Türk Devleti, sınırlarımızda, küresel ve emperyalist güçler destekli ve denetimlerinde bir terör devleti kurma operasyonlarına yönelik olarak, 15 Temmuz hain darbe kalkışmasından sonraki süreçte ve Türk Devlet Aklının devreye girmesi ile başlatmış olduğu, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Pençe ve Kıran harekatları, son olarak da Barış Pınarı harekatı ile yüz yıllık küresel kirli plan ve sinsi oyunları, aparat ve oyuncakları ile birlikte çöplüğe süpürmüştür!. Bu harekata katılan kahraman ordumuzun her bir neferine ve duaları ile de her daim destek olan ve küllenen milli ruhu yeniden şahlanan asil Türk Milletini tebrik ederim! Harekatta ki şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralı asker ve vatandaşlarımıza da şifalar dilerim!. Türk Milletinin başı sağ olsun! Türk Devleti ebed müddet devam, baki ve sağ olsun!.
Türk Devleti, sınırlarımızdan gelen, ulusal ve iç güvenliğe yönelik tüm terör tehditlere karşı, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı ile 9 Ekim tarihinde Barış Pınarı harekatını başlatmıştır!. Harekatın başlaması ile birlikte dışarından ve içeriden olmadık ifade ve hezeyan dolu açıklamalara hep birlikte şahit olduk!. Dışarıdakileri tamam anladık! İçerideki yerli işbirlikçilere neler demeli?! Harekat başlayınca yerli işbirlikçi koro, hep bir ağızdan ‘öldük, bittik, ne işimiz var başka bir ülkenin vatan toprağında, ekonomimiz zaten kötü şimdi de dibi göreceğiz ve çöktük’ gibi ifadeler ile vatandaşlarımızın moral ve motivasyonu bozmaya çalıştılar! Bu tiplere ne yaparsanız yapın kesinlikle yaranamazsınız! Çünkü adam adı üstünde yerli işbirlikçi! Yani aklı olmayan, aklını kullanmayan ve talimatla iş yapan zavallı! Tabii ki, Devletini, Vatanını ve Milletini düşünecek hali yok! Peki, ABD’li yetkililer Barış Pınarı harekatının durdurulması talepleri ile Türkiye’ye gelince, Türk Devletinin de güvenli bölge kurulması ve diğer tüm şartlarını kabul ettiren anlaşmayı da ABD’li yetkililer tarafından imzalaması akabinde yine aynı korodan çıkan aykırı seslere ne demeli?! Harekat başlatırsınız karşısına geçerler! Anlaşma yaparsınız yine karşıya geçerler! Adamlar da bir denge ve doğru algısı olmadığı için! Ne demişler! İt ürüyecek ve kervan da yürüyecektir!
Barış Pınarı harekatının başlaması ile yüz yıl önce bölgeyi parça parça eden ve halen de emperyalist hedefleri çerçevesinde sömüren Avrupa’nın lokomotif ülkelerinden gelen açıklamalara bir bakalım!. Fransa Ulusal Meclisinde yer alan sekiz siyasi gruptan elli dokuz vekil, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a, Ankara’ya yönelik yaptırımların başlatılması, Türkiye’nin NATO üyeliğinin askıya alınması için harekete geçme çağrısı ve “Kürt müttefiklerine” de yardım edilmesi için her türlü çabayı göstermesini istiyormuş!. Neymiş efendim! NATO üyesi ve neredeyse bir asırdır da AB kapısında bekletilen Türk Devleti müttefikleri değilmiş! Kürtler müttefikleri imiş! Böyle bir devlet mi var ki?! İngilizlere ne demeli! İngiltere merkezli Morning Star ve Daily Mail gazeteleri, skandal bir habere imza atıyor!. Türkiyeyi ve Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ı hedef alan gazeteler, terör örgütü PKK / YPG’ ye karşı gerçekleştirilen operasyonu çarpıtarak Türkiye’nin kimyasal silah kullandığını ve hedefin de Kürtler olduğu yalanını manşete taşıyor!. Kendilerinin yaptıklarını başkası yapmış gibi yüz yıllardır pazarlamaya ve satmaya alıştıkları için! Artık tutmuyor! Dünya Halkları uyandı! Yemiyorlar! Başka numaranız yok mudur?!
Dışarıdan ve içeriden Barış Pınarı harekâtı ve Türk Devletine karşı haksız eleştiri ve kara propagandaya rağmen bazen doğruları ifade edebilen, hak ve doğrunun yanında yer alabilen bireyler de bulunmaktadır! ABD merkezli Hudson Enstitüsünün Kıdemli Orta Doğu Uzmanı Doran; PKK bir terör örgütüdür ve ABD Dışişleri Bakanlığı’nın terör örgütleri listesindedir! ABD; Türkiye’yi Kürtler ve Türkler arasında bölmek istiyor!. Biz, PKK ile müttefiklik ilişkisi kurarak, Türkiye ile çatışma sürecine girmiş olduk!. Burada odaklanmamız gereken bu durumun nasıl sonuçlanmasını istediğimizdir. Şunu kabul etmek gerekir ki; biz kuzey doğu Suriye’de bu felaket durumun oluşmasına neden olduk! Çünkü PKK ile ittifak ilişkisine girdik; YPG yani sahadaki Kürt güçleri aslında! Şunu kabul etmemiz gerekir ki biz kendimize yalan söyledik, diyor!.
Türk Devletinin Barış Pınarı harekatı akabinde belirli merkezlerden yükselen seslere şahit olduğumuzu ifade etmiştik!. Bunlardan bir diğeri de derin ABD! Derin ADB, eğitip donattığı ve binlerce tır silah ile desteklediği terör örgütleri için Türk Devleti ile anlaşmak ve onları kurtarmak adına, belki bunları bir daha kullanabilirim düşüncesi ile, koşa koşa Türkiye’ye geldi!. Türk Devleti ve ABD ile yapılan anlaşma kabaca şöyledir! Türkiye’nin kontrolünde PKK / PYD’ den temizlenmiş, 32 km. derinlikte bir güvenli bölge oluşması karara bağlanmıştır!. Türkiye’nin NATO ile bağları vurgulanmış ve Suriye’deki güvenli bölge konusunda Türkiye’nin istekleri ABD tarafından resmen kabul edilmiş olmasıdır!.
New York Times gazetesinde, 2009 yılındaki bir makalesinde, Ortadoğu uzmanı İngiliz yazar Patrick Seale; Türkiye’nin Doğuşu ve Yükselişi, başlığıyla yer alan yazıda, Amerika’nın Irak savaşındaki başarısızlığı, Türkiye’yi, Orta Doğu’dan Balkanlara, Kafkaslara ve Orta Asya’ya kadar uzanan geniş bir coğrafyada bağımsız bir aktör olarak öne çıkma yönünde harekete geçirmiştir! Türkiye’nin Rusya ve Orta Asya’daki petrol ve doğal gaz üreticileriyle, enerjiye aç Avrupa pazarlarını birleştiren enerji merkezi bölgesinde, belirleyici bir rol oynadığı ve bunun Türk diplomasisini destekleyen önemli bir unsur olduğu! Yazının sonuç paragrafında; Öyle veya böyle, güç kazanan bir Türkiye, Orta Doğu’da oynanan iktidar oyununda, olumlu ve çatışmalardan kaçınan bir üslupla kuralları yeniden yazıyor!. Türkiye, çalkantılı ve her an tutuşmaya hazır Orta Doğu’daki ışık veren çok az bölgeden biri, ifadelerine yer vermiştir!.
Türk Devleti, tarihi, kültürel, dini, sosyal, medeniyeti, coğrafya ve Devlet Aklı ile yirmi dört milyon kilometrekarelik bölgede, barış, huzur ve güvenliğin öncüsü ve lideridir! Balkanlar, Orta doğu, Afrika ve Avrasya bölgesindeki kaotik durum ve sömürü, Türk Devlet Aklı ve kadim Türk Devlet medeniyeti, hafızası ve geleneği ile ancak son bulabilir!. Aksi halde dünya insanlığı barış, huzur ve güven içinde yaşayamaz! Küresel ve Emperyalist güçler, dünya insanlığı adına, barış, huzur ve güvenliğin silah ve sömürü ile gelmeyeceğini ve yürümeyeceğini idrak ettikleri için mecburiyetten Türk Devleti ile anlaşmak ve görüşmek için gelecekler! Başkaca bir tercih ve seçimleri kalmamıştır!.