Türk Cumhuriyeti Devleti, 7 Şubat MİT krizi ile başlayan, Gezi olayları, akabinde ki 17 – 25 Aralık operasyonları ve son olarak 15 Temmuz tarihinde ki hain darbe ve işgal kalkışması ile küresel ve emperyalist güçlere, içerideki işbirlikçiler mahareti ile tamamen teslim edilmek istenmiştir! Türk Devleti, tarih, kültür, coğrafya ve kadim devlet aklı ile küresel ve emperyalist güçlerin bölgemizde ki, tüm kirli plan, sinsi hesap ve sömürge çıkarları için tek engel konumunda bulunan devlet ve