Bugün, bazı kavramları kabaca izah edelim! Millet olarak okumayan ve araştırmayan bir duruma geldik! Bundan dolayı da çok kolay bir şekilde bir o yana bir bu yana savruluyoruz! Varlık, duruş, karakter ve konumu sağlam olan bireyi kim, nasıl ve ne şekilde yerinden oynatabilir?! Tabii ki hiçbir şey! Küresel ve emperyalist güçler tarafından yığınlar çok kolay bir şekilde sokak hareketleri ile yönlendirilmektedir. Neden? Dün, Irak, Mısır, Libya, Suriye ve başkaca bölgelerde olduğu gibi! Bugün de Avrupa ve Venezuela’da yaşananlar gibi! Küresel ve emperyalist akıl, hedefleri ve ulusal çıkarları doğrultusunda her türlü büyük plan, hesap ve yüz yıllık oyunu oynamaktan çekinmeyecektir! Dünyanın yönetim sistematiği ve kuralı budur! Anlamadığımız ve taktik strateji geliştiremediğimiz için sorun yaşamaktayız! Millet olarak, okumadığımız için bilim, teknik, sanat ve insanlık adına hiçbir şey üretemiyoruz! Sadece tüketen bir konuma getirildik! Neden ve niçin?! İlim Çin’de de olsa, öğrenin, diyen bir dine mensup ve Peygamberine inanan, Müslüman olduğunu da iddia eden bizlerin haline bakar mısınız! Okumak, araştırmak ve akletmekten ziyade, dedikodu, söylem ve söylentilerle ömrümüzü tüketiyoruz! İslam’ın ilk emri de hani oku, diyordu! Kim okuyor?’ Kim araştırıyor?! Kim yazıyor ve neyi, neden okuyoruz?! Okuduğunu ve araştırdığını da iddia ve zanneden akademisyen gruba ne demeli, bilemiyorum! Bazı akademisyenler kim ve ne adına, neden ve niçin yazıyor? Bilgisi olan var mıdır?! Vatan, Millet, Sakarya ve Kızıl Elma dediğinizi de duyar gibiyim!
İbrahim, İbranice, baba anlamına gelen “eb” ve cumhur demek olan “reham” kelimelerinden meydana gelmiştir. Arapça bir kelime olan cumhur sözlükte, herhangi bir şeyin en büyük kısmı, bir topluluğun çoğunluğu, önde gelenleri, anlamına gelir. Ebu-l cumhur ise; Cumhurun Babası demektir! Hz. Peygamber efendimizin Atası Hz. İbrahim aleyhisselamdır! Hz. İbrahim peygamberin bir diğer vasfı da Halilurrahman olmasıdır! Halil, isminin anlamı ise, hükümdar çocuğu, kaya, demir, sert demir, dost, sadık, samimi, samimi dost ve buradaki anlamı ile Allah’ın dostu, şeklinde ifade edebiliriz! Sonsuz Kudret Sahibi Yüce Allah Kuranı Kerimde; Gerçekten Allah, Adem’i, Nuh’u, İbrahim ve İmran soyunu alemler üzerine seçkin kıldı.(3/33) Ey Kitap ehli! İbrahim hakkında niçin tartışıyorsunuz? Oysa, Tevrat ve İncil de ondan sonra indirilmiştir. Siz hiç düşünmüyor musunuz? (3/65 ) İbrahim, ne Yahudi, ne de Hristiyan, fakat o, Allah’ı bir tanıyan, dosdoğru bir Mümin ve Müslümandı, asla müşriklerden de değildi. (3/67) Doğrusu onların İbrahim’e en yakın olanı, ona uyanlar, Peygamberler ve iman edenlerdir. Allah da müminlerin dostudur.( 3/68) De ki: Rabbım, beni doğru yola iletti. Dosdoğru dine, Allah’ı birleyen İbrahim’in dinine. O, ortak koşanlardan değildi (6/161 ) İşte bugün sizin dininizi kemale erdirdim ve üzerinizdeki nimetimi tamamladım. Sizin için din olarak da İslamı seçtim.( 5/3 ), buyurmaktadır!
Cumhur; Çoğunluk, ekseriyet, umumi anlamlarına gelen bir terimdir. Genellikle İslam bilginlerinin büyük bir çoğunluğu ve genel temayülü yansıtmak için, cumhuru ulema terimi kullanılır. Cumhur; halk, topluluk, kalabalık, halk topluluğu, heyet, takım, aynı kararı veya hükmü kabul edenler, demektir. Cumhur; Edebiyatta ise Mevlevi ve Bektaşi dergahları dışındaki tekkelerde, tekke de bulunan herkesin iştirak ederek söylediği, topluca okunan ilahilere, makamla veya topluca okunması için yazılmış, dini ve tasavvufi konulu manzumlar denmektedir. Bu yönü ile Cumhur, Dini Tasavvufi Halk Şiirinin nazım türlerinden de biridir.
Millet; Çoğunlukla aynı topraklar üzerinde yaşayan, aralarında din, dil, tarih, duygu, ülkü, kültür, örf, gelenek ve görenek birliği olan insan topluluğu ve benzer özellikleri olan topluluk, demektir. Osmanlı döneminde millet sözcüğü, bir ırkın mensupları için değil bir dinin mensupları için kullanılırdı. İslam milletinden veya Hristiyan milletinden gibi! Yani, bir Türk ile bir Kürt Müslüman olmaları nedeni ile aynı milletten oluyordu! Dolayısıyla Millet dini bir terimdir. Her dinden olanları bir arada yaşatıp onları idare etmektir. Cumhur ise o milleti yöneten ulus ve otoritedir. Yani Cumhur, seçilmiş ve yöneten konumundaki bir ulustur, bir ırktır!
İttifak; Devlet ve milletlerin, çıkarlarını korumak amacıyla bir araya gelmek demektir! Kavram olarak; anlaşma, uyuşma, bağlaşma, şeklinde de ifade edebiliriz! Uyuşma, birlikte hareket etmek üzere anlaşmak ve sözleşmek! Birlikte hareket etmek üzere anlaşmak, bağlaşmak, anlaşma, bağlaşım, birleşmek, birlik ve oy birliği, olarak da izah edebiliriz!
Beka, Devamlılık, evvelki hal üzere kalma, sonsuzluk, kalıcılık, ölmezlik, daim ve sabit olma hali! Devletin bekası ve devletin varlığı ile doğrudan alakalı ve egemenliğin en hassas çizgilerini belirlemek için kullanılan bir terimdir. Sosyal ve kültürel yozlaşma, çevresel kirlenme, ahlaki çöküntü gibi konular asla devletin bekasına zarar vermesi beklenmeyen olaylar olarak algılanmaktadır.
MHP Lideri Devlet Bahçeli; Yeni 15 Temmuzların yaşanmaması için ön almak zorundayız; bizim meselemiz vatan, millet ve mili bekadır! Hiçbir başarıya çiçeklerle bezenmiş yollardan gidilmeyecektir! Dava adamı, inanç ve iman adamıdır! Türkiye’nin aciliyet gerektiren sorunları vardır ve doğru siyasetin yapılması da tarihi önemdedir! Halkın yanında olmak doğru tutumdur; çıkarlarımızın akıntısına kapılmadık; Asla taviz vermeyeceğiz, asla vazgeçmeyeceğiz! 31 Mart mahalli seçimleri Türk Devleti ve Türk Milleti için hayati önem taşımaktadır! Türkiye’nin önünü kesmek isteyenler hazırlık yapıyor! 31 Mart yerel seçimlerinde, Cumhur İttifakı Türkiye’ye tuzak kuranları şaşkına çevirecektir! 31 Mart 2019’da düşman sevindirmeyin ve gevşeklik göstermeyin; Beka uğruna her fedakarlığı yapacağımızı da aklınızdan çıkarmayın! Başaramazsak gök girsin kızıl çıksın, çalışacağız ve ant olsun başaracağız! Zaman milliyetçi ülkücü hareketindir ve zemin ise tüm Türkiyedir! Emperyalist iştah kabarmış, güney sınırlarımızda tehlikeli bir kumar oynanmaktadır, vurgu ve ifadelerinin Cumhur ve İttifak, Millet ve Yönetim, Varlık ve Yokluk, Beka ve Milli, İstikrar ve Seçim kavramları çerçevesinde, yeniden bir kez daha, fert fert tefekkür ve tezekkür edilmesi gerektiği kanaatindeyim!