1980’li yılların son günleri ve 1990′ yıllarrın başlarında, Almanya’da Berlin duvarının yıkılması, iki Almanya’nın da birleşmesi ve Sovyetler Birliğinin de dağılması ile birlikte ABD Dünya ölçeğindeki Küresel güç ve tek adam olmasını perçinlemiştir. ABD bu tarihten sonra yirmi yıl gibi dünya ölçeğinde neredeyse at koşturmuştur. Bu gücün vermiş olduğu cesaretle de dünya milletlerinden çok büyük öfke ve kin de biriktirmiş ve toplamıştır. 2000’li yılkara geldiğimizde ise Dünyanın en büyük kara parçası, en kalabalık bölgesi, ekonomik olarak da en fazla üreten fakat çok az tüketen bölgesi ve yer altı – yer üstü kaynaklarının da çok yoğun olduğu bölgede bir Birlik karşımıza çıkıyor; Şanghay Ekonomik İşbirliği Örgütü! Bu birliğin bu bölgedeki üreten güçler tarafından kuruluyor olması dünyanın jandarması konumunda bulunan ABD’yi panikletmiş, ne yapacağına da karar verememiştir. Ne mi olmuştur? Bu birliğin kurulmasından üç ay sonra gibi bir zaman diliminde ABD’de ikiz kulelere saldırılar olmuştur! Kim ve nasıl yapmıştı? Nasıl olabilirdi? Dünya bir anda türbülansa girmişti! Herkes şoktaydı! Dünyanın diğer bir güç bölgesinde bir birlik kurulacak ve bu birlik de ABD’nin dünya hegemonyal duruşuna da zarar verebilecek bir oluşum olacak! ABD derin devletinin de ellerinin herhalde Armut toplamasını da beklemeyecektik! İkiz kuleler bu birlikteliğe karşılık ABD’nin kendi içinden verilen bir hazırlık ve cevaptır! İkiz kulelerin vurulmasının akabinde ABD’ ye karşılık oluşan bu birlikteliğin ve 65 ülkenin de kazan kazan işbirliği ve birlikteliği adına çok büyük hedefi olan YENİ İPEK YOLU PROJESİNİN de ana güzergahı olan iki devleti, Özgürlük!! getirmek bahanesi ile işgal ve talan etmiştir!! Anladın mı şimdi ikiz kuleler meselesini! Anladın mı şimdi Şanghay işbirliği örgütünün hedeflerini?! Anladın mı şimdi ABD neden vesayet savaşları üzerinden bu bölgede?! Anladın mı şimdi terör örgütlerine vermiş olduğu her türlü desteklerin de sebebi hikmetini?! Ruhunu satmadıysan tabii ki ancak anlayabilirsin! Aksi halde anlamanı beklemek mi, boşuna tabii ki!
Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak, varlığımızın devamı, milletimizin birliği ve beka sorunu yaşamamak, bölgemizde küresel güçler tarafından oluşturulmakta olan karakol devletçiklere izin vermemek adına, askerimiz – polisimiz ve bu aziz ülkenin her bir vatandaşı, asil bireyleri olarak da, dualarımızla ve gerekiyorsa da bedenimizle bölgede ve sahada olmak zorundayız. 10 bin kilometrelerce uzaktan gelen bir devlete ve askerlerine buralarda ne işin var diye bir kelime edemeyeceksin, 1200 km. Sınırımız olan bölgede ki yeni oluşumlara izin vermemek için de müdahale ve mücadele etmek isteyince de devletini suçlayacaksın, öyle mi?! ABD ve küresel güçler işte senin gibi işbirlikçi ve içimizdeki korkakların bu duruşundan güç alıyor biliyor musun?! ABD, bu bölgede 65 ülkenin kalkınma, kazan kazan işbirliği – birlikteliği etkikeşimi olan ” Bir Yol – Bir Kuşak, Yeni İpek Yolu Projesinin” ana merkezi ve güzergahı konumunda ki güzel ülkemizi kontrol altına alabilmek için her türlü girişim ve saldırılarda bulunacaktır. Cevap vermeyelim mi? Hazırlıklı olmayalım mı, yani?! Eli kolu bağlı bekleyelim mi? Kaderimize mi razı olalım?! Ne diyorsunuz; Ey İçimizde ki işbirlikçi ve taşeronlar! Bu Asil millet eğer uğrunda Ölünecek DEĞERLERİ varsa ve de ölecekse bir defa ADAM gibi Ölmesini bilir! Mevzu Vatan ise gerisi bu asil Milletin her bir ferdi için sadece ve sadece teferruattır!