre arasında güçlendirici ya da tam tersi işlev gören önemli bir kavramdır!

Kutuplaşmalarda belirgin ve dengeleyici olan bu unsur hem sömüren hem de sömürülen taraftadır!
Merkez gibi fayda sağlamaz, çevre gibi hammadde üretmez yani çoğunlukla ara mal üretme görevini üstlenmektedir!

Bu üç yapı arasında zaman zaman hareketlilikler gözlenmektedir! Kapitalizmin özü baz alındığında bu hareketlilik yapılar arasında sıfır etki göstermektedir!

Modernleşme kuramına göre her devletin merkeze girebilme gücü olsa da kapitalist ekonomisinin işlevselliğini bozmamak adına kolay gerçekleşmemektedir!

Jeo-politik, bütün dünya coğrafyasını içine alan ve bir dünya sisteminin işlevsel parçaları olarak çalışan hegomonik ülkelerin dünyasını ifade eder!

Tarih boyunca, belirli dönemlerde jeo-politiği belirlemiş hegemonik ülkeler olmuştur! Kapitalist ekonominin temel yapılarından dünya sistemi içinde hegemonyaların çevrimsel yükseliş ve çöküşleridir!

Dünya sistem kuramı, kapitalist ekonominin küresel hâkimiyetine dayanır! Modern dünya sistemi kuramında siyaset ve kültür, sistemin jeo-politiği ve jeo-kültürünü belirler!

Kapitalist ekonomide, meydana gelen krizler sistemin revize edilmesini gerektirmektedir! Peki, nasıl bir revize olmalıdır?

Dünya sistemini ortadan kaldırmasa da, değiştirmesi beklenen, sistem karşıtı hareketler ve bu hareketlerin ortaya çıkardığı alternatif siyaset veya kültür değil, belirli dönemlerde yaşanan kapitalist ekonominin krizleridir!

Bugün yaşamakta olduğumuz bankacılık krizinde olduğu gibi! Her kriz ya da üretmiş oldukları her ekonomik sorun yeni bir sistemin işaret fişeği olmuştur!

Şimdi de bankacılık ve özellikle de para krizi üzerinden yeni bir sistem kurulacaktır! Dünya halkları ve ulus devletler idrak edemese de!

Modern dünya sisteminin ekonomik bakımdan bir kriz döneminde olduğunu ve bu kriz döneminin ciddi etkilerinin olduğu düşünülmektedir!

Dünya sistemi kuramı; işbölümü ve sınıfsal bölünmeler evrensel olgulardır! Ekonomi ve Para, hâkim olan unsurdur!

Soğuk Savaş sonrası ve özellikle Pandemi ile kurulamayan sistem, Ukrayna – Rusya savaşı, bankacılık ve başkaca arızalar meydana getirilmek suretiyle, yeniden Soğuk Savaş benzeri bir sistem kurulmaya çalışılmaktadır!

Dünya’da yeni bir düzen ve sistem kurulmaya çalışılırken, 14 Mayıs 2023 tarihinde Türkiye’de yapılacak olan, Cumhurbaşkanlığı ve 28. dönem TBMM seçimlerine, mezkur çerçevede değerlendirmek gerekir!

Türk Devleti olmadan yeni sistem kurulamayacağına göre! Türk Devletini yanlarına alabilmek için her yolu deneyecekler! Peki hangi konumda olmalıyız?

Türk Devleti, dünyada ki yeni sistemin sadece bir figüranı mı olacaktır? Yoksa sistemin başat aktörü mü? 14 Mayıs 2023 seçimleri bunu da belirleyicisi olacaktır!

14 Mayıs 2023 Seçimleri ve AK Parti ( Muhtemel ) Konya Aday Listesi!.


Siyaset, dünya genelinde, konjonktür ile gelen konjonktür partileri, kendilerini getiren sosyal ve ekonomik şartlar ortadan kalkınca ya da yeni bir konjonktür meydana gelince, gitme vakti saati gelmiş demektir!

Siyasetin genel geçer kuralı, budur! Birileri kabul etmese de! Sistemden beslenenler tabii ki bu durumu zor kabul edecektir!

14 Mayıs 2023 tarihinde, 28. dönem TBMM Millet Vekili seçim tarihinin açıklanması akabinde aday adayları er meydanına çıktı! Er Meydanına çıkan tüm aday adaylarına başarılar dilerim!

Geçtiğimiz günlerde, AK Parti, tüm illerde dijital ortamda temayül yoklaması yaptı! AK Parti, Konya, bir önceki genel seçimlere kıyasla ilgi eksikliği ve aday adayı müracaatında düşüş olduğunu da, bir kenara not edelim!

28 Mart itibari ile Genel merkez düzeyinde, aday adaylarının mülakat sürecinin başladığını da ifade etmeliyim!

Konya genelinde, bazı aday adaylarının çıkması ile tepkiler geldiğini de hatırlatmadan geçmeyelim! Şu şu isimler listede olursa oy vermem diyenleri mi ararsınız!

Siyaset ve siyasetçi de, toplumda bir karşılık aranmadığını ve sadece yukarılarda, ahbap – çavuş – lobi ve kulis çalışmaları çerçevesinde yürümekte olduğunu da not edelim! Ne kadar lobi ve kulis, o kadar başarı! Ya da listeye girebilmek! Gerisi hikaye! Adaylarda, başarı veya ehliyet ve liyakat aranmadığı kamuoyunun malumu!

AK Parti, Konya, muhtemel Millet Vekili listelerinin derin kulislerde havada uçuşmakta ve konuşulmakta olduğunu! Kulis bilgileri çerçevesinde, listelerdeki isimlere kabaca bakalım!

AK Partinin halen Konya’da 10 Millet Vekili bulunmaktadır! Aktif Millet Vekillerinden; Orhan Erdem, Ahmet Sorgun ve Abdullah Ağralı aday adayı olarak müracaat etmediklerini!

Halen aktif millet vekillerinden, Tahir Akyürek, Selman Özboyacı ve Ziya Altunyaldız, ismi listelerde yer bulmaktadır!

Aday adaylarından teşkilatta uzun dönemdir hizmeti bulunan Selçuklu İlçe eski Başkanı; Mustafa Hakan Özer, İl eski başkan yardımcısı; Ali Dığrak ve İl eski Kadın Kolları başkanı; Esra Candan Doğan, isimleri listelerde yer bulmaktadır!

Konya Büyük Şehir belediyesinde, KOSKİ genel müdürlüğü ve son dönemde, genel sekreter olarak görev yapan ve aday adaylık için istifa eden, Ercan Uslu.

Konya Mimarlar Odası Konya Şube başkanlığından aday adaylığı için istifa eden, Armağan GÜLEÇ KORUMAZ.

Bürokrasinin her kademesinde çalışan ve son olarak da, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Bakan yardımcısı, Faruk Özçelik.

Bürokrasinin çeşitli kademelerinde ve akademisyen olarak hizmeti bulunan, Kudret Bülbül.

AK Parti Genel başkan yardımcısı Leyla Şahin Usta, Konya listelerinde yer bulamaz iken, derin ağabeyler, İstanbul adresini işaret etmekteler!

Başka başka der gibisiniz! Derin ağabeyler, derin kulislerde zikredilen isimler bu kadar!

Son bir not! Orhan Erdem ve AK Parti Konya İl başkanı Hasan Angı; derleyen ve toparlayan olmak üzere, ağabey formatında, liste başında olabileceği de, ihtimaller arasında konuşulmaktadır!

Derin ağabeyler, derin kulislerde, bir önceki seçimlerde olduğu gibi ON Milletvekili çıkabileceğini iddia etmekte ve buna göre liste hazırlanmaktadır!

Peki, ekonomik şartlar, market ve pazar filesi, vatandaşın oy verme davranışlarına etkisi nasıl olacaktır? Pazar veya market siyasetçilerin umurunda değil!

Vatandaş evine katıktan vaz geçti ekmeği zor götürebilmektedir! Bir önceki ay aldığını bir sonraki ay, aynı fiyata alamamaktadır!

Geçtiğimiz ramazan ayında, 2 tl olan pidenin, bu ramazan ayında 10 tl olduğunu!

Geçtiğimiz ramazan ayında 60 tl olan bir kg. tereyağı, bu ramazan ayında, 200 – 250 tl arasındadır! Enflasyon kaç demiştiniz! Enflasyon kime ve neye göre!

İki yıl önce, 300 bin tl olan 3+1 normal bir daire, bugün 2 – 2,5 milyon tl arasındadır! İnşaat malzemelerine gelen zamlar yüzde 300 olarak baz alsak yine bu rakamlara erişilemiyor! Peki, bu uçuş nedir? Kim dur diyecek? Çözümü nedir?

Velev ki bu fiyatlardan bir konut almaya kalktığınızda, müteahhit 750-800 bin tl fatura kesebileceğini ifade etmektedir! Bunları nasıl izah edebileceksiniz? Ya da Devlet nerede? Ya da devletin denetim mekanizması konumunda görevlendirilen memurları!

Tüm bunlara rağmen, 2018 seçimlerinde güçlü olduğu dönemde, AK Parti Konya’da, aynı oy oranlarına veya daha fazlasına ulaşabileceklerini iddia edilmektedir! Sokak tam tersini ifade etmektedir!

Hep birlikte yaşayıp göreceğiz! Sadece bir resim çektik! Herkes kendi zaviyesinden okuma – yorum ve değerlendirme yapabilir!

Dünyanın DÜZENİ de Böyle!.


İlim ve Bilim adına, her şeyi yaratan Sonsuz İlim ve Hikmet Sahibi Yüce Allah; insanlığın hayrına kullanılması ve keşif edilmesini murat etmiştir

Bilim adına üretilen her yeni buluş, insanlığın hayrına ve faydasına kullanılırsa başımızın üstünde yeri vardır!

İlim ve bilim; insanlığı, kontrol edilebilir ve yönetilebilir; modern köleler haline getirmek için üretiliyor ise tabii ki karşısında durmamız gerekir!

Hazreti Muhammed (s.a.v.); İlim, her erkek ve kadın üzerine farzdır. İlim Çin’de dahi olsa alınız ve öğreniniz. En faziletli sadaka, Müslümanın ilim öğrenip sonra onu Müslüman kardeşine öğretmesidir

İlim ve hikmet, müminin yitik malıdır; nerede bulursa alır. Peygamberler, ne bir altın ve ne de bir gümüş miras bırakmış ancak ilmi miras bırakmışlardır. İşte o mirasa konan, sonsuz huzur ve nasip almış demektir!

Dünya insanlığının vicdanı konumunda ki Türkler; Tarihi, kültürel ve medeniyet aklı, böyle bir sinsi proje veya kirli plan karşısında, yeni bir paradigma ile çıkmayı emreder!

Re-aksiyoner değil, aksiyoner ve pro-aktif olmak zorundayız! Bin yıl önce, ilim ve bilim adına, bilim adamlarını yetiştirdiğimiz gibi!

İnsanlık, dün olduğu gibi bugün de, asil Türk Milletinin insani ve vicdani medeniyet değerlerine muhtaç bir durumdadır!

Türk medeniyeti, insanı yaşat ki devlet yaşasın ilkesine sıkı sıkıya bağlıdır! İnsanı yok etmekle bir yere varılamaz! İnsan olmadan devletin ve dünya hegemonyasının da bir anlamı olmayacaktır!

İnsan eşrefi mahlûkattır! İnsanın eşrefi mahlûkat olmasının sırları; Allah’ın yeryüzündeki halifesi ve her şeyin insan için yaratılması, ruhundan üflemiş olmasıdır! İrade sahibi ve Emaneti yüklenmiş olmasından kaynaklanmaktadır!

Dünya denen geçici konak ve durakta, her şey ama her şey, hâkimi mutlak olan Allah tarafından insan denilen şerefli varlığın hizmetine sunulmaktadır! Birileri de, tanrıcılık oynamak adına, bilim ve teknoloji ile insanı modern köleler haline getirmeyi planlıyor!

Herkesin bir hesabı ve planı vardır! Sonsuz Kudret sahibi ve iman ehlinin de bir hesabı ve planı mutlaka olmalıdır!

Kadim Türk Devlet Aklı; medeniyet tarihi, ilim ve bilim çerçevesinde, yeniden kurulacak, insanı yok sayan, sömürü ve kölelik düzeni ve sistemine karşı, insani ve vicdani yeni bir paradigması ile bir çıkış yolu bulacaktır!

Son yıllarda yaşadıklarımız; İnsanlık adına; ilim ve bilimin geldiği son noktada; insan kalabilmek, kâmil insan olabilmek ve küresel güçlerin tanrıcılık adına; modern yeni köleleri, esfel-i safilin olmak zaviyesinden, yeni bir yol ayrımında olduğunu işaret etmektedir!

Her seçimin vazgeçiş olduğu bir dünyada yaşadığımıza göre! Neyi seçmeliyiz? Fıtrata uygun bir şekilde Eşrefi Mahlûkat ve Kamil bir İnsan olarak kalmayı mı?

Yoksa İlim ve Bilim ile kontrol edilebilir, yönetilebilir ve yönlendirebilir modern yeni köle ve Esfel-i Safilin olmayı mı? Hangisini?

Birileri, yeryüzünde Tanrıcılık oynamayı, insanlığın yatqtılışından itibaren sürdürmektedir! Pes edecekler mi? Tabii ki hayır! Onlar Tanrıcılık adına ne yapmaları gerekirse yapacaklar!

Karşısında da, Allah’ın halifesi konumunda ki eşrefi mahlukat olanlar, gereğini mutlaka yapacaktır! Dünyanın düzeni böyle! Öyle bir GEÇER ZAMAN ki! Dünyanın da DÜZENİ böyle!

Her şey zıddı ile kaim olduğuna göre! Zıtlar üzerinden yeni bir DENGE kurulmakta olduğuna göre!

İnsan vücudu da, ZITLAR ile mükemmel bir varlıktır! Ya da yaratılış ve dünyanın dengesi, düalist bir yapı olmak zorundadır! Aksi halde, VARLIK, var olamaz!

14 Mayıs 2023 Seçimleri ve Türkiye Projeksiyonu -3-

İnsanoğlu, varoluşundan itibaren, yaşadığı her gelişme, sonsuza kadar sürecek ve yenisi de gelmeyecek zannetmektedir!

İnsanlık; teknoloji ve bilim üreten bir mekanizmanın varlığını, bazen kabul etmekte zorlandığı dönemler olmuştur!

Hayat durağan değildir! Sürekli bir hareket ve devinim halindedir! Hayatın kendisi bir enerjidir! Dünya, hareket halindeyken enerji üretmektedir!

İnsan denilen varlığın kendine ait bir enerjisi vardır! Pozitif veya negatif yönde! Peki, senin veya benim, enerji hangi yöndedir!

Bazı insanlar sadece negatif enerji yüklü bulutlar ile donatılmıştır! Böyle kişiler ile uzun süre br arada bulunmak, radyasyona maruz kalmak ile eş değer kabul edilir!

Pozitif kişi ve ortam, farkında olmadan ve hesapsız bir şekilde, pozitif enerji yüklü kişi ve durumlara davetiye çağırır!

İnsanoğlu elle tutamadığı ve gözle göremediğini, hem kabul etmekte ve hem de tahayyülde zorlanmaktadır!

Kişi hayatının her bir safhasında; yeni bilgi ve teknolojiyi bir şekilde kullanmaktadır! Teknolojinin olmadığı bir hayat düşünülememektedir!

Yeni bilgi ve değişimi kabul etmeyen ve değişime direnenler, yeni bilgi ve teknoloji ekosisteminden, ya dışlıyor ya da yok ediyor!

Tercih; akıl, basiret, feraset nimeti ve iman şerefi ile donatılmış insanoğluna kalmaktadır!

Nuh (as)’in getirmiş olduğu yeni bilgiyi kabul eden ve gemisine de binip kurtulan insanlar gibi!

Musa (as)’in getirmiş olduğu yeni bilgiyi kabul edenlerin Kızıl denizi geçip yeni bilgi ile hayata yeniden başladıkları ve kabul etmeyenlerin de suda boğulup helak oldukları gibi!

İnsanlık adına, son ve yeni bilgiyi getiren, Hz. Muhammed (sav)’ın yaşadıkları, yeni bilgiyi kabul edenlerin durumu, insani dereceleri ve kabul etmeyen inkârcıların düşmüş olduğu durum bizlere bugün için ne gibi ibret ve dersler aktarmaktadır!

Bilgi çok ağırdır, yeni bilgiyi kabullenmek ise çok zordur! Yeni bilgiyi kabul edenlere, başkaca yeni bilgiler aktarılmakta ve yeni yeni kapılar açılmaktadır!

Hayat seçimler üzerine bina edilmiştir! Neleri seçiyor ve nelerden vaz geçiyoruz?

Sonsuz Kudret Sahibi Yüce Allah; sonsuz ilmi ile insanlık için faydalı olacak yeni bilgi ve teknolojiyi yaratmış, insanoğlunun bunları keşfetmesini ve bulmasını arzu etmiştir!

Aklı olmayan, gözleri kör, kulakları sağır, dilleri lal olmuş ve gönlü de mühürlü olan insan; yeni bilgiyi kabul etmeyecektir!

Yeni bilgi veya dönem; hazır olanlar ile birlikte başarılır! Hazır olmayanlar yolda kalır! Geçmiş toplumlar da olduğu gibi! Peki, Yeni BİLGİYE ve yeni bir DÖNEME hazır mıyız?

Yeni bir BİLGİ – yeni bir DÖNEM ve yeni bir SİSTEMİN tüm emareleri, Ehline ve Ehlince malumdur! Tabii ki Görene! Köre gösteremez ve Sağıra da işittiremezsiniz!

Türk Devleti, Türk Devletleri Teşkilatının kurulması akabinde; Kadim Türk Devlet Aklı nezaretinde; yeni dünya sistematiği çerçevesinde, YENİ bir DÖNEME evirilmek üzeredir!

14 Mayıs 2023 Seçimleri ve Türkiye Projeksiyonu -2-

Türk Devlet yönetim sistematiğine, beş bin yıllık Kadim Türk Devlet Aklının tamamen hakim olduğunu ve bir çadır devleti olmadığını, ifade ediyoruz!

Siyaset başka bir şeydir! Seçimle iktidara gelen hükümet başka bir şey!

Devlet ve Devlet yönetim sistematiği ise başkaca bir şeydir!

Siyaset ve partiler; seçimle iktidara gelir, meydanlarda vatandaşa verdiği vaatleri, imkânlar çerçevesinde yerine getirebilir!

Vatandaş, bir sonraki seçimde, tercihini başka bir siyasi partiden yana kullanabilir! Demokrasi dediğimiz kurumun güzelliği, buradan kaynaklanmaktadır!

Devletin tüm memurları; bulundukları makam ve mevkiin geçici olduğunu ve babasından miras kalmadığını, bu makamların vatandaşa sadece hizmet yerleri olduğunu, aklından çıkarmamalıdır!

Devletin memuru; haksız ve haram yoldan elde ettiği tüm dünyalıkları, günü geldiğinde DEVLET almasını bilir! Bizden hatırlatması!

