Küresel sistem, yüz yıllardır kurmuş olduğu sömürü düzenini, bu bölgelerdeki işbirlikçiler mahareti ile dolaylı bir şekilde tüm dünyayı yönetiyor desek hata yapmış olmayız. İşbirlikçilerin yönetimde bulundukları ülkelerde, küresel güçlerin kontrolünden çıkmaya yeltendikleri dönemlerde ise sürekli olarak karşımıza bir darbe çıkmaktadır. Darbe illaki askeri cunta şeklinde tebarüz etmeyebilir. Bu darbeler; Ekonomik, Sosyal, Terör ve Sokak kargaşası şeklinde de olabilir! Önemli olan bir devlet veya milletin küresel sistemin yörüngesine oturtulmasıdır; tüm mesele! Yani bu ülkeler kesinlikle raydan çıkmamalı ve anında balans ayarları da yapılmalıdır! Yakın siyaset tarihimizi kabaca bir incelediğimizde ne demek istediğimiz çok net bir şekilde anlaşılacaktır!
17 Aralık; Hz. Mevlana’nın Sonsuz Kudret Sahibi Yüce Allah’a Vuslat yıl dönümü olması münasebeti ile tüm dünya ve dünya halkları nezdinde; barış, sevgi, huzur, selamet, hoşgörü ve esenlik olarak anılmaya ve algılanmaya başlanmıştır. Böyle bir dönemde, dışarıdan ve içeriden destekli bir el karşımıza 17 / 25 Aralık 2013 tarihli yolsuzluk operasyonu ile anılır bir duruma getirmiştir. Nasıl olabilirdi? Bu tarihte neler olmuştu? Aman Yarabbi! Medyaya servis edilen, yazılı ve görsel basında dolaştırılan bilgi kırıntılarını anlamak ve idrak edebilmek için insan havsalasını zorluyordu! Bu gün birileri nereye varmayı hedefliyordu? Aslında hedef çok net ve açıktı! Bu yapılan girişim, resmen bir darbe kalkışmasını andırıyor ve dolaylı yollar seçilmiş gibi görünse de Devletin başı konumundaki Başbakana ulaşmayı planlıyorlardı! 17 Aralık 2010 tarihinde Tunus’ta başlayan Arap Baharı şeklindeki 22 ülkenin siyasi idaresi ve haritalarının değişim, darbe, sokak hareketleri, dönüşüm tarihini de buradan sadece hatırlatmak isterim.
17 / 25 Aralık tarihinde, yolsuzluk bahane edilerek, daha açık ifadesi ile ‘Para’ hareketi kaynaklı bir darbe girişimini görmekteyiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir başka devlet ile olan ticaretini barter sistemi şeklinde devletimizin bir kurumu olan Halk bankası üzeriden yapılmış olması, küresel sistemi kızdırmış ve içerideki işbirlikçilerini de acil ve ivedi olarak harekete geçirilmişlerdir. Daha dün diyebileceğimiz kısa bir zaman önce, Irak’ta kimyasal silah var diye, tüm Dünyayı kandıran ve ayaklandıranlar, kadim bir devletin, tarihin ve milletin tarumar edilmesine, yok olmasına ve darma duman haline de sebebiyet vermişlerdir. Daha sonraki açıklamalarında, ‘Hata yaptık, Yanlış yaptık’ ve Irak’ta kimyasal silah yokmuş diyenler de aynı küresel sistem değil miydi?! Kimin umurunda! Küresel sistem için sadece Emperyal sömürü düzenlerinin sürekliliği ve çıkarları çok önemlidir!! Gerisi onlar ve işbirlikçiler için sadece teferruattır!
17 / 25 Aralık tarihindeki yolsuzluk(!) operasyonunda aktif ve ismi çokça zikredilen Reza Zarrab bu ülkeden nasıl ve kimler tarafından kaçmasına / kaçırılmasına veya gitmesine ön ayak olmuştur? Yoksa Reza kendisi bir plan yapmış ve ABD’ye kuzu kuzu teslim mi olmuştur? Bilemiyoruz! Tarih bunları yazacaktır! Tarih, bu ülkeye sevdalı olan vatan perverleri ve ihanet edenleri unutmadığı gibi her iki taraftaki işbirlikçileri de her zaman hatırlayacaktır! Birini hayırla yâd ederken, diğerini de kahırla sayıklayacaktır! Allah bizleri bu aziz devlet ve asil millete ihanet ve hainlik konumunda bulundurmasın!
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 15 Temmuz hain işgal kalkışmasının olduğu andan itibaren, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Lideri Devlet Bahçeli arasında oluşan sinerji ile bu devletin BEKASI ve Milletimizin de BİRLİĞİ üzerine yapmış oldukları mutabakat çerçevesinde, bölgemizdeki tüm küresel dizayn, paylaşım, yeniden haritalama ve yüz yıllık büyük oyunlar bir bir akamete uğramaktadır. Nasıl olabilirdi? Küresel sistem, bu ülkede, tüm siyasi partiler ve tüm etnik, tüm dini farklılıkları bir birleri ile kavga üzerine formatlamıştı! 17 / 25 Aralık öncesi ve sonrasındaki tüm darbe ve sokak hareketi girişimlerinde içimizdeki işbirlikçiler mahareti ile hedeflerine ulaşamayan, tüm bu küresel güçler! 15 Temmuz karanlık gece, yine dışı bizden görünümlü, fakat çipleri – yönetimleri dışarıdan olanlar eliyle, bu devlet ve milleti de tamamen Teslim alamayan; Yine Aynı Odaklar! Bugün için başkaca büyük bir plan ve hesap içindeler! 17 Aralık 2013 tarihinde bu devlete yönelik olarak yarım kalan işi, aracısız bir şekilde, işbirlikçi ve taşeron da kullanmadan, doğrudan kendileri Reza Sarraf üzerinden halletmeyi planlıyorlar!
4 Aralık tarihinde Reza Sarraf davasının görüşmesi ve karar açıklaması olarak da 17 Aralık tarihi düşünülüyor, kanaatini taşımaktayım! Bu tarih için devletimize yönelik olarak da çok büyük bir plan, kumpas, şantaj ve pis kokular da gelmektedir! Aman ha dikkat! Aman ha Uyanık olalım! Hedefleri, Bu ülkede oluşan devlet, millet, muhalefet, tüm etnik ve dini farklılıklarımız arasındaki Sıkılaştırmaya çalıştığımız Safların ARASINI AÇMAK ve Oradan da buralara yerleşebilmek!! Küresel sistem tarafından yürütülen; Darbelerin, muhtıranın, denetimin, yönetilebilir, ön görülebilir, kontrol edilebilir ve söz dinleyen bir Devlet, bir Millet ve bir başkanı olabilmesinin bir başka versiyonu, bir başka şantaj ve kumpas versiyonu diyebiliriz; tüm bu girişimlere!!