Konya, 1097 yılında, Haçlı Seferleri sonrasında, İznik’in kaybedilmesinin ardından başşehir yapılmıştır! 1097 yılının Haziran ayı sonunda, Selçuklular Konya’ya gelmiş ve Cuma günü okunan hutbe ile Konya, Türkiye Selçuklu Devletinin başşehri meşruiyet kazanmıştır!. Konya, bu tarihten sonra iki yüz yılı aşkın bir süre Türkiye Selçuklu Devletinin başşehri olarak devam etmiştir!
Konya Büyük Şehir Belediyesi tarafından, geçtiğimiz Cuma günü akşam saatlerinde; Konya’nın Türkiye Selçuklu Devletinin Başşehir oluşunun 923. yılı; Türkiye Selçuklu Sultanlarına Saygı Nöbeti, Selçuklu Gülbank Duası, Hatim duası, Selçuklu Nevbet Merasimi ve protokol konuşmaları eşliğinde, Alaaddin Tepesi, Alaaddin Cami ve Selçuklu Sultan mezarlarının olduğu bölgede, Selçuklu Payitahtı Konya temalı anma programı tertip edilmiştir!. Öncelikle programda emeği geçen ve arkasında ki, Selçuklu, Osmanlı ve Anadolu Türk Devlet kodlarının şahlanışı ve tüm Anadolu gönül coğrafyasında ki mezkur kodların 2023 – 2053 ve 2071 hedefleri doğrultusunda yeniden neşv-ü nema bulmasına vesile olan ve olacak, ulusal ve yerelde ki; Kadim Türk Devlet Aklı temsilci ve aktörlerine şükranlarımı sunarım!
Konya Büyük Şehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Selçuklu Payitahtı Konya temalı programda ki konuşmasında; 1097 yılı Haziran sonlarında Konyayı başşehir ilan ederek diriliş mücadelesini başlatan ecdadımıza çok şey borçlu olduğumuzu ve Konya’nın başşehirlik vasfını yaşayan, yaşatan ve yansıtan bir şehir olduğunu, vurguladı!.
Türkler çeşitli sebeplerden ötürü ana vatanları Orta Asya’dan göç etmek zorunda kalmış ve yeni bir vatan aramaya, çevre bölgelere ve özellikle de Anadolu’ya akınlar düzenlemeye başlamıştır!. Anadolu’ya ilk akınlar 1015 – 1018 yılları arasında gerçekleşmiştir. Selçukluların bağımsız olması ile çevre bölgelere yapılan akınlar daha sistemli hale gelmiş ve sonucunda Anadolu’nun uygun bir bölge olduğu anlaşılmıştır. Anadolu hakimiyeti için Büyük Selçuklular ile Anadoluyu elinde bulunduran Bizans İmparatorluğu arasında ki ilk savaş, 1048 yılında ki Pasinler Muharebesi, Selçuklu zaferi ile noktalanmıştır!.
Büyük Selçuklu Sultanı Alp Aslan, Bizans İmparatorunun büyük bir ordu ile Doğu Anadolu’ya geldiğini öğrenince, bu orduyu karşılamak için aynı bölgeye ordusu ile ilerlemiştir. İki ordu 26 Ağustos 1071 tarihinde Malazgirt’te karşılaşmış ve Malazgirt Meydan Muharebesi, Selçuklu zaferi ile sonuçlanmıştır. Bu zafer ile; İran, Azerbaycan ve Horasan gibi bölgelerde bulunan Türkler, kitleler halinde Anadolu’ya göç etmeye başlamıştır. Selçuklu hanedanından Kutalmış oğlu Süleyman Şah, Marmara Bölgesinde ki askeri faaliyetleri sonunda İznik’i alarak, Anadolu Selçuklu Devletini 1075 yılında kurmuştur. İznik, Roma ve Bizans dönemlerinde önemli bir dini merkezdir! 1. Haçlı Seferi başlarında, İznik’in düşmesi üzerine, Selçuklu Devleti, Anadolu içlerine çekilmiş ve Konya başkent olarak seçilmiştir!.
Anadolu veya Türkiye Selçuklu Devleti, Selçuklulardan Kutalmış oğlu Süleyman Şah tarafından Anadolu’da, 1075 yılında kurulmuş, İmam Maturidi ve Ahmet Yesevi, Türk İslam geleneğine mensup, bir İslam devletidir!. Anadolu veya Türkiye Selçuklu Devlet tarihi; kuruluş dönemi, Kutalmış oğlu Süleyman Şahın İznik’i aldığı, devleti kurduğu 1075 yılından, III. Kılıç Aslan 1204 – 1205 yılına kadar, yükseliş dönemi!. Gıyaseddin Keyhüsrev’in ikinci saltanat yılı 1205 yılından I. Alaaddin Keykubat’ın ölümü 1237 yılına kadar çöküş dönemi!. 1237’den, II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in tahta geçişinden Moğol işgalinin yıkıcı baskısı altında 1308 yılına kadar üç dönem olarak değerlendirilir.
Hz. Mevlana Celaleddin-i Rumi ve ailesi, Anadolu veya Türkiye Selçuklu Devletinde ki saray entrikaları ve beyler arasında ki taht kavgalarının zirveye tırmandığı, devletin çöküş ve zayıflamanın başladığı bir dönemde; Suriye’nin başkenti Şam’dan Anadolu’ya geçtikten sonra, önce Erzincan ve ardından Karaman’da konaklamıştır!. Yedi yıl Karaman’da kalan Hz. Mevlana’nın babası Muhammed Bahaeddin Veled, Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat’ın, daveti üzerine, 1228 yılında Konya’ya göç etmiştir! Neden acaba?! Anadolu’da, Direniş ve Diriliş meşalesini yeniden yakmak ve Anadolu’da, Türk Devleti ebed müddet devam ülküsü için olabilir mi?! Peki, bugün, yeni kurulan tüm siyasi partilerin teşkilatlanmaları ve il başkan atamalarını öncelikle ve özellikle Konya olarak seçmeleri, öylesine ve sıradan gelişmeler midir?! Tabi ki hayır!.
Konya Büyük Şehir Belediyesi tarafından tertip edilen, Selçuklu Payitahtı Konya temalı törende ki; görsel, işaret, flame, göstergeler ve muhataplarına, Kadim Türk Devlet Aklının mesajlarını, Yüce Allah’ın Kutsal Kitabımızda ki ayetleri anlamaya, anlamlandırmaya, düşünmeye ve tefekküre teşvik etti! Sonsuz Kudret Sahibi Yüce Allah, Maide suresi 81 – 82 ve 83 ayetlerinde; Kuşku yok ki iman edenlerin, insanlar içinde en amansız düşmanların, Yahudiler ve şirk koşanlar olduğunu göreceksin! Yine, onlar arasında iman edenlere sevgi bakımından en yakın olanların da, Biz Hıristiyanız diyenler olduğunu göreceksin! Çünkü bunların içinde insaflı keşişler ve rahipler vardır ve onlar büyüklük taslamazlar! Peygamber’e indirileni dinledikleri zaman hakikate dair bilgileri bulunduğundan dolayı gözlerinden yaşlar boşandığını görürsün. Rabbimiz; İman ettik, bizi hakka şahitlik edenlerle beraber yaz! Bütün emelimiz rabbimizin bizi erdemliler topluluğuna dahil etmesi olduğuna göre, Allah’a ve bize gelen gerçeğe niçin iman etmeyelim, derler!
Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, pandemi sürecinde yüz ülkeye yardım elini uzatırken, yardım paketlerinin üzerinde ki; Hz. Mevlana’nın; Ümitsizliğin ardında nice ümitler var. Karanlığın ardında nice güneşler var, sözü ve Türkiye’den hangi ülkeye yardım gidiyor ise o ülke halkına Sevgiler ve Selamlar, ifade ve vurgularının, Anadolu, Balkanlar, Kafkaslar, Orta Asya ve Afrika’nın İslam ile buluşmasında büyük emeği olan Direniş – Diriliş Erleri ve tarih, kültür, sosyal, coğrafya, gönül ve devlet aklı olan tüm bölgelerde ki tüm uyuyan – uyutulan hücreler, kapılar ve gönül kapılarının, Büyük ve Güçlü Türk Devleti ve bölgenin barış, huzur ve selameti adına, bir bir açılmakta, olduğunu düşünüyorum!.
Ahmet Hamdi Tanpınar, Beş Şehir eserinde; Bir başkent daima başkenttir. Ne kadar susturulursa susturulsun yine konuşur, buyurmaktadır!.