Tüyü bitmemiş yetim malına el uzatan haramzadelerin, ellerini; devlet günü geldiğinde kırar! Devlet sadece mühlet verir fakat ihmal etmez!

Peki, iktidar ya da hükümet değişim nasıl olacaktır? Ya da değişimin vakti gelmiş midir Nasıl bir lider veya siyasi kadro devletin başına gelecektir?

Kabul ve ön kabulleri yıkmak atomu parçalamaktan zordur! Yeni gelen bilgiyi kabul etmek kolay bir mesele değildir!

Devletin sahibi kimdir? Devlet, birilerinin tapulu malı mıdır? Devlet ve hükümet aynı şey midir?
Hem beş bin yıllık bir devlet geleneği ve hem de Kadim Türk Devlet Aklından dem vuracağız!

Hem de devletin başına gelmesi muhtemel siyasi kadronun tombaladan çıkması bekleyeceğiz, öyle mi?

Peki, Türk Devleti ebed-müddet-devam ve nizam-ı alem ülküsü nasıl işleyecektir?

Algıları yıkmak ve değiştirmek; atomu parçalamaktan zordur! Atom parçalandığı gibi yarım asırlık ALGILAR parçalanacak ve tüm eski ALGILAR yıkılacak!

HER ŞEY DEĞİŞİR! Değişmeyen tek şey Değişimin taaa kendisidir! Değişime direnenler kaybeder! Değişime direnenler tarih olur!

Her iş vakti saati gelince vuku bulur! Bir iş veya olgunun vakti saati geldiğini bilmeyen cahil ve inatçı tipler; sadece direnir ve kibirlenir!

Direndikçe ve Kibirlendikçe, HATA üstüne HATA yaparlar!

Siyasi değişimin vakti ve saati, her dönemde olduğu gibi Ehline ve Ehlince malumdur! Konjonktür, Değişim yönünde işaretler vermektedir! Malumu ilan etmek, sözün fazlası aptala söylenir, babından kabul edilir!

14 Mayıs 2023 Seçimleri ve Türkiye Projeksiyonu!

Türkiye Cumhuriyeti Devleti yönetim sistematiğine; Türk Devlet Kodları ve Kadim Türk Devlet Aklı, tamamen hâkim bir durumdadır!

Devletin savunma sanayi ve diğer alanlarda ki; tüm proje veya yatırımlar ve dış politikası, hükümet veya iktidar değişimi akabinde, bir değişim olacağını, düşünmüyorum!

Eskilerin ifadesi ile KIRMIZI KAPLI DEFTER devrededir! Ve Kırmızı Kaplı Defter tamamen Devlet Aklının denetimi altıdadır!

Türk Devleti; bir MUZ Cumhuriyeti olmadığını ve dünyada iddiası olmayan bir İsveç veya Norveç olmadığını, TURAN ve KIZILELMA ülküsü hedefleri çerçevesinde Nizam- ı Alem yolculuğuna devam ettiğini, hatırlatmadan geçmeyelim!

Bazı aklı evvel takımının ifade ettiği gibi tüm proje ve yatırımlar, iktidar değişimi akabinde, durdurulacak, öyle mi? Tüm projeler kaldığı yerden devam edecektir! Devlet Aklı, her duruma hâkimdir! Devlet; kişi ve siyasilere baki değildir!

Devlet Aklı; Devlet yönetim sistematiğinde; Küresel EKOL ve İŞBİRLİKÇİ kavgalarına artık asla izin vermeyecektir! Aksi halde bir yüz yılı daha kaybederiz!

Hükumet veya iktidar değişim olursa, devletin yarım kalan veya devam etmekte olan tüm proje ve yatırımları, ne olacak diye soran dostlara, cevaben!

Anadolu, Selçuklu ve Kuvay-i Milliye Ruhu devlet kodlarının devlet sistematiğine tamamen hâkim olduğu! Bürokraside; Ehliyet ve Liyakat temeli üzerine bina edişmiş RESTORASYON akabinde; yeniden bir şahlanış başlayacaktır!

Devlete hortum dayamış ve sadece devlet ihaleleri ile ayakta kalan iş adamı – kurum ve yapı var ise TASFİYE olacaktır!

Bürokrasi; Ehliyet – Liyakat – Kifayet, ADALET ve Hakkaniyet üzerine BİNA edilecektir!
Anadolu diyarı ve tüm İslam beldelerinin, Türk ve İslam olarak mayalanmasında emeği geçen, Hanefi – Ye’sevi ve Maturidi İslam geleneği yeniden bu topraklarda şahlanacaktır!

Türk milletinin İslam, Kuran ve Hadisler ışığında; insanlığın hayrına medeniyet eserleri, icatları, buluşları, ürettikleri kültürel eserler ve keşifler, yeniden başlayacaktır!

Kadim Türk Devlet Aklının varlığını, devlet yönetim sisteminde ki nüfuzunu görmek ve anlamak istemeyen gafillere diyecek bir sözümüz, olmayacaktır!

Peki, Kadim Türk Devlet tarihinde, on altı TÜRK devleti öylesine ve sıradan bir gelişme olarak mı kurulmuştur!

Hem 2023’den sonra; GÜÇLÜ ve BÜYÜK TÜRK Devletini inşa edeceğiz, diyeceğiz! Hem de ESKİ ve EKSİ kişi ve kuramlar ile yürümeye devam edeceğiz, öyle mi?

Pisliği bulanmış; ESKİ ve EKSİ kişi ve kuramlar ile YENİ bir DÖNEM ve SİSTEM kurulamaz!

14 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı ve 28. dönem TBMM Genel Seçimleri!

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan; 10 Mart 2023 tarihinde ve resmi gazetenin mükerrer sayısında yayımlanan, Anayasa’nın 116’ncı maddesine dayanarak, Cumhurbaşkanlığı ve TBMM Millet Vekili seçimlerinin yenilenmesi kararını, aldığını açıklamıştır!

Anayasanın 116. maddesi; Türkiye Büyük Millet Meclisi, üye tamsayısının beşte üç çoğunluğuyla seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Bu halde Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır.

Cumhurbaşkanının seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır.

Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir.

Seçimlerinin birlikte yenilenmesine karar verilen Meclisin ve Cumhurbaşkanının yetki ve görevleri, yeni Meclisin ve Cumhurbaşkanının göreve başlamasına kadar devam eder.

Bu şekilde seçilen Meclis ve Cumhurbaşkanının görev süreleri de beş yıldır, diyor!

14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak olan, Cumhurbaşkanlığı ve TBMM 28. dönem Millet Vekili seçimleri, ülkemiz ve tüm gönül coğrafyası için hayırlı olmasını dilerim!

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 2023 – 2053 ve 2071 Nizamı Âlem ülküsü; Turan ve Kızıl Elma hedefleri çerçevesinde, yeni bir döneme adım atması ve tüm gönül coğrafyası ile kucaklaşma yapabilmesi için tek bir operasyona ihtiyaç olduğunu, 15 Temmuz 2016 hain darbe ve 24 Haziran 2018 genel seçimleri sonrasında ki tüm yazılarımda, vurgulamaya çalışıyorum!

Erken veya zamanında yapılacak bir genel seçim ve devlet yönetiminin Kurucu İrade temsilcilerine devir teslim süreci!

Yeni dönem; Selçuklu – Horasan, Kurucu İrade ve Kuvay-i Milliye Ruhu devlet kodlarının sisteme hâkim olduğu ve kadim devlet gelenek temsilcileri ile birlikte, TÜRK bir Lider ve kadro maharetiyle; RESTORASYON süreci akabinde; yeniden diriliş ve şahlanışın başlangıcı olacaktır!

Kuvay-i Milliye Ruhu; ihtiyaç olunduğunda, ülke olarak, tek bir yumruk olabileceği ve düşmanın kafasına yumruğu indirebileceği; her bir ferdin; vatanın bekası için elinden gelen her hizmeti verebileceğinin genlerimize işlenmiş halidir!

Yeniden Kuvay-i Milliye Ruhu – Kurucu İrade – DİRİLİŞ ve KURULUŞ KODLARINA dönmeliyiz!
Aksi halde BİRLİK ve BÜTÜNLÜĞÜ sağlayamayız! Birlik ve beraberlik olmadan, Anadolu’yu dar ederler!

Yeni dönemde; devlete çöreklenmiş LEGAL ve İLLEGAL ne kadar yapı ve kurum var ise TASFİYE olmak zorundadır!

Yeni dönem; Ehliyet ve Liyakat, Adalet ve Hakkaniyet temelleri üzerine bina edilecektir!

Yeni dönemin tüm göstergelerini, devlet yönetimi ve bürokrasinin en kılcalında hisseden; ehliyetsiz – liyakatsiz kifayetsiz muhteris ve çapsız ne kadar tip var ise sistemden tamamen ayıklanacaktır!

Ehliyetsiz – liyakatsiz – kifayetsiz muhteris ve çapsız tiplerin direnmeleri boşunadır! Direnmeleri sadece inkârlarını artıracak ve devletin CELAL yüzü ile karşı karşıya kalacaklar! Yapmış oldukları tüm haksız çöreklenmeler ve ihanetlerin hesabı tek tek sorulacaktır!

İşinde – gücünde ve aşında olan; Maddi ve Manevi olarak, TEMİZ kalanlara diyecek sözümüz olamaz!

İnsanlar kimlerle düşüp kalktıklarına dikkat etmelidir! Dedikodu, gıybet ve iftira eden, edepsizlik yapan, edepsizliği normalleştirecek davranışlarda bulunan kimseler kötülerdir; onlarla düşüp kalkanlar da giderek onlara benzer!

Kötü olanlar Kötülerle, Temiz olanlar da Temizler ile bir ve beraber olur! Anlayana! Anlamayana davul ve zurna az gelir!

Yeni dönemin tüm işaretleri ve PERDE ARKASINDA ki Devlet Aklının KURGUSUNU; okumayan, anlamayan ve göremeyenler; MAGAZİN boyutu ile gününü gün eder! Herkes aklının ve ruhunun çapı kadar bu alemde yer edinebilir!

Masa – Kasa ve Nisa ile meşgul olan tiplerin, Devlet Aklı ve Kurgusunu, anlamasını ve idrak etmesini zaten beklemiyoruz!

Türk Devleti, bir muz cumhuriyeti olmadığına göre! Türk Devleti, bir Norveç ve İsveç olmadığına göre!

Nizamı âlem ülküsü ve Turan – Kızıl Elma hedefleri çerçevesinde hareket eden, Türk Devleti ve Türk Milletinin, hem dünya ölçeğinde ve hem de bölgesinde, iddiaları olmak zorundadır!

Hedefleriniz ve iddialarınızdan vazgeçtiğiniz anda, sosyal ve ekonomik olarak çok rahat bir şekilde yaşamaya başlarsınız! Aynı İsveç gibi!

PARAYA ve RAHATA boğarlar! Tasma mı? Yoksa özgürlük mü?! Ya istiklal ya ölüm! Ya Yok olacağız ya da Öleceğiz! Ya da Türk Devleti ebed müddet devam edeceğiz! Hangisi!

Türkiye gibi kilit ülkelerde ki siyasette; Bir şey vuku buluyorsa, o şeyin önceden Kadim bir AKIL tarafından kurgulandığı ve planlandığından emin olabiliriz!

Neymiş Efendim! Sözün tamamı veya fazlası, aptala söylenir!

İfade etmeye çalıştıklarımız, Ehlince ve Ehline malumdur! Malumu da İLAN etmeye de gerek yoktur!