Son günlerde; ekonomi ve özellikle siyaset gündemi çok yoğun! Gündem yoğunluğundan kafamızı kaldıramıyoruz, desek yanlış olmaz! Okumak, anlamak, yorumlamak ve karar vermekte zorlanıyoruz? Peki, neler oluyor?
Gündem yoğunluğundan sosyal – ekonomik ve siyasi kararları okumalarımız çerçevesinde, bir erken seçimi işaret eder gibi! Peki, tüm bu göstergeler bir seçimi işaret etmemesine rağmen, ülkenin bir erken seçime ihtiyacı var mıdır?
- Vakit tamam olabilir mi? Haydi, Abbas vakit tamam! Akşam diyordun işte oldu akşam! Peki, VAKİT kim ya da kimler için TAMAM olacaktır?
Aksi halde içeride BİRLİĞİ sağlayamayız! Eskiden olduğu gibi EKOL çatışmalarından başımızı kaldıramayız! Dışarıda OPERASYON yapabilmek için içeride SAĞLAM durmak gerektir!
Türkiye gibi ülkelerde, EKOL temsilcilerini yok sayamayız! Her daim etkin ve etkili konumdalar!
Hem de, Ukrayna – Rusya ve İsrail – Filistin asimetrik savaşı üzerinden, SOĞUK SAVAŞ benzeri bir DENGENİN kurulmakta olduğu günümüzde!
Bugün itibari ile yükselmekte olan bir gücün egemen bir gücü, onun yerine geçmekle tehdit etmesinden dolayı oluşan gerilim, bir savaşa dönüşebilir?
Peki, böyle bir dönemde yeni bir Dünya düzeni ya da dengesi nasıl kurulacaktır? Bu sürecin iç siyasete yansımaları nasıl olacaktır?
Bir erken ya da baskın seçim kapımıza dayandığı takdirde, bu kararı kim ya da kimler alacaktır?
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Yönetim Siteminde, iki kurum, seçim kararı alabilir! Bunlardan biri; TBMM ve diğeri de Cumhurbaşkanlığı makamıdır!
- Türkiye’de; İktidar ve hükümet yönetim sisteminde; Siyasal İslam hikâyesi, dönemi ve devri kapanmıştır!
Anadolu coğrafyası; Anadolu kültürü, Anadolu irfanı, Anadolu medeniyet temsilcileri Anadolu direniş ve diriliş erleri tarafından yönetilecektir! Anadolu’nun idaresi ve devlet kademesinde, küresel işbirlikçi sızıntı ve emperyalist ekol temsilcilerine hiçbir şart ve şekilde artık yer olmayacaktır!
Türk Devleti; Kadim Türk Devlet Aklının denetim ve kontrolünde; Kuvay-i Milliye Ruhu ve Kurucu İrade gelenek ve kültürüne sahip, bürokrasi de; yeniden adalet ve güvenin tesis edildiği, yeniden ehliyet ve liyakatin öne çıktığı; RESTORASYON süreci akabinde; yeni bir dönemin başlamak üzere olduğunu düşünüyorum!
- Kuvayı Milliye Ruhu; Ülkenin geleceği tehlikeye girerse, Kurtuluş Savaşında olduğu gibi, halkın yeniden örgütlenip bir araya gelerek; birlik ve beraberlik, özgürlük ve direnişi temsil eder!
Kadim Türk Devlet Aklı denetiminde ki Türkiye’de; kazasız ve belasız, sağ ve salimen bir seçim akabinde ki devir teslim akabinde; 2053 ve 2071 hedeflerine doğru, Tünelin Ucundaki IŞIK görünmektedir!
Adalet ve Ehliyet, Liyakat ve Hakikat temelli; devletin stratejik politika ve yatırımlarında hiçbir değişikliğe mahal vermeden; Kuvay-i Milliye Ruhu – Kurucu İrade Temsilcisi; 2053 ve 2071 hedefleri çerçevesinde; yeni bir dönem başlamak üzere, olduğu kanaatindeyim!