AK Parti Genel Başkanı ve Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, 31 Mart mahalli seçimlerinde partisine en yüksek oyu veren şehrimize, teşekkür ve bir dizi açılış konsepti çerçevesinde, vatandaşlar ile buluşma ve hasret temalı hafta sonu bir ziyaret tertip edildi.
Program Mevlana meydanındaki Cumhurbaşkanımızın hitapları, vatandaşlar ile hasbi hal ve hasret giderme, Kamu kurumları tarafından hizmete açılan birimlerin toplu açılış töreni ve akabinde ise AK Parti teşkilatların da partinin kuruluşundan bugünlere kadar sahanın tozunu yutan, koşan ve terleyen, emek sarf eden teşkilat mensupları ve basın üyelerinin katılımlarının olduğu akşam yemeği programı ile son buldu!.
Öncelikle Sayın Cumhurbaşkanımıza dünyada ve ülkemizdeki bu kadar sorun, baskı ve yoğun programları arasında şehrimize yapmış oldukları teşekkür ve hasret giderme temalı ziyaret için çok teşekkür ederim!.
AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Konya programının kesinleşmesi ile birlikte, kendisini, kurumunu ön plana çıkarmaya, yani pazarlamaya çalışanların medya ve meydanlarda boy gösterdiklerine de şahit oluyoruz! Peki, neden?
İnsan denen varlık görünmeden yapamaz! İnsan denen varlık önemsenmeden duramaz! Bu kişi hangi makam ya da mevkide olur ise olsun! Bu kişi hangi ekonomik seviyede olursa olsun! Hiç fark etmez! Hele bir de bu kişi ya da kişilerin ticari ve gelecek ile ilgili siyasi kaygı ve hesapları da var ise! Medya ve meydan onlarındır; Zaman ve zemin çok müsait olduğu için! Şehirler ve vatandaşlar ne olacak?! Konya’ya yapılması gereken hizmet ve yatırımlar ne olacak, dediğinizi de duyar gibiyim!
Şehirler de neymiş?! Vatandaş da kimmiş?! Dostlar, Medya ve meydanlarda gördüğümüz eni sonu bin kadar kişinin egosu tatmin olduktan sonra zaten bu şehre hizmet de gelmiş sayılacaktır! Ne buyurdunuz?! Bu tipler yüzünden, Sayın Cumhurbaşkanımızın çevresi kuşatıldığı için sıradan bir vatandaş Cumhurbaşkanımıza en ufacık bir derdini ya da selam ve kelamını dahi eriştiremeyen mutlaka olacaktır! Vatandaş da neymiş canım! Vatandaşın Cumhurbaşkanı ile ne işi olabilir?!
Vatandaş dediğin vergisini öder, çağrılınca askere gider ve meydanlara da gel denince, bin kadar ekâbir mahcup olmasın diye, meydanları sadece doldurur! Cumhurbaşkanın sadece ve sadece ekâbir takım ve ekip ile işi olabilir! Öyle değil midir?!
Sayın Cumhurbaşkanım! Muhafazakar düşünce ve duruşun kalesi konumunda ve hinterlandında en az kırk şehrimizdeki vatandaşların da buradan beslendiği, buraya baktığı kadim şehir Konya ve Konyalı sizleri hassaten çok seviyor! Bölgesindeki kırk kadar şehrimizin insanı siyaseten kadim şehir Konya ve Konyalı ne karar verecek diye bekler!
Kadim Başkent olmanın vermiş olduğu bir vakur duruş, muhabbet ve saygıdır! Konya ve çevresi, bu sevginin yerine de bir başka siyasetçiyi koyamaz ve koymak istemez! Türkiye Cumhuriyeti 8. Cumhurbaşkanı ve ANAP kurucu genel başkanı rahmetli Turgut Özal, muhafazakar camianın kalesi konumundaki kadim şehir Konya, siyasi olarak yanınıza ya da arkanıza almadan başarılı olmanız mümkün değildir, şeklinde bir sözü aklıma geldi! AK Parti için de bu durum aynen böyledir!
Kurulması planlanan bir başka muhafazakar parti için de durum aynı olduğunu düşünüyorum! Bugünlerde siyaset çok hızlı, kaygan ve hareketli! AK Parti bünyesinde siyaset yapan, bakan ve başbakan olanlar tarafından bugün yeni siyasi parti kurma hazırlıklarına da şahit oluyoruz! Normal bir durum! Kesinlikle kızılacak bir şey değildir! Fakat unutulmaması gerek bir şey vardır!
Türk Devleti 1990’ların sonu ve 2000’lerin başlarındaki Türkiye değildir! 15 Temmuz hain darbe ve işgal kalkışmasından sonraki Türk Devleti başkaca bir hal almıştır! Türk Devleti, Cumhurbaşkanlığı Hükumet sistemi ile birlikte tüm birimleri ile bugün için çok daha güçlüdür! Türk Devleti bugün devlet, millet, ana muhalefet ve muhalefeti ile birlikte daha fazla bir ve beraberdir! Hedef Türk Devletinin Bekası ve Türk milletinin birliğidir! Anadolu’da bin yıllarca daha baki olarak var olmaktır!
15 Temmuz hain darbe ve işgal kalkışmasından sonraki süreçte, Yeni Kapı ruhu ile şahlanan, devlet, millet, ana muhalefet ve muhalefeti ile birlikte ki Cumhur İttifakını bozmaya, dağıtmaya ve parçalamaya yönelik girişim ve çalışmalara şahit oluyoruz! Peki, neden?
Küresel ve emperyalist güçler, içimizdeki işbirlikçiler, ülkemiz ve bölgemizdeki hesaplarının devamı ve bölgedeki çıkar ve varlığını korumak adına, her türlü kirli operasyon ve oyunlarına devam etmektedir! Daha önceki yazılarımızda vurguladığımız ve ifade ettiğimiz gibi Türk Devleti, kadim Türk Devlet Aklının devreye girmesi ile birlikte, 15 Temmuz hain darbe kalkışmasından sonraki süreçte çok daha güçlüdür!
Devletin bekası ve Milletin birliği adına hareket eden devletin tüm birimlerinde bir uyumsuzluk ya da başıboşluk oluşturamayan küresel ve emperyalist güçler, içerideki işbirlikçileri mahareti ile siyaseten bu birlikteliği bozmak için bölgemiz ve ülkemizdeki hesaplarına erişmeyi planlamaktadır! Peki, başarılı olabilirler mi?!
Küresel güçler yüz yıl önce olduğu gibi içimizdeki işbirlikçiler mahareti ile bu defa hedeflerine erişebilirler mi?! Hiç sanmıyorum! Başaramayacaklar! Türk Devletinin bekası ve Türk Milletinin Birliği adına kurulan bu kutlu ve kutsal siyasi ittifakı dağıtamayacak, parçalayamayacak ve bozamayacaklar!