Dünle Beraber Gitti, Ne Kadar Söz Varsa, DÜNE AİT!..

31 Mart mahalli seçimler için oy verme işlemi biz bu satırları karalamaya başladığımızda bitmek üzereydi! Seçim takviminin açıklanması ve adayların da kamuoyu ile paylaşılması akabinde seçim çalışmaları da başlamış oldu.  Seçime katılan tüm parti teşkilatları, adaylar ve vatandaşlarımız seçim döneminde gerçekten çok yoruldular!  Seçime iki gün kala yapılan bir basın toplantısı münasebeti ile teşkilat mensubu dostlarla ayak üstü sohbetimizde enerji olarak tükenmek üzere olduklarını da ifade etmişlerdi. Yani seçimler bir hafta veya bir ay ertelendi diye  ‘Bir Nisan’  şakasını dahi kaldıramayacak ve isyan noktasına gelmiş bulunan teşkilat mensubu dostlarımız bulunuyordu! Tabii ki kolay değil! Seçimler tamamen insanüstü bir gayret ve çalışma gerektiriyor! Dostlar ile sohbetlerimizde, Cumhurbaşkanımız ve AK Parti Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bir günde iki veya üç ilde yapmış oldukları meydan toplantılarını, seçim meydanlarındaki performansını ve enerjisini vurgular, takdir ve hayretler içinde bu durumu ifade ediyoruz!   Elbette ki seçimler çok yorucudur! Elbette ki seçimler insan üstü bir gayret ve çalışma gerektirir!  Teşkilat mensuplarının Konya gibi illerde aynı gün içinde birkaç ilçemizde bulunmaları da gerekmektedir! Seçim döneminde tüm bu gayret ve çalışmaları yapan teşkilat mensupları dostlar ve arkadaşlarımıza da teşekkürlerimi hassaten ifade etmek isterim! Seçim sürecinde başkan adayları ve teşkilat mensuplarının vatandaşlarımız ile görüşmek ve tokalaşmak yarışına girdiklerini unutmamalarını, seçim sonuçları açıklanıp ve mazbatayı aldıktan da sonra başkan olunca vatandaştan kaçmamalarını, telefon numaralarını değiştirmemelerini ve seçim meydanlarında olduğu gibi vatandaşa verdikleri sözleri de tutmalarını tavsiye ederim! Makamlar kimseye baki değildir! Tüm mesele gök kubbede hoş bir seda bırakabilmektir! Beş yıl çok uzun bir zaman dilimi değildir! Göz açıp kapayıncaya kadar gelip geçer, bizden hatırlatması!

Artık seçimler bitti! Seçime dair tüm sözler meydanlarda söylendi ve bitti, sandıklar kapandı ve oylar sayılmaya başlandı! Ve bugün sabah itibari ile seçim sonuçları ülke genelinde tamamen netleşmeye başladı! 31 Mart mahalli seçimlerinde seçime giren tüm partiler ve adaylar, seçim meydanı ve sosyal medya üzerinden seçmeni ikna edebilmek ve oylarını da alabilmek için söyleyecekleri her şeyi söylediler. Akabinde de dün saat 17.00 itibari ile de seçmen kararını vermiş ve son sözünü de söylemiştir. Peki, bu saatten sonra ne yapmalıdır? Seçmen, 31 Mart mahalli seçimlerinde kararını verdiğine ve tercihini de yaptığına, bu kararı da ilgili ilgisiz herkes öğrendiği ve kabul ettiğine göre, seçim kampanyası dönemi ve meydanlarda söylenenler artık dünde kalmıştır! Seçim meydanlarındaki ifadelere, sözlere ve konuşmalara bugün için takılıp kalmanın kimseye ve özellikle de bu ülkeye hiçbir faydası olmayacaktır! Şimdi, Türk Devleti ve Türk Milleti için seksen milyon tüm farklılıklarımızla yeni şeyler söylemenin, devleti ebed müddet ve 2023, 2053 ve 2071 vizyon, hedef, ülkü ve ideal yolunda daha güzel şeyler söylemenin, daha çok çalışmanın ve yapmanın tam zamanıdır, diye düşünüyorum!

17 Nisan Anayasa referandum süreci ile başlayan, 24 Haziran 2018 genel seçim sonuçlarının akabinde de 9 Temmuz tarihindeki Cumhurbaşkanımızın yemin etmesi ve Cumhurbaşkanı Hükumetinin de açıklaması ile birlikte Cumhurbaşkanlığı hükumet sistemi tam olarak ülkemizde yürürlüğe girmiştir. Peki, Türk devlet yönetim sistemi olarak neden bu konuma gelmiştir? Parlamenter sistem neden terk edilmek zorunda kalınmıştır? Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurulmasından sonraki süreç ve çok partili hayata geçilmesi ile birlikte,  ülke yönetim sistemindeki açıklardan kaynaklı olarak, her on yılda bir inkıta, darbe ve muhtıralar süreci ile karşı karşıya kalmıştır!  Böyle gelmiş böyle de devam etmeli miydik? Yoksa yeni bir yol açmalı ve yeni bir yol bulmalı mıydık?  Ya da bize biçilen dar elbisenin içinde patlamalı mıydık? Hangisi?! Tabii ki kadim Türk devlet aklı ve devlet geleneği bize yeni bir yol bulmayı önermektedir! 16 Türk Devleti de bu akıl ile kurulmuştur!  Başka bir Türk Devletini yeniden kuramayacağımıza göre! 15 Temmuz 2016 tarihindeki hain darbe ve işgal kalkışması Cumhurbaşkanlığı hükumet sistemine geçiş sürecine aciliyet ve ivedilik kazandırmıştır! 31 Mart 2019 mahalli seçimler bittiğine, meydanlardaki tüm sözler de orada kaldığına ve seçmen de demokratik kararını verdiğine göre, seçmenin kararına tüm taraflar saygı duyulmalı ve artık ülkemizin birlik, beraberlik ve kalkınması için hep birlikte daha çok çalışılmalıdır! Sınırlarımız bölgesinde kukla devletçik kurmaya çalışan emperyalist ve küresel güçlere tokat gibi bir milli birlik ve beraberlik cevabı verilmelidir! Sınırlarımızda yapılan tüm yığınaklara karşı seksen milyon tek yürek ve tek ses olduğumuz ve yüz yıl öncesinde olduğu gibi,  Kuvayi milliye ve Çanakkale ruhumuzun yeniden neşvünema bulduğu tüm kürsel emperyalist güçler ve işbirlikçilerine gür bir seda hatırlatılmalıdır! Peki, Akdeniz ve Karadeniz’de dönen hesaplar, planlar, dolaplar ve olaylara neler demeli? Tabii ki tüm bunlara tek yürek  ve tek ses cevap verebilmek için seksen milyon artık bir ve beraber olmalıyız! Başkaca bir tercih ve seçimimiz de yoktur!

Hz. Mevlana sekiz asır önce ne güzel ifade buyurmuş!

Her gün bir yerden göçmek ne iyi! Her gün bir yere konmak ne güzel!
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş! Dünle beraber gitti cancağızım,
Ne kadar söz varsa düne ait. Şimdi yeni şeyler söylemek lazım!

Yayınlayan

ahmetunver

Ahmet Ünver; İletişim Uzmanı; İletişim, Kurumsal İletişim, Halkla İlişkiler, Reklam, Marka, Marka Yönetimi, Marka İletişimi, Kurumsal İtibar, Kurumsal İtibar Yönetimi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir