Geçtiğimiz günlerde, Taşkent Belediye Başkanı Osman Arı beyin davetlisi olarak Taşkent ilçesi basın ziyaret programına katıldık. Torosların tepesinde, iki bin metre rakım, sıcak güneş ve ılık rüzgar altında gerçekleşen ziyaret programını tertip eden belediye başkanı ve belediye personeline hassaten çok teşekkür ederim. Taşkent gibi bir taşra ilçesinin kıt kaynaklar ile ve kurumsal bir ilçe belediyesinin yapabileceği formatta ki böyle bir program için ayrıca ve özellikle de çok müteşekkirim. Taşkent Belediye Başkanı Osman Arı ve belediye personelinin böyle bir ziyaret program vesilesi ile diğer taşra ilçelerimize de örnek olmasını tavsiye ederim! Taşra ilçelerimizin her biri ayrı ayrı gerçekten Saklı bir Cennet! Bu ilçelerimizin her bir bölgesi Saklı Tarihi hatıralar ve eserlerle dolu! Bu saklı cennet ve tarihi hatıraların tüm şehir ve ülke insanımızın bilgilenmesi zaviyesinden bu formatta ki ziyaret programlarının çok manidar olduğunu da düşünüyorum!
Taşkent Belediye Başkanı Osman Arı, Çetmi beldesine doğmuş, çocuk denecek yaşta babasını kaybetmiş ve yetim olarak büyümüş yiğit bir Anadolu evladı! İlk ve orta eğitimini Çetmi beldesinde tamamladıktan sonra Taşkent İmam Hatip lisesinden mezun olmuş. 2004 yılından 2014 yılına kadar Çetmi belde belediye başkanlığı yapmış! Çetmi beldesine kazandırmış olduğu hizmetleri burada tek tek saymayacağım! Sadece Allah’ın bir lütfü Çetmi şelalesini kıt kaynaklar ile hizmete ve ziyarete açması, beldesine böyle bir destinasyon merkezi kazandırmış olması dahi büyük bir hizmet ve başarı olarak değerlendiriyorum! 2013 yılında çıkan Büyük Şehir yasası çerçevesinde beldeliği kaldırılan Çetmi belde belediye başkanlığından sonra, 2014 yılındaki mahalli seçimlerinde AK Parti Taşkent belediye başkanı olarak seçilmiş ve bugün de ikinci dönem Taşkent ilçe belediye başkanlığına halen devam etmektedir!
Aslında bu ziyaret ve böyle bir gezi programın perde arkasında, Taşkent Belediye Başkanı Osman Arı beyin makam odasında beş yıldan beridir asılı duran bir resimden dolayı, bir kaşık sudaki gibi fırtına kopartan ve buradan başkana yönelik olarak itibar suikastı yapan gazeteci dostlarımızın sebep olduğunu ise daha sonradan öğrendik! Taşkent Belediye Başkanı Osman Arı ziyaret çerçevesinde yapmış olduğu basın açıklamasında, mezkûr resmi kesinlikle kaldırmayacağını iddia etti, şeklinde haber geçen arkadaşlarımız olduğunu da ertesi gün basından öğrendik! Peki, İnsani ve bir Müslüman olarak sadece itibar suikastı adına girmiş olduğumuz bireysel hak ve günahı nasıl affettireceğiz! Değer mi tüm bunlara? Ne adına ne neyin karşılığı olarak?! Ya da ne istiyoruz ki?! Taşkent Belediye Başkanı, sadece bu ülkeye ve beldemize hizmet etmiş, bu toprakların insanı, beldemizin her bir köşesinde, ailenin ve kendisinin hizmetleri bulunan bir siyasi kişinin resmi üzerinden şahsıma ve beldemize yönelik yapılmakta olan itibar suikastı ve sosyal medya kalemşorluğunu anlamakta zorluk çektiğini de sözlerine ekledi!
Taşkent Belediye Başkanı Osman Arı, iki dönem Çetmi belde başkanlığı ve ikinci dönemi olan Taşkent ilçesinde yapmış olduğu hizmetleri basından ve Taşkent belediyesi web sitesinden takip edebiliriz! Bir İletişimci ve gazeteci olarak, 28 taşra ve üç adet merkez ilçe belediyelerinin merkezi idareden gelen ödeneğin personel maaşları ödemeye yetmediği ve hatta bazı aylar personel maaşlarını ödeyebilmek için bu ilçe belediyelerimizin büyük bir kısmının kredi çekmekte olduğunu buradan sadece gazeteci dostlarımıza hatırlatmak isterim! Taşkent Belediye Başkanı kıt kaynaklar ile ve Torosların tepesinde, neredeyse iki bin metre rakımda bu işleri çözmüş! Taşkent Belediyesi merkezi idareden beş kuruş ödenek almadan personel maaşlarını ödeyebilecek yatırım ve gelir kaynaklarını bir bir hizmete geçirmiş! Daha ne olsun! Daha ne bekleyebilirsiniz ki! Küçücük bir taşra belediyesi ve başkanından! Bir Kamu personeli ya da belediye başkanı idari açıdan bir yanlışı, hatası veya eksiği var ise idare gereken soruşturmayı yapmalıdır! Kamu personeli ya da belediye başkanı, çalışmalarında yasal çerçeveden bir suç unsuru mevcut ise yargı, savcı devreye girmelidir, şeklinde düşünüyorum! Kamu görevi yapmakta olan biz iletişimci ve gazeteciler haddimizi aşmadan habercilik zaviyesinden sadece yapılan hizmetleri veya yanlışları sadece kamuoyunun dikkatine, değerlendirmesine ve yorumuna bırakmalıyız! Eğer biz gazeteci ve iletişimciler, karar veren ya da yargı konumunda kendimizi görmeye başlar isek bu işin sonu gelmeyecektir! Basın sadece ve sadece yapılan hizmetler ya da yapılan hizmetlerdeki aksaklıklar ile ilgili kamuoyunu aydınlatıcı bilgi, belge ve haber yapmalıdır! İdari soruşturma veya Yargı konusuna girmemelidir, diye düşünüyorum! Basın olarak bazı durumlarda birazcık haddimizi aşıyor muyuz, bilemiyorum!
Bu haberi yapan ahmak gazeteci kime yalakalık yapacaksa..!!!!
Ali İhsan bey; Devir YALAKALIK ile bir yerlere gelme devri!.. Ehliyet ve Liyakat olmadığı için!..