Geçtiğimiz günlerde, Hakkari ili, Şemdinli ilçesinde terör örgütlerinin hain pusudaki saldırısında şehit olan, bu ülkenin asil vatanperver evlatlarına, öncelikle Allah’tan Rahmet, yaralılarımıza acil şifalar, aileleri ve yakınlarına Sabr-ı Cemil niyaz eder, milletimizin de başı sağ olsun. Bu nasıl bir şey Allah’ım? Nasıl olabilirdi? Masum insanlar ve bu devletin askeri – öğretmeni –polislerinin ölümü üzerinden devletimize ve yöneticilerine, küresel güçler, kurmuş oldukları ve lojistik destek verdikleri terör örgütleri üzerinden, ne gibi mesajlar verilmeye çalışılmaktadır ki? Türkiye Cumhuriyeti Devleti, küresel güçlerin hoşuna gitmeyen ve bölgemizdeki çıkarlarına ters gelen neler yapmaktadır ki? Çok şeyler! 100 yıllardır küresel güçlerin bölgemiz ve ülkemiz üzerinde yapmış olduğu tüm girişimlere karşılık olarak yüz yıldan beridir reaksiyon konumunda bulunan bu asil millet ve devlet, artık pro-aktif ve aksiyon bir pozisyon almaktadır. Pro- aktif bir durumda olmayalım mı? Sadece ve sadece reaksiyon konumunda beklemeye devam mı edelim? Küresel güçler ve içimizdeki taşeron – işbirlikçilerini de rahatsız eden, uykularının da kaçmasına sebebiyet veren, devletimizin almakta olduğu bu kararlı duruşu, pro-aktif ve aksiyon durumdur! Anladın mı şimdi; Neler yaşadığımızı ve tüm bu olanları!
Dünyamız her yüz yılda yeniden bir değişim ve bir paylaşım savaşlarına sahne olmaktadır. 100 yıl önceki paylaşım savaşında, Dünya’ya bulunduğu dönemlerde, adalet dağıtan ve tüm dengelerin de timsali olan Osmanlı İmparatorluğu parça parça edilmiştir. Neden? Küresel güçler, dünyanın ekonomik ve yer altı zengin kaynakları olarak tespit edilen Osmanlı kara parçaları olarak adlandırdığımız, Orta doğu, Kuzey Afrika ve Ön Asyayı, denetim ve kontrol altına alabilmek için yüzlerce devletçik ortaya çıkarmışlardır. Küresel güçler, 100 yıl önce; Yer altı kaynaklarına çok kolay bir şekilde sahip olabilmek ve bu devletçikleri de söz dinleyen, yönetilebilen bir durumda olmaları için yapmışlardır, tüm bu parçalama savaşları ve girişimlerini! Aynı küresel güçler bu gün neler yapmaktadır? Bölgemiz ve ülkemiz üzerindeki hesapların da 100 yıl önceki durumdan bir farkı var mıdır? Bu bölgenin halkları olarak dejavu yaşamak zorunda mıyız? Bölge halkları olarak artık uyanmalı değil miyiz? Hani, Müslüman Uyanık ve Feraset sahibi olmak durumundaydı? Hani Müslüman aynı delikten bir daha ısırılmayacaktı? Bizler iki defa değil, fakat en az 200 defa aynı delikten ısırıldık, Allah’ım? Bizlere vermiş olduğun ve her zaman uyarmış olduğun şekilde AKLIMIZI da Kullanamadık, Allah’ım? Bizleri affeder misin, Allah’ım? İçimizdeki beyinsizler yüzünden bizleri de Helak eder misin, Allah’ım?
ABD dış işleri eski bakanı olan bir bayan açıklama yapmıştı; , Kuzey Afrika ve Ön Asya bölgesindeki 22 devletin yönetim ve rejimleri değişecektir, şeklinde! Hatırlamayanımız da yoktur herhalde! Ne demek istiyordu ki bu bayan dış işleri bakanı? Dünyanın jandarması konumundaki devletin dış işleri bakanı, bu 22 devlet ve vatandaşlarından neler istiyordu ki? Bölgedeki çıkarlarına aykırı olarak, bu 22 devlet neler yapıyordu ki? Yoksa küresel güçlerin, dünyamız ve bölgemizdeki çıkarları adına, bu 22 devlet yeniden bir parçalama ve yeniden bir haritalama girişimlerine mi sahne olacaktı? Tüm bunları tabii ki zaman gösterecekti! Zaman kendini gösteriyor ve artık saflar netleşmeye başlamıştı! Küresel güçlerin bölgemizdeki çıkarları adına, Vesayet ve vekalet terör orduları üzerinden, büyük bir asimetrik savaş devam ediyordu! Ne için? Emperyalist konumlarının devamı ve sürdürülebilirliği adına, tabii ki!
Dünyanın üreten ekonomik gücü ve yıllık olarak da dış ticaret fazlası veren devleti Çin, artık ben de varım ve geliyorum demeye başlamıştı! Yüz yıllardan beridir unutulan ve uyutulmuş bir halde bulunan Tarihi İpek Yolu, Çin liderliği ve öncülüğünde, Yeni Bir Yol – Bir Kuşak projesi olarak, 65 ülkenin birlikte kalkınması, birlikte gelişmesi ve kazan kazan mantalitesi çerçevesinde hayata geçmeye başlamıştı. Çin neler yapıyordu? Çin’de üretilen bir mal artık çok kolay bir şekilde dünyanın diğer bir ucu olan İngiltere’ye çok kolay bir şekilde ulaşabilecek, 65 ülkenin birlikte kalkınma ve gelişme projesi hayata geçiyordu. Geçtiğimiz günlerde, Bir Yol – Bir Kuşak projesi çerçevesinde; Türkiye, Gürcistan, Kazakistan ve Azerbaycan devlet başkanlarının katılımları ile birlikte, Bakü – Tiflis – Kars, demir İpek yolu hayata geçiriliyordu. Çin’den çıkan bir mal artık bu yeni açılan demir ipek yolunun hayata geçmesi ile birlikte 40 saat içinde Mersin limanına ve oradan da dünyanın diğer bölgelerine ulaşabilecekti. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, jeo-stratejik konumu itibari ile 65 ülkenin birlikte kalkınma ve gelişme projesi olan Bir Yol – Bir Kuşak Yeni İpek yolunun tam merkezinde ve anahtar ülkesi konumundadır. Bu devlet ve millet üzerinde oynanan tüm bu küresel oyun ve saldırıları anladın mı şimdi? Bu devleti, yönetimleri altına alabilmek ve söz dinleyen bir durumda olabilmesi için yaşamaktayız tüm bu saldırıları! Pes mi edelim, vazgeçelim mi diyorsunuz, yani? Bu saldırılar aynen ve hız kesmeden de devam edecektir! Ne zamana kadar? Biz, Devlet ve Millet olarak TESLİM oluncaya kadar! Böylece de bilinmeli! Yoksa Devletimiz ve Milletimizin Varlığı, Birliği ve Bekamız adına hep daha fazlası için daha çok çalışacağız, daha çok üreteceğiz, daha fazla pro-aktif ve aksiyon konumunda olmaya devam mı diyeceğiz! Karar bu asil milletindir!