Türk Milletinin 24 Haziran İmtihanı -2-

Demokrasinin vazgeçilmezi seçimler olduğunu sürekli olarak vurgulamaya çalışıyoruz. Bir ülkede, demokrasiden bahsedebilmek için halk iradesinin sandığa tam olarak yansıması da gerekmektedir. 24 Haziran erken seçimleri de böyle bir iradenin şahlanma ve tescilleme tarihi olacaktır. Türk Devletinin yönetim, özellikle yürütme ve milleti açısından 24 Haziran tarihi yeni bir dönemin ‘’başlangıcı ve  miladı’’ olarak tanımlayabiliriz. Yeni bir dönem derken; Cumhurbaşkanlığı hükumet sistemi ve TBMM’nin de sadece asli görevlerine rücu edeceği bir süreç!  TBMM’nin çok değerli üyeleri yürütmenin işlerine müdahale etmediği, sorun ve zorluk çıkarmadığı, yürütmenin işlerini kolaylaştırmak için gerekli tüm yasal düzenlemeleri ve çalışmaların da seri bir şekilde çıkarılması gerektiği yeni bir dönem! Küresel güçler ve işbirlikçiler,  Türkiye gibi ülkelerde darbelerle elde edemedikleri ve erişemedikleri hedeflerine,  demokratik seçimler üzerinden ulaşabilmek için her yolu denerler! Bundan birkaç yıl önce, sınır komşumuz Mısır’da seçimler üzerinden başaramadıklarını,  seçimlerde zafer elde eden, kendilerinin karşısında duran ve yönetemedikleri siyasi bir lideri darbe ile indirmek için sokak hareketlerini çıkarmışlar, her türlü yolu denemişler ve sonunda hedeflerine de darbe ile ulaşmışlardır!

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin darbeler, muhtıralar, sosyal ve ekonomik krizler,  inkıtalar tarihine kabaca bir baktığımızda karşımıza çıkan tablo şöyledir. 27 Mayıs darbesi, 12 Mart muhtırası, 12 Eylül darbesi, 28 Şubat, 27 Nisan, Gezi kalkışması, 7 Şubat MİT krizi,   17 – 25 Aralık yargı ve polis darbesi, 15 Temmuz hain darbe ve bu devleti de küresel güçlere tamamen teslim kalkışmaları neden olmuştur?  Bu darbelerde küresel güçler ve işbirlikçiler Anadolu’da neleri hedeflemiştir?  Bu devleti ve milleti çok sevdikleri için mi olmaktadır tüm bunlar? Darbeler bu topraklarda neden olmaktadır? Darbelerle, devletimize sızmış taşeron ve işbirlikçi ihanet çeteleri aracılığıyla siyaseti ve irademizi teslim almaya, asil milletimizin refahını ve huzurunu bozmaya kalkışmışlardır.  Her darbe ve inkıtalarda hapse düşen, zulüm gören ve acı çeken sadece Anadolu insanı olmuştur. Taşeron ve işbirlikçilere neler mi oldu?  Hiçbir şey! Her darbede olduğu gibi bu devlete ve asil millete olan ihanetlerinin ödülünü ve semeresini toplamışlar, devlet kademelerinde görev almışlar, zenginliklerine de zenginlik katmışlardır! Ekonomik, sosyal ve siyasi olarak kaybeden sadece devletimiz ve asil milletimiz olmuştur! Bu darbelerle, Anadolu insanımızın,  Metanetli, erdemli ve cesaretli duruşunu bin yılardır olduğu gibi kırılamamış ve yıkılamamıştır;  İstiklal ve istikbal mücadelesindeki aşkından bir adım geri durmamıştır.  Erdem ve irade olmadan kuru cesaretin hiç bir anlamı yoktur! Anadolu insanı erdem, azim ve irade ile bin yıllardır yurt edindiği Anadolu diyarında çalışmaya ve imar etmeye devam etmiştir! Taşeronlar ve işbirlikçiler, ağababalarından aldıkları emir ve talimatlar doğrultusunda yıkmaya, yok etmeye ve ihanetlerine de devam ettiler!   Hainler yıkacak, Anadolu insanı da yapacak! Her fert cibilliyetini icra edecektir!

Küresel güçler ve işbirlikçiler, Anadolu ve güney sınırlarımızda,  PKK, PYD, YPG, DEAŞ ve FETÖ ile top yekûn saldırıya geçmişler, insanlarımızı katletmişler, birliğimize, dirliğimize ve kardeşliğimize de kastettiler! Neden?  Devlet ve Millet olarak,  Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarıyla kurulmaya çalışılan terör koridorunu yok hükmüne getirdik!  Bu harekatlarla sadece ülkemizin güvenliğini değil, komşularımızın, dostlarımızın ve gönül coğrafyamızın huzuru ve selametini de güvence altına almaya çalıştık!  Türk milleti ve devleti, bin yıllardır kadim medeniyet mefkuresi olan ‘Adalet ve Hakkaniyet’ ölçüsü çerçevesinde, Anadolu ve tüm gönül coğrafyamızda,  hain planları büyük bir kararlılıkla bozmaya devam edecektir!   Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız ve hep birlikte Türkiye olacağız, ülkemiz ve bölgemiz üzerindeki her türlü kirli oyunu hep birlikte bozacağız.  Başkaca bir çıkış yolumuz yoktur! Başkaca bir seçeneğimiz de yoktur!

Ülkemizdeki yukarıda cereyan etmiş olan mezkur tüm olaylar ve gelişmeler muvacehesinde, 24 Haziran erken seçimlerine doğru yol alıyoruz. 24 Haziran seçimlerinden sonra Türkiye yönetim, özellikle de yasama ve yürütme çerçevesinden yeni bir döneme girecektir. Bu yeni dönem ülkemiz ve bölgemiz üzerinde hesabı ve büyük oyunları olan küresel güçler ve işbirlikçileri de çok rahatsız etmektedir. Erken seçim tarihinin açıklandığı andan itibaren, içerideki ve dışarıdaki gelişmeler, açıklamalara çıplak gözle bakmak ve değerlendirebilmek,  ne demek istediğimiz noktasından anlaşılacağı kanaatini taşıyorum.  Türkiye gibi bir ülkede yaşıyorsanız halkın iradesinin sandıklara yansıyacağı her Seçim tabii ki kader seçimidir! Türkiye, Norveç, İsveç, Papa Yeni Gine veya Pattaya ülkesi hiç değildir! Dünyanın sıklet merkezi bir ülkede ve özellikle de medeniyetler beşiği Anadolu’da yaşamanın elbette ki bedeli ve zorlukları vardır!  Dünyanın tüm enerji merkezi ve enerji koridorlarının da geçit güzergahında bulunmanın, 65 ülkenin de birlikte kalkınma hamlesi, ‘Bir Yol ve Bir Kuşak’ projesinin de kavşak noktasında bulunmanın tabii ki sıkıntıları olacaktır!   Böyle bir ülkede ve vatan toprağında bulunmaktan dolayı ne kadar şükretsek azdır! Böyle bir ülkedeki seçimler normal ve sıradan olamaz!  Türk Devleti ve Türk Milletinin 2023, 2053 ve 2071 hedefleri doğrultusunda atacağı her adım tabii ki kader seçimidir! 24 Haziran seçimleri Türk milletinin tercih imtihanıdır! Her seçişin bir vazgeçiş olduğu gibi!

 

Yayınlayan

ahmetunver

Ahmet Ünver; İletişim Uzmanı; İletişim, Kurumsal İletişim, Halkla İlişkiler, Reklam, Marka, Marka Yönetimi, Marka İletişimi, Kurumsal İtibar, Kurumsal İtibar Yönetimi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir