Türk siyasi hayatını kabaca incelediğimizde, bir siyasi partinin kurulma aşamasında mutlaka bir dış güç veya kürsel güçlerin etkisi, desteği ve hatta finansal yardımlarını görebiliriz! Çünkü siyasi bir parti kurmak ve ülke genelinde de teşkilatlanmak çok olay bir iş değildir! Siyaset yapmayı planlayanların zaten finansal durumu buna da fırsat vermeyecektir! Böyle bir yatırıma destek olması gereken, içeriden bir veya birkaç iş adamı, ya da dışarıdan küresel bir finans kurumunun aranması ve hatta bulunması gerekir! Siyasi partilerin kurulma aşaması veya Türkiye’deki siyasi partilerin tarihlerini kabaca incelediğimizde yazdıklarımızın aynısı ile vaki olduğu da görülecektir! Şimdi bunları neden yazıyorsun? Günümüzle ne alakası var, hem de çok önemli bir yerel seçim öncesi dediğinizi de duyar gibiyim!
Ak Saçlı ve Ak Sakallı ihtiyar dostum, ülkemizdeki siyasi partilerin kurulması, teşkilatlanması, iktidar olması, kapanması ve yerel seçimlerin hemen akabinde ülkemizdeki siyasi parti serüvenine birkaç adet daha siyasi partinin dahil olma hazırlıklarının olduğuna dair sohbetimizin akabinde, veciz sözleri ve ders niteliğindeki hikayesini çok dikkatli ve özenle anlattıktan sonra gözlerden kayboldu! Bir geyik ile bir at, aynı çayırda otluyorlarmış. Ancak Geyik bir yandan keskin dişleri, diğer yandan güçlü boynuzlarını kullanarak otlaktaki her şeyi yeyip bitirmeye başlamış! At bu duruma çok kızmış, öcünü almak için gitmiş bir avcı bulmuş: “Kurtar beni şu Geyikten!” demiş. Avcı: “Peki, kurtarayım, kurtarayım ama ben o işi tek başıma başaramam ki! Gel, senin ağzına bir gem vurayım, üstüne bineyim, sen de yardım et!” demiş. At o kadar öfkeliymiş ki hiç düşünmeden razı olmuş. Avcı atın üstüne binmiş, geyiğe birlikte saldırmışlar. Sonuçta geyiği öldürmüşler. Ardından At, Avcıya “Artık çıkar şu gemi, işimiz bitti demiş!” Ancak Avcı “Dur bakalım, o kadar acele etme!” diyerek, Atı eve götürüp, ahıra bağlamış! At, artık Avcının kölesi olmuş. “At, Geyik ve Avcı” hikayesinde olduğu gibi “düşman veya rakiplerinizden kurtulayım ya da intikam alayım derken At’ın yazgısına düşmeyin, derim!
15 Temmuz hain darbe ve işgal kalkışması akabinde, Türk Siyasi hayatımızdaki, devlet, millet, iktidar, ana muhalefet ve muhalefeti ile birlikte şahlanan milli birlik ve beraberlik ruhuna şahit olmaktayız! 15 Temmuz hain darbe ve işgal kalkışması bu birlik, beraberlik ve dirlik ruhu ile ancak bertaraf edilmiştir! Yeni Kapı ruhunda perçinlenen bu birliktelik, 16 Nisan Anayasa değişiklik referandumundaki Cumhur İttifak ile tecessüm etmiş ve yeniden bir kez daha şahlanmıştır! 24 Haziran seçimlerinde de Cumhur İttifak ruhunun emarelerini görmüştük! Bugün 31 Mart yerel seçimlerinde de Cumhur İttifakının karşısında Millet İttifakını görmekteyiz! Tabii ki başkaca ittifakları da duyuyor ve şahit oluyoruz! Siyaset sahnesine ne zaman çıkacaklarına dair söylentiler ise 31 Mart seçim sonuçlarındaki Cumhur İttifakını alacağı oylara göre şekilleneceği de siyasi kulislerde ifade edilmektedir! Peki, 31 Mart seçim sonuçlarını ve Cumhur İttifakının alacağı oyları neden bekliyorsunuz? Toplumda bir karşılığınız var ve karşılığın da sandıklara yansıyacağına olan inancınız da tam ise hemen şimdi, bugün siyaset arenasına çıkmalısınız? Neden zaman kaybedeceksiniz? Ne buyurdunuz?!
Küresel ve emperyalist güçler, yüz yıl önce olduğu gibi ya da yüz yıl önce yarım kalan büyük oyun ve paylaşım hesaplarını bugün yeniden sahneye sürmeye çalıştıkları bir dönemde, içeride birbirimizle cebelleşmenin veya enerjimizi birbirimize karşı tüketmenin, harcamanın bu topraklar ve Anadolu’ya ne faydası olacaktır? Ak Deniz ve Doğu Akdeniz bölgesindeki enerji kaynakları ve güzergahının paylaşımları için her an üçüncü Dünya savaşı için bir kıvılcımının beklendiği ve en az kırk ülkenin de yüz adet savaş gemisin bu bölgede olduğu bir dönemde, yeni bir siyasi parti kurmanın ya da iktidardan kurtulma hesap ve oyunları kimin ya da kimlerin işine yarayacaktır?! Tabii ki Aziz Türk Devleti ve Asil Türk Milletinin değil! Dünya üzerindeki güç dengelerinin Batıdan Doğuya kaydığı bir dönemde, batmakta ve lime lime dökülmekte olan Batı trenine binmeye çalışmayı ve küresel güç destekli bir yapılaşmayı ve oluşumu da nasıl açıklayacağız?! At ve Geyik hikayesinde olduğu gibi Geyikten kurtulmaya çalışırken, ağzına Gem takılıp, ahıra bağlanan ve özgürlüğü de elinden alınan at gibi birilerinin köleliği ve esirliğe mi talip olmaya çalışıyoruz! Ne diyorsunuz?
AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan; Zeytin Dalı Harekatı, Fırat Kalkanı ve Afrin Operasyonları ile güney bölgemizde kurulmaya çalışılan devletçik benzeri koridorları bir bir parçaladık! Türk Devleti ve Türk Milleti olarak, Akdeniz Kalkanı stratejileri ile de Doğu Akdeniz’de küresel ve emperyalist güçler tarafından sahneye konmakta olan Doğu Akdeniz cambazlıklarına da esaslı bir Osmanlı tokadı atıyoruz! Akdeniz, Doğu Akdeniz, Kara deniz, Ege ve tüm Osmanlı hinterlandı gönül coğrafyamızda, Türk Devleti ve Türk Milletinin onay vermediği ve rızasının olmadığı hiç bir projenin oldu bittiye getirilmesine asla izin verilmeyeceğini de, kararlı bir şekilde ifade etmektedir! Anlayana tabii ki!
Recep, Şaban ve Ramazan aylarının habercisi Regaib Kandilimizi ve Üç Ayların tüm İslam alemi ve insanlığa huzur, barış ve selamet getirmesini ve birey olarak da İdrak, Arınma ve Mağfirete vesile olmasını da Sonsuz Kudret Sahibi Yüce Allah’tan niyaz ederim. Allah’ım! Recep ve Şaban ayını bize mübarek kıl ve bizi Ramazan ayına ulaştır! AMİN..