Öncelikle, Suriye’de 27 Şubat akşamı, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlığı, Türk milletinin birliği ve Anadolu’daki binlerce yıllık bekamız uğruna, vatan için, namus için, devlet için, millet için, istiklal, istikbal, bağımsızlık ve hürriyet için vermiş olduğumuz şehitlere Allah’tan rahmet, aileleri ve sevdiklerine de sabrı cemil niyaz ederim!. Yaralı olan askerlerimize de Allah’tan acil şifalar dilerim. Asil Türk Milletinin başı sağ olsun!. Vatan Sağ olsun!. Devlet Sağ olsun!. Türk Devletinin böyle hain saldırılar sonrası ne yapması beklenmektedir?! Tabii ki, Devlet ve Millet bir ve beraber olacaktır!. Türk Devleti bekası uğruna, bölgedeki tüm hava savunma sistemlerine rağmen, yerli, milli ve kendi üretmiş olduğu, alçak uçuşlu İHA ve SİHA’LARI ile rejimim tüm askeri birliklerini yok etmektedir?! Yani, Türk Devleti, Suriye ve İdlib’te savaş literatürü ve teknolojisini yeniden yazmaktadır! Türk Devletini böyle hain bir saldırı ile köşeye sıkıştırmayı veya eksen kayması yaşayacağını hesaplayan tüm küresel ve emperyalist güçler, Türk Devleti ebed müddet devam ülküsü uğrunda, Kadim Türk Devlet Aklının başkaca plan ve hesaplarının olduğunu, tarihte olduğu gibi yeniden görecek ve idrak edecektir! Yenidünya düzeni ve sistematiğinde eksen bugün için sadece Türk Devletidir!.
1990’ların başında Doğu Bloku ve Varşova Paktı’nın çöküşü ile Doğu Avrupa’da başlayan demokratikleşme akımı, Kasım 2010 tarihinden itibaren Arap Baharı hareketleri ile Kuzey Afrika ve Ortadoğu coğrafyasında etkili olmaya başlamıştır!. Arap Baharının asıl amacı, halklara demokrasiyi getirmek ve sivil hakları teşvik ettirmekmiş! Ne kadar da inandırıcı, değil mi?! Arap Baharı hareketlerinin küresel ve emperyalist güçlerin arka planındaki hesaplarının, 22 ülkenin rejim, iktidar ve haritalarının değişmesi gerektiğini de böylelikle yutturmuş oluyorlar!. Arap Baharı, Tunus ve Mısır’daki rejimler devrilmiş ve yerine yeni iktidarlar gelmiştir!. Libya lideri Kaddafi devrilmiş, ülkesi tarumar edilmiş, halen parçalama ve yağmalama devam etmektedir!. Neden acaba?! Yenidünya düzeni ve sistematiği bugün için, İDLİB ve LİBYA üzerinden kurulacaktır! Türk Devleti ve Kadim Türk Devlet Aklının, bu bölgelerde neden olduğu veya bulunduğu,ne işimiz var diyen aklı evveller ve akıl daneler tarafından ümit ederim anlaşılacaktır!.
Küresel ve emperyalist güçlerin, Arap Baharı planı Suriye’de tıkanmıştır!. Suriye’de 2010 ve 2011 yıllarında Arap Baharı ile büyük bir iç savaşın çıkmasına neden olmuştur! Suriye’deki çeşitli etnik grupların varlığı ve dış güçlerin de desteği ile ülkedeki iç savaşın çözülemez bir kör düğüm olmasına yol açmıştır! Neyi bölüşemiyorlar ki?! Veya hangi küresel plana hizmet etiklerini biliyorlar mıdır?! Hiç sanmıyorum!. Çatışmalar süresince ülkede küresel ve bölgesel güçlerin etkin bir şekilde yer alması, Suriye iç savaşının ortaya çıkardığı sorunların çözülmesini tamamen zorlaştırmıştır!. On bin kilometre ötelerdeki devletlerin Suriye’de ne işi var ki?! Birleşmiş Milletlerin aldığı kararlar, sadece kâğıt üzerinde kalmış ve hiçbir şekilde uygulamaya sokulamamıştır!. Taraflar birbirlerine karşı askeri destek alarak saldırmış ve bunun sonucunda da Türkiye bir göç dalgası meydana getirmiş ve bu göçler halen devam etmektedir!. Peki, İdlib saldırısı sonrasında, Avrupa’ya göç için, sınır kapıları Türk Devleti tarafından neden açılmıştır?! Kavimler göçü ile tarihte bazı devletlerin yıkıldığını da hatırlatmakta fayda vardır! Türk Devleti kim veya kilere ne gibi mesajlar vermektedir!
NATO, Kuzey Atlantik Paktının kurulmasındaki amaç; Barış ve güvenliği korumak, Kuzey Atlantik bölgesinde denge ve huzuru geliştirmektir!. Hangi barış ve güvenlik?! İttifak, uzun yıllar boyunca sağladığı savunma ve güvenlik teminatlarının yanı sıra, Türkiye, NATO’ya girmek için yoğun temaslarda bulunmuştur! Türkiye, NATO ile ittifak arayışına 18 Şubat 1952 tarihinde Yunanistan ile birlikte ittifaka dâhil olmuştur!
NATO’nun 4. maddesi: Taraflardan herhangi biri, taraflardan birinin toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlığı ya da güvenliğinin tehdit edildiğini düşündüğü zaman, tüm taraflar birlikte danışmalarda bulunacaklardır! Hangi tarafın, toprak bütünlüğü,, siyasi bağımsızlığı ve güvenliği?! NATO’nun 5. maddesi de; Taraflar, Kuzey Amerika’da veya Avrupa’da içlerinden bir veya daha çoğuna yöneltilecek silahlı bir saldırının hepsine yöneltilmiş bir saldırı olarak değerlendirileceği ve eğer böyle bir saldın olursa BM Yasa’sının 51. Maddesinde tanınan bireysel ya da toplu öz savunma hakkını kullanarak, Kuzey Atlantik bölgesinde güvenliği sağlamak ve korumak için bireysel olarak ve diğerleri ile birlikte, silahlı kuvvet kullanımı da dahil olmak üzere gerekli görülen eylemlerde bulunarak saldırıya uğrayan taraf ya da taraflara yardımcı olacakları konusunda anlaşmışlardır! Peki, taraflardan birine yapılan dolaylı saldırılar, çıkarları uğruna içeriden yapılıyorsa, ne yapacaksınız?! Böylesi herhangi bir saldın ve bunun sonucu olarak alınan bütün önlemler derhal Güvenlik Konseyi’ne bildirilecektir. Bildirilince ne değişecektir! Güvenlik Konseyi, uluslararası barış ve güvenliği sağlamak ve korumak için gerekli önlemleri aldığı zaman, bu önlemlere son verilecektir, diyor!. Güvenlik Konseyi, ne zaman, uluslararası barış ve güvenliği sağlamak adına kararlar alabilmiştir?! Gören veya duyan var mıdır?!
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan; Türkiye, bugünü ve geleceği bakımından tarihi ve hayati bir mücadele içerisindedir!. Neticeleri en az 100 yıl önceki kadar büyük olacak bir mücadeleden, ülkemizin ve milletimizin menfaatlerini koruyarak zaferle çıkmak için gece gündüz demeden çalışmalarımızı sürdürüyoruz!. Tarih boyunca hep işgallere, zulümlere maruz kalmış bu coğrafyada, mücadeleden bir an geri kaçarsak, bir an birliğimize beraberliğimize sahip çıkmazsak çok daha büyük bedeller ödeyeceğimizin bilinciyle hareket ediyoruz!. Bu büyük mücadeleyi verirken, kanlarıyla bu toprakları bize vatan kılan tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet dilerim. Zulme karşı verdiğimiz hak mücadelesi sonuna kadar devam edecektir!. Şehitler tepesi boş değildir ve boş kalmayacaktır!. Türkiye haklı mücadelesinden hiçbir zaman geri durmayacaktır!. Hiçbir şehidinin kanı yerde bırakmayacaktır!. Hiçbir ihaneti unutmayacaktır!. Milletimiz yanımızda olduğu sürece her zorluğun üstesinden gelecek, ülkemizi köşeye sıkıştıracağını zannedenlere tarihi bir ders vereceğiz, ifade ve vurgularının, bölgemiz ve sınırlarımızda, yüz yıl önce olduğu gibi bölme – parçalama ve kukla devletçik kurma hesap ve sinsi planları yapan, tüm küresel ve emperyalist güçler ve işbirlikçilerine de Osmanlı tokadı zaviyesinden, istiklal ve istikbal uğrunda, Türk demenin ve kadim Türk Devlet Aklının, tarihte ve bugün ne demek olduğunu hatırlatma babından çok net bir duruş ve cevap olduğunu düşünüyorum!.