24 Haziran seçimlerinden sonra ülkemizde yönetim, özellikle de yasama ve yürütme çerçevesinden yeni bir dönem başlayacaktır. Cumhurbaşkanlığı hükumet sistemine geçilecek ve Başbakanlık makamı da tasfiye edilecektir. Başbakanlık ve Bakanlar Kurulu makamının tüm yetkileri de Cumhurbaşkanlığı hükumet sisteminde mündemiç olacaktır. TBMM kurulduğu tarihten itibaren asli görevi olan yürütmeye yardımcı olmak ve devletin işleyişi zaviyesinden de sadece yasa çıkarmakla meşgul olacaktır. Yeni dönemde TBMM mensubu çok değerli Milletvekillerimiz de sadece yasama görevlerini yapacaklar. Yürütmenin işleyişine karışmayacaklar, herhangi bir tayin, atama, iş takibi veya ihale gibi işlerle de kendilerini meşgul etmeyeceklerdir. 24 Haziran seçimlerinden sonra oluşacak olan TBMM Teknokrat nitelikte bir meclis olması münasebetiyle de devletimizin kurucu kodlarını da dizayn eden ilk meclis gibi teknik ve uzman üyelerden, bireylerden müteşekkil olmalı, olacaktır diye düşünüyorum.
24 Haziran erken seçim tarihinin açıklanması, aday adaylarının da istifa süreci ve adaylıklarını açıklamaları, teşkilat ve vatandaş ziyaretlerine de başlamaları ile birlikte seçim heyecanı hissetmeye başladık! 24 Haziran seçimlerini bugüne kadar yapılmış olan seçimlerden ayıran en bariz bir özelliği; Vatandaşlarımız, Cumhurbaşkanı ve TBMM üyeleri için demokratik hakları olan OY tercihleri ayrı ayrı kullanacak olmasıdır. Vatandaşlarımız istedikleri şekilde oylarını kullanabileceklerdir. Cumhurbaşkanı vatandaşlarımızdan %50+1 oy almak zorundadır. İlk turda bu rakamı alan bir aday olmadığı takdirde ikinci tur Cumhurbaşkanlığı seçimlerine gidilecektir. TBMM üyeleri de ittifak kuran partilerin ülke ve şehir barajını geçmeleri ve her bir partinin aldıkları oy oranındaki sandalye sayılarına göre de TBMM’nin yapısı şekillenecektir.
Aday adaylarının çıkması ve seçim heyecanının da bastırması ile birlikte tüm siyasi parti teşkilatları ve aday adaylarını da aday temayül yoklaması heyecanı bastırmıştır. Siyasi parti teşkilat üyelerinin tercihleri tabii ki dikkate alınmalı, fikirleri sorulmalı ve teşkilatların önerdiği veya tavsiye ettikleri bir adayın şehrin veya bölgenin Millet Vekili olması kadar da doğal bir şey yoktur. Teşkilat mensuplarının tanıdığı bildiği, erişip, ulaşabildiği ve teşkilat yapısına, işleyişine de vakıf bir adayın seçilmiş olması teşkilatlar açısından da çok sevindirici ve moral veren bir gelişmedir.
Geçtiğimiz hafta sonu 27. dönem Konya Millet Vekili Aday Adayı AK Parti teşkilat temayül yoklaması yapıldı. Emeği geçen her bir bireye teşekkür ederim. Temayül yoklamasından önceki gece İL teşkilatı tarafından bazı isimlerin temayülde teşkilatlara önerildiği şeklinde bir dedikodu piyasada dolaşmaya başladı. Doğru mudur, yanlış mıdır, bilemiyoruz! Konunun muhatapları gelişmelerin sadece bir dedikodudan ibaret olduğunu, teşkilatımıza ve çok değerli aday adaylarına da bir yerlerin zarar vermeye çalıştığını, zikredildiği şekilde bir olayın ve gelişmenin vuku bulmadığı şeklinde çıkarlar bir açıklama yapar, kamuoyu ve taraflar da rahatlar diye düşünüyorum!
Tüm bu gelişmeler çerçevesinde vatandaşlarımız tarafından şöyle bir algı ve ifadeler dillendirilmeye başlanmıştır. Vatandaşlarımız, Cumhurbaşkanı seçiminde oyum şu adaya fakat TBMM seçimlerinde ise Cumhurbaşkanının partisinden farklı bir parti veya adaya tercihimi kullanacağım şeklinde bir serzeniş ve sitemler dolaşmaya başlamıştır. Vatandaşlarımız zaviyesinden belki haklı olabilirler fakat ülkemizin içeride ve dışarıda bulunduğu tüm ağır şartları dikkate aldığımızda bu şekildeki bir davranışın bedelini devlet, millet ve vatan olarak çok ağır öderiz gibi geliyor! Kime ders vermeye çalışıyoruz! Bir parti teşkilat üyesi veya başkanı bilmeden bir yanlışı yapmış olabilir! Parti üyesi veya başkanına yapmış olduğu hatasından kaynaklı ders vermeye çalışıyoruz diye devlet ve millet olarak neyi ve neleri kaybedeceğimizi de çok iyi düşünmemiz gerekir diye düşünüyorum! Telafisi olmayan bir yola girebiliriz! Askeri olmayan bir komutan savaşta başarılı olamaz! Silahı, mühimmatı ve cephanesi olmayan bir komutan savaşta zafer elde edemez! Toplu vurdukça sineler onu top sindiremez kaidesince bir ve beraber olmak ve hep birlikte hareket etmek zorundayız!