Mimar Sinan Kadim medeniyetimizin mimari aktörlerinden birisidir. Mimar Sinan’ın eserlerinin teknik özellikleri günümüz mühendisleri tarafından tam ve net olarak çözümlenememiştir. Bu ülkenin kalkınması ve düzenli mimari, modern ve yaşanabilir kentler inşa edebilmek için yeni Mimar Sinanlara ihtiyacımız vardır. Kopyala yapıştır mantalitesi ve tekniği ile mimari, yapı ve kentleşme sektöründe bir yerlere gelemeyiz. Yaşanabilir şehirler kuramayız. Dünya ile rekabet edemeyiz. Bu asil millet ve devlet kendi öz mimarisine dönmek zorundadır. Bunun öncüleri de bizim tarihimizin tozlu saylarında örnekleri ile doludur. Sadece biraz merak, biraz araştırma – geliştirme ve üniversitelerimizde bu konuda öncülük yapmak gerekmektedir.
Mimar Sinan’ın bir esere başlarken veya daha sonraki süreçlerde yaşadıklarına kabaca bir bakmak gerekir diye düşünüyorum. Mimar Sinan’ın eseri olan Şehzadebaşı Cami’nin 1990’lı yıllarda devam eden restorasyonunu yapan firma yetkililerinden bir inşaat mühendisi, restorasyon sırasında yaşadıkları bir olayı şöyle anlatır; Cami bahçesini çevreleyen havale duvarında bulunan kapıların üzerindeki kemerleri oluşturan taşlarda yer yer çürümeler vardı. Restorasyon programında bu kemerlerin yenilenmesi de yer alıyordu. Biz inşaat fakültesinde teorik olarak kemerlerin nasıl inşaat edildiğini öğrenmiştik fakat taş kemer inşası ile ilgili pratiğimiz yoktu. Kalıbı yaptık. Sökmeye kemerin kilit taşından başladık. Taşı yerinden çıkardığımızda hayretle iki taşın birleşme noktasında olan silindirik bir boşluğa yerleştirilmiş bir cam şişeye rastladık. Şişenin içinde dürülmüş beyaz bir kâğıt vardı. Şişeyi açıp kâğıda baktık. Osmanlıca bir şeyler yazıyordu. Hemen bir uzman bulup okuttuk. Bu bir mektup idi ve Mimar Sinan tarafından yazılmıştı. Şunları söylüyordu; Bu kemeri oluşturan taşların ömrü yaklaşık 400 senedir. Bu müddet zarfında bu taşlar çürümüş olacağından siz bu kemeri yenilemek isteyeceksiniz. Büyük bir ihtimalle yapı teknikleri de değişeceğinden bu kemeri nasıl yeniden inşa edeceğinizi bilemeyeceksiniz. İşte bu mektubu ben size, bu kemeri nasıl inşa edeceğinizi anlatmak için yazıyorum.
Mimar Sinan’ın bir başka ve kendisinin de ustalık eseri diyebileceğimiz iki çok önemli eseri; Mihrimah Sultan’ın adını taşıyan camiler; Üsküdar Mihrimah Camisi (İskele Camisi); Üsküdar iskelesinin karşısındadır. 1547’de Mimar Sinan tarafından yapılmıştır. Caminin kubbesi üç yandan yarım kubbe üstüne oturtulmuştur. Mimar Sinan bu tekniği ilk defa Mihrimah Cami’sinde denemiştir. Avlunun ortasında güzel bir şadırvan vardır. Caminin işlemeli mermer mimberi de güzelliği ile tanınmıştır. Edirnekapı Mihrimah Camisi; Edirnekapı Camisi diye de anılır. Şehrin en yüksek yerlerinden birinde bulunan bu cami 1562–1565 yıllarında yapılmıştır. Kubbe yüksekliği 37 metre olan bu cami Mimar Sinan’ın sanatında yeni bir merhale sayılır. Mihrimah Sultan Kanuni sultan Süleyman’ın kızıdır ve Mimar Sinan aşk derecesinde çok sevmektedir ve 21 Mart, Mihrimah Sultan’ın doğum günüdür. Bu tarihte; Edirnekapı camiinin tek minaresi ardından tepsi gibi kıpkırmızı ‘GÜNEŞ ‘ batarken, Üsküdar’daki camiinin ardından ise ‘ AY ‘ doğmaktadır!
Mesleki dernek ve kuruluşlar, üye ve katılımcılarının kişisel bilgi ve becerilerin daha etkin kullanımı, bireylerin bir araya gelerek birbirlerinden güç ve destek almak, sinerji oluşturmak için kurulurlar. Bireyi, Topluma ve geleceğe daha iyi hazırlamak adına “Mimar Sinan Mühendis ve Mimarlar Derneği” kurulmuştur. Derneğin diğer kardeş derneklere bakışı ise bir alternatif değil “hayırda yarışan” bir rakip olarak görmesidir. Derneğin aynı kulvardaki oluşumlardan farkı ‘mimarlık, mühendislik, kentleşme, teknoloji ve hayat standartlarına’ ilişkin konulara derinlikli, kritik – analitik, felsefi ve entelektüel bakış açısıyla yaklaşmasıdır. Modern toplumlarda takım çalışması ve örgütlü toplum yapısını oluşturabilmiş olan milletler birçok bakımdan diğer milletlere üstünlük sağlamıştır. Nitelikli bir mühendislik kültürüne sahip üyeleri ile 2007 yılında yola çıkan Mimar Sinan Mühendis ve Mimarlar Derneği; Şehrimizde ve 79 ilde temsilciliği bulunmaktadır.
Mimar Sinan Mühendis ve Mimarlar Derneği bünyesindeki ‘Mühendishane ’de’ Yeni yetişecek günümüz Mimar Sinanlarına; Mimar Sinan Ekolünde Bir Mühendis, Fütüvvet geleneği ve Kadim medeniyet tasavvuruna sahip olunmasını.. Dünyada olup bitenleri kritik – analitik süzgeçten geçirerek değerlendirebilme kabiliyetine haiz olmasını.. Aslına ve nesline karşı kendini sorumlu hisseden, çağın gerektirdiği entelektüel bilgiye sahip ve sosyal yönünün güçlü olmasını.. Teknoloji ile barışık ve girişimci düşünceye, Sağlıklı, kaliteli hayata ve çalışma prensibine sahip.. İş süreçlerini ve stratejilerini bilen, Kişisel kariyer planını yapmış, yaşanabilir kentler ve toplumlar inşa edebilmek için iş hayatına hazır, mesleğinin erbabı Yeni Mühendis ve Mimar Sinanlar yetiştirmek için çalışmalar ve projeler geliştirmektedir.