Dünyamız ikinci Dünya Savaşı sürerken hegemonya güçleri tarafından varılan bir mutabakat ile iki kutuplu olarak planlanmış ve yürürlüğe konulmuştur! Ne ala memleket! Neredeyse yarım asır iki güç arasında anlaşmalı olarak gidip gelen dünya devletleri ve bir dünya sistemi! Berlin Duvarının yıkılması ve Sovyetler Birliğinin dağılması ile birlikte iki kutuplu olarak devam eden düzen ve tek kutuplu ara bir geçiş dönemi!. Akabinde ise bugün yeniden yeni bir dünya sistematiği ve düzen kurulması için küresel ve emperyalist güçler arasında hem bölgemiz, hem de denizlerimiz ve sınırlarımız boyunca yaşamakta olduğumuz bir kaotik döneme şahitlik etmekteyiz! Peki neden? Çünkü Türk Devleti olmadan bugün yeni bir dünya sistematiği ve düzeni kesinlikle kurulamaz! Türk Devleti ve hinterlandı dün olduğu gibi bugün de dünyanın ve bölgemizin sıklet merkezi ve denge ülkesi konumundadır! Tabii ki küresel ve emperyalist güçlerin beka, varlık ve yokluk sebebi olduğu için on bin kilometre uzaklardan buralara kadar gelecekler ve kapımıza dayanacaklar! Bugün kurulmakta olan yenidünya düzeni eskiden olduğu gibi iki kutuplu, ya da tek kutuplu bir dönem olmayacaktır! Çok kutuplu ve çok dengeli olmak zorundadır! Aksi halde dünya halkları olarak her gün bir sorun ile uyanır ve sıkıntılara da düçar oluruz!
Geçtiğimiz günlerde Japonya’nın başkenti Tokyo’da düzenlenen ‘Asya’nın Geleceği’ temalı konferansta, Malezya Başbakanı Mahathir Muhammed, dünya genelinde yaşanan çatışma, iç savaş ve milletler arası problemler olduğunu vurgulamıştır! Ve akabinde, Ülkeler arasındaki sorunların çözülmesi için yeni bir dünya düzeni çağrısında da bulunmuştur! ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşı, çatışmanın içinde olmadığımız halde bizler etkileniyor ve Filler tepişince altta ne varsa onlar da eziliyor, diyor! Sorunları çatışma ve savaşla çözmeyi planlayan mevcut düzenlerin ilkel olduğunu da ifade etmiştir! ABD, bir ülkeyi kötü olarak nitelendirip ve o ülkede yatırım yapmak isteyenleri etki altına almaya çok meraklı bir konumdadır! Bu şekilde demokratik olamazsınız!. Ve kararı da tek bir güç veremez!. Bugün gelinen noktada, Dünyadaki genel durumun insanlık için istikrarlı olmadığını da görüyoruz, diyor!. Her bölgede bir sorun olduğunu, Latin Amerika’da, Avrupa’da, Asya’da ve Ortadoğu’da!.. İslam dünyası ve özellikle de Asya bölgesinden öne çıkan, dünyamızdaki kurulu ve tüm insanlık için adaleti temsil etmeyen eski düzene karşı konuşan ve dik duran iki lider; Biri Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve diğeri de Malezya Başbakanı Mahathir Muhammed! Her iki lider de; Dünyada artık istikrar ve huzur için yeni bir düzen ve sistematiğe ihtiyaç olduğunu, çünkü mevcut düzen iflas etmiş ve bu sistem tüm insanlık için barış ve huzur getirmekten çok uzak ve başarısız olduğunu da vurgulamaktalar!.
Küresel ve hegemonya güçleri, 15 Temmuz hain darbe ve işgal kalkışmasından sonraki süreçte bağımsız politikalar üreten, Türk Devlet Aklı ile yerli ve milli bir duruş sergileyen Türk Devlet siyaseti ve stratejisini anlamıyor!. Aslında anlamak istemiyor desek yanlış olmaz, çünkü işlerine gelmiyor! Bugün itibari ile Türk Devleti, 15 Temmuz hain darbe ve işgal kalkışmasından sonraki süreçte Kadim Türk Devlet Aklının denetiminde yerli, milli ve bağımsız politikalar ile uluslararası ilişkilerde yeni bir statü kazanmaktadır!. Ve bu durum küresel güçler ve içimizdeki işbirlikçileri hem korkutuyor ve hem de ürküyor!. Türk Devleti, köprüleri, tünelleri, hava limanları, gemileri ve özellikle de Fatih ve Yavuz sondaj gemilerini yapıyor ve denize indiriyor! Neden? Büyük devletler de var bizim de olsun diye midir?! Tabii ki hayır! Küresel ve emperyalist güçler karşılarında, eski Türk Devletinin durumunu aramak ve özlemektedir! Neden? Yani ne derlerse onları yapan, uygulayan ve sorgulamayan bir devlet! Türk Devleti, yeni kurulmakta olan yenidünya düzenindeki masada kadim Türk Devlet Aklı ve hafızası, Türk devleti ebed müddet devam ilke ve ülküsü ile birlikte yerini almaktadır! Küresel güçler ile Türk Devleti arasındaki görünen ve gün yüzüne çıkan kavga ve ekonomik saldırılar tamamen yeni dünya düzenindeki masadaki yerimiz ve bağımsız politikalardan kaynaklıdır! Bugün itibari ile dünya, yeni bir Dünya düzeni ve sistematiğine girmekte olduğu kesindir! Fakat bu sürecin daha başındayız ve bir dünya savaşı içinde de değiliz! Fakat Akdeniz, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs açıklarında elli ülkenin savaş gemileri bir dünya savaşı için hazırlık yapmakta ve savaş tamtamlarını da çalmaktadır!
Dünyadaki ekonomik ve teknolojik güç dengesi Atlantik’ten Asya ve Avrasya bölgesine doğru kaymakta olduğunu vurgulamıştık! Çünkü üretim için gerekli olan tüm hammadde ve insan kaynakları, akıl ve strateji, enerji ve petrol, finans ve para, artık Asya ve Avrasya bölgesindedir! Asya ve Avrasya bölgesinin de anahtar ve kavşak ülkesi, merkezi de Türkiye olduğuna göre! Türk Devletinin ekonomik ve üretim olarak da kalbi mesabesinde olan İstanbul seçimleri manidar ve çok mühimdir! Mademki Türk Devleti olmadan yeni bir dünya düzeni ve sistematiği kurulamaz! İstanbul seçimleri sadece yerel ölçekteki bir belediye başkanlığı seçiminden ibaret midir? Tabii ki hayır! Dün İstanbul’un fethi ile nasıl karanlık bir devir kapanıp ve yeni bir çağ Türk Milleti ile birlikte açıldı ise!. Ve 1994 yılındaki yerel seçimler ile de bir siyasi lidere, kadroya ve düşünce yapısına, Türk Devlet Aklı yol vermek ve önünü açmakla, yeni bir dönem başladı ve yirmi beş yıldır da yerel ve merkezi idarede kalkınma hamleleri de devam ediyor ise!. Bugün de İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Başkanlık seçimleri ile 2023, 2053 ve 2071 hedefi ve ülküsü çerçevesindeki aziz Türk Devleti ve asil Türk Milleti, hinterlandımızda ki tüm Türk halklar, mazlum milletler ve Avrasya bölgesi için de, yeni bir dünya düzeni ile birlikte, yeni ve başka bir dönemin işaret fişeği mesabesinde olduğunu, düşünüyorum! Çünkü Türk demek; tüm insanlık için Adalet, Hakkaniyet ve Medeniyetin temsilcisi ve Mazlum milletlerin de hamiliği demektir!