İnsan olarak, güncel haber ve olaylar arasındaki toz dumandan, gelişmelerin arka planını anlamakta ve yorumlamakta, sebepler ve sonuçlar arasında bağlantılar kurmakta zorlanıyoruz!
Bölgemiz üzerinde, küresel – emperyalist güçler ve egemen ailelerin, kısa, orta ve uzun vadeli, kirli hesapları ve sinsi çıkarları çerçevesinde, gelişmelere, aksiyon geliştirmekte, pro-aktif davranmakta ya geç kalıyoruz, ya da karar verirken hatalar yapabiliyoruz!
İnsan beyni olaylar zinciri ve gelişmeler hakkında, bir kere karar verdiği an, tekrardan düşünme melekesini de kaybetmektedir! Bölgemiz üzerinde oynanan yüz yıllık kirli oyuna yönelik, gelişmeler hakkında karar vermeden önce araştırma yapmak zorundayız!
Aksi halde bölge halkları olarak bir yüz yılı daha kaybedebiliriz! Bölge halkları olarak, bu aziz vatan uğruna düşen şehitlerimizin hatırası hürmetine, yeniden bir hata daha yapma lüksümüz olamaz!
Yüz yıl önce, Osmanlı İmparatorluğunun hakim olduğu bölgelerdeki zenginlikleri, sanayi devriminden kaynaklı eksiklikleri ve ihtiyaçları doğrultusunda, küresel – emperyalist güçler ve egemen aileler, kirli bir oyun ve sinsi plan yapmıştır!
Sykes – Picot; Osmanlı Devletinin parçalanması sürecinde, Birleşik Krallık, Fransa ve Rusya arasında imzalanan Küçük Asya Anlaşması olarak bilinir.
16 Mayıs 1916 tarihinde İngiltere ve Fransa arasında yapılan, daha sonradan Rusya’nın devreden çıkarıldığı, Türkiye’nin Orta Doğu topraklarının paylaşılmasını öngören gizli bir paylaşım antlaşmasıdır.
1915’te Arabistan Yarımadasını ele geçiren İngiltere, Türkiye’ye karşı ayaklanan Mekkeli Şerif Hüseyin’i destekleyerek, Irak ve Filistin toprakları üzerinde kendisine bağımlı, uydu ve kontrol altında Arap devletçikleri kurmayı planlamıştır!
Osmanlı kara parçasındaki zenginlikleri, kendi aralarında yapmış oldukları anlaşmaya rağmen, bir başka güç ile paylaşmayı sindiremeyen dönemin küresel – emperyalist güçleri, anlaşmanın diğer üyesi Rusya’da devrim için ayrıca bir plan ve hesap içindedir!
1917 yılında Rusya’da dışarıdan destekli, bir devrim olmuş ve iktidar el değiştirmiştir!
1917 devriminden sonra Rusya, Sykes – Picot anlaşmasındaki halklarından vazgeçmiş, Lenin gizli olan anlaşmayı Dünya kamuoyuna açıklamıştır.
Anlaşmanın gizli maddeleri ortaya çıktıktan sonra Osmanlı Devleti, olası bir bölünmenin sonucunda asıl hedefin Büyük Arap Devletini kurmak olmadığını, İngiliz ve Fransızların yönetimlerinin egemen olacağı çok sayıda küçük devletçikler kurulacağını anlatmaya çalıştıysa da, Arap Halkları ve önderlerini ikna edememiştir.
İkinci Dünya savaşı dönemine kabaca baktığımızda, dünyayı paylaşım noktasında, karşımıza başka küresel güçler çıkmaktadır!
Birinci Dünya savaşında paylaşım konumunda İngiltere ve Fransa, 2. Dünya savaşında ise ABD ve Rusya’yı görüyoruz!
İkinci Dünya savaşı döneminde Nazi Almanya’sına karşı birleşen ABD ve Rusya, Avrupa’yı ikiye bölerek dünyayı parsellenmiştir!
- Peki, bugün bir farkı var mıdır? Yoksa daha fazlası mı? Avrupa, küresel ve emperyalist iddialarından vazgeçinceye kadar, savaş ve ekonomik baskı devam edecek ve tamamen denetim ve kontrol altına alınacaktır!
- Peki, böyle bir dönemeçte Türk Devleti neler yapmaktadır?
Dünya, 1945 – 1989 arasında yaşanan SOĞUK SAVAŞ dönemlerinde olduğu gibi bugün de yeniden bölünüyor, parselleniyor ya da dizayn edilmektedir!
Dün, ABD NATO’yu kuruyor, Rusya da Varşova Paktı ile misilleme yapıyor!
Bugüne baktığımızda, bir farkı da yoktur! Tez ve Antitez ya da ZIT KUTUP KARDEŞLİĞİ anlaşmalı bir şekilde devam etmektedir! Sentez, dünyanın Soğuk Savaş benzeri yeni bir sistem ve dengeye kavuşması!
Dünyamızı parselleyen ve paylaşan küresel – emperyalist güçler ve egemen aileler, karşılarında ve paylaşım masasında, bir başka bölgesel gücü istemiyor!
Paylaşım masasında olmak için bağımsız politikalar geliştirmeye çalışan devletler, vekalet orduları üzerinden asimetrik savaş teknikleri ile engellenmeye, bertaraf edilmeye, yıpratılmaya veya zarar verilmeye çalışılmaktadır!
Türkiye; içeride devlet, millet, ana muhalefet ve muhalefeti ile birlikte devletin bekası ve milletin birliği adına, bir ve beraber olduğumuz müddetçe, egemen aileler ve küresel – emperyalist güçler, bölgemizdeki kirli oyun ve sinsi planlarına erişemeyecekler!
Dün paylaşımda anlaşan küresel güçler, bugün kavga etmektedir! Dün,, dünyamızı paylaşım noktasındaki sayıları bir iki olan küresel – emperyalist güçler ve egemen aile sayısı artmış, pastadan alacakları, almayı planladıkları payları da küçülmektedir!
Bugün yaşamakta olduğumuz, fillerin tepişmesinden kaynaklı ve çimlerin de ezilmesinin tek sebebi, paylaşım konusundaki paya razı olmamaktır!
- Peki, Türk Devleti, dün, paylaşım masasında paylaşılan durumunda iken, bugün nerede ve hangi konumdadır?
- Küresel ve emperyalist güçlerin dünya ve bölgemizdeki, hegemonyal – emperyalist konum ve tahtları sallanmaktadır!
Koridor savaşları dediğinizi duyar gibiyim! Tüm bu yaşadıklarımızı sadece koridor savaşlarına indirgemek eksik olacaktır! Tabii ki tüm ticaret koridorlarına, kimin hakim olacağı ya da kontrol edeceğinin büyük bir etkisi vardır!