Demokrasi nedir ve ne değildir?

14 Mayıs 2023 seçimlerine doğru yol alırken, demokrasinin gereği seçimler ve seçim sonuçlarına da saygı duyulması çerçevesinden; Demokrasi, Demokratikleşme, Demokratik toplum, Demokratik kurumlar, Demokratik ortam, Demokrasi kültürü ve Demokratik yönetim sistemi, ne demektir?

Demokrasinin anlamı ve ölçüsü nedir, işleyişi neye bağlıdır? Demokrasi kültürü yerleşmiş toplumlar için ne anlama geliyor? Demokrasiyi gerçekten benimsemiş ve içselleştirmiş olmanın temel ölçütü nedir? Demokrasinin özünde hangi değerler vardır?

Demokrasi ve demokratik kültürü tesis etmek veya güçlendirmek, sanıldığı kadar zor veya imkânsız olmasa gerekir!

Demokrasinin bir toplumda yerleşmesi, o toplumu oluşturan bireylerin temelde tek bir şeyi en üstün değer olarak gerçekten benimseyebilmesine bağlıdır! İnsan onuru, Onurlu olmak ve onurlu davranmak! Bu kadar!

Tüm insanlar eşit onura sahiptir ve eşit saygıyı hak eder! Karar ve davranışlarımızda her şeyden önce kendi onurumuz ve aynı şekilde diğerlerinin onurunu kendi onurumuz gibi korumaya çalışmak; onur kırıcı; karar, tutum ve uygulamalardan uzak durmak, gerekir! Bu kadar açık ve yalın!

Bunu uygulamayı başaran ve aksi tutumlara göz yummayan toplumlarda her bakımdan onurlu bir yaşam söz konusudur!

Bunu başaramayan toplumlar, demokratikleşmenin yalnızca lafını edip, onurlu yaşamdan yoksun kalmanın acı sonuçlarına katlanmak zorunda kalmaktadır!

Günümüzde, gelişmiş ülkeler arasında yer alabilmenin formülü; güçlü bir demokrasiye sahip olmaktan geçiyor! Demokrasinin ilkeleri, hemen her alanda, ülkelerin gelişmişlik göstergesi haline gelmiş durumdadır!

Demokrasi kültürünün yerleşik olduğu toplumlar; yaşam standartları ve refah düzeyleri, bireysel ve toplumsal kültür seviyelerin yüksek olması ile tanınmaktadır!

Eski Yunan da, Demokrasi Fikri ilk ortaya çıktığında Sokrates bu fikri benimsemediği gibi şiddetle karşı çıkmıştır! Neden acaba? Hatta Platon’un yazılarından anlıyoruz ki; Sokrates’in idamına sebep, demokrasiye karşı oluşudur!

Bir gün Sokrates; talebeleri ile sohbet ederken bir talebesi Sokrates’e sorar: Eğer demokrasi çoğunluğun kararını kabul etmekse, adil olan da bu değil midir? Mesela yüz kişinin rey kullandığı bir yerde elli bir kişinin kararına mı uymak daha adil ve doğru olur yoksa kırk dokuz kişinin kararına mı uymak mı adil olur? Hem çok mümkündür ki daha çok insanın daha az insandan yanılma ihtimali daha azdır. Şu halde sizin demokrasiye karşı çıkmanız doğru olmadığı gibi haklı da sayılmaz.

Bunun üzerine Sokrates; her zaman olduğu gibi soru cevap yöntemini kullanarak o talebeye önce sorar; Bize söyler misin bilge olmak mı daha zordur yoksa cahil olmak mı daha zordur!

Talebe; Elbette ve hiç şüphesiz bilge olmak daha zordur! Bilge olmak için çok okumak, araştırmak ve yorulmak gerekirken cahil olmak için bir şey yapmaya gerek yoktur!

Sokrates; Peki o halde bize yine söyler misin toplumlarda cahil insanların sayısı mı çok olur yoksa bilge insanların sayısı mi çok olur?

Talebe; Elbette ve hiç şüphesiz cahil insanların sayısı fazla olur!

Sokrates; Peki bize yine söyler misin bir gemide yüz yolcu bulunsa geminin nerede nasıl hangi yönde yelken açması gerektiğini kaptan mi daha iyi bilir yoksa o yüz yolcu mu?

Talebe; Eğer yolcular içinde Denizcilik bilgisi olan yoksa pek tabi en iyi bilen kaptandır!

Sokrates; Peki o halde diyebilir miyiz ki herkes her konuda karar veremez! Herkes bildiği yerde konuşmalı. Her iş ehline verilmelidir!

Talebe; Pek tabi olması gereken budur!

Sokrates; Peki o halde bize yine söyler misin, kimin hangi konuda bilgili olup olmadığını bilmeden sadece çoğunluk oldukları için kararlarını doğru bulmak adil ve doğru olabilir mi? Hem sen de kabul ettin ki, bir toplumda cahillerin sayısı bilgelerden hep daha çok olur!

Yasal düzenlemeler ve mevzuat değişiklikleri ile demokratik etkinliklerin birçok ülkede artış gösterdiği, demokrasiye daha etkin hizmet sunacak kurumsal yapıların oluşturulduğu ve güçlendirildiği, bu yönde destek mekanizmalarının harekete geçirildiğine şahit olmaktayız!

  • Hakikatin peşinde koşmayan, araştırmayan, sorgulamayan ve okumayan bir bir kitle olması kimlerin işine gelmektedir?
  • Sorgulayan, araştıran ve soru soran bir kişi; bir dakikalığına aptal olur! Fakat Soru sormayan ve araştırmayan kişi ise yaşam boyu aptal kalır! ( Konfüçyüs )
  • Peki, demokrasi bir erdem ve insan onurunu koruma sistemi ve kültürü olduğuna göre, insanların bu erdem ve kültüre ulaşmasına, kim ya da kimler, neden engel olmaktadır?
  • Mademki; Demokrasi bir bilgi ve bilgiye erişme sistemidir! Bizim gibi toplumlarda, insanların fiziksel ihtiyaçlar düzeyinde kalmasını, kim ya da kimler talep etmektedir?
  • Yoksa böyle bir düzen ya da sistem birilerinin var olması ve yaşamaları için gerek ve yeter şart mıdır?
  • Peki, böyle gelmiş ve böylece de, devam edecek midir? Gelişmiş toplum, bilgili ve her alanda kültürlü bireylerin olduğu bir toplumu, nasıl inşa edeceğiz? Zor olmasa gerekir!
  • Ya da sadece fiziksel ihtiyaçlar boyutu, eskiden olduğu gibi makarnacı ve kömürcü niteleme seviyesini aşamayan yığınlar yetiştirmeye, birilerinin paşa keyfi bozulmasın diye, devam edecek miyiz?
  • Peki, fiziksel ihtiyaçlar seviyesinde kalmış ve bu seviyenin üzerine çıkamamış seviyede ki bir kitle ile Türk Devleti ebed müddet devam ülküsü ve Türkiye Yüzyılını nasıl inşa edebileceğiz? Sadece soruyorum!
  • Peki, Yüz yılda; fikri hür, vicdanı hür ve irfanı hür nesiller yetiştiremedik mi?

Yayınlayan

ahmetunver

Ahmet Ünver; İletişim Uzmanı; İletişim, Kurumsal İletişim, Halkla İlişkiler, Reklam, Marka, Marka Yönetimi, Marka İletişimi, Kurumsal İtibar, Kurumsal İtibar Yönetimi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir