KÜRESEL ve EMPERYALİST Güçlerin gözünü diktiği bölgemizin Barışı – Huzuru ve Kalkınma adına, Soğuk Savaş benzeri, Yeni bir DENGE, aciliyet arz etmektedir.
Dünya ve bölgemiz, yüz yıl önce olduğu gibi yeniden bir paylaşım – bölüşüm ve haritaların çizilme mücadelesine, şahitlik etmektedir.
Bölge, birinci ve ikinci dünya savaş galipleri arasındaki paylaşıma bir itiraz ve yeniden bir dizayn ile karşı karşıyadır.
Dünya sistematiği, denge üzerine bina edilmiştir. Dengenin olmadığı ya da kurulamadığı dönemlerde, her daim kaos veya akabinde bir dünya savaşı meydana gelmiştir.
Sovyetler Birliğinin dağılması ve Almanya’nın birleşmesinden günümüze, dünyada yeni bir düzen ve denge kurulamamıştır.
Sovyetler Birliğinin dağılması ve Almanya’nın da birleşmesi akabinde, yen bir düzen – sistem ve denge adına, vekalet ve vesayet savaşlarına şahit olmaktayız.
İkinci dünya savaşı akabinde kurulan soğuk savaş benzeri bir düzen ve denge, otuz yıldır kurulamıyor.
Arap Baharı ile başlayan süreç, Suriye’de tıkanmış, Gazze ile içinden çıkılmaz bir hal almış ve bugün için yeni bir SİSTEM ve DENGE adına yeni bir süreç başlamıştır.
İki testinin çarpışması sonucunda biri mutlaka kırılacaktır.
Peki, testiler çarpışmadan bir çözüm yolu bulanabilir mi? Çözüm bulunamaz ise sonuçlar nereye ve nerelere kadar varacaktır?
İki testinin çarpışmasından sadece testinin biri mi kırılacaktır? İki testinin çevresinde kümelenen devletler, ne kadar hasar alacaktır?
Dünya, Yeniden bir PAYLAŞIM ve yeniden bir değişim, denge ve düzenin arifesindedir.
Peki, DENGE; birinci ve ikinci dünya savaşlarında olduğu gibi KANLI mı olacak?
Ya da, Yeni bir DENGE; İki testinin çarpışması ile mi, yoksa çarpışmaya gerek kalmadan anlaşmalar akabinde mi kurulacaktır?
Dünyada meydana gelen, tüm olay ve olguların arka planında, Küresel iki EKOL arasındaki, hegemonya ya da PAYLAŞIM mücadelesini görmeden, anlaşılmayacaktır.
Küresel iki EKOL, hegemonya – PAYLAŞIM ve nüfuz, ekonomik ve askeri olarak her alanda ve her bölgede, kıyasıya bir rekabet, mücadele ve bilek güreşi, yürütmektedir.
Yüz yıl önce bölgenin tüm haritalarını ve sosyal dokuyu değiştirenler, yaşanan oldu bitti ya da dışlandıkları yeni durum karşısında boş durmayacaklar.
Birinci dünya Savaşı sonrasında ki emperyalist planlar çerçevesinde, cetvel ile çizdikleri haritalar ve sınırlar, bir bir yırtılmaya ve yok hükmüne düşmeye başlamıştır.
İkinci Dünya Savaşın akabinde, Birinci dünya Savaşında elde etmiş oldukları hegemonya ve nüfuz alanlarının büyük bir kısmını kaybeden emperyalist güçler, yeniden dünya sahnesinde yer alma mücadelesi olduğunu, bir kenara not edelim.
Bölge açıktan olmasa da gizli gizli yeniden bir SYKES – PİCOT ile karşı karşıyadır!
Bölgemizde yaşadığımız ekonomik kaos ve siyasi türbülansı, anlayabilmek ve yorumlayabilmek için küresel iki EKOL arasında, yeni bir PAYLAŞIM ve DENGE çerçevesinde, ikinci Dünya Savaşı devam ederken yapmış oldukları konferanslar, gizli görüşmeler ve anlaşmaları, dikkatli okumak ve algılamak gerekir!
Aksi halde, dünya ve bölgemizdeki, tüm ekonomik kaos ve siyasi türbülans, olay ve olguları, ya kör dövüşü olarak görmeye ya da spontane meydana geldiği şeklinde; okumaya, ve anlamaya devam ederiz.
Küresel iki EKOL arasında, Dünyanın Barış ve Huzuru, SOĞUK SAVAŞ benzeri Yeni bir PAYLAŞIM ve DENGE adına, yeniden; sınırlar ve anlaşmalar silsilesi kurulamaz ise dünya ve dünya halkları adına, yandı gülüm keten helva demektir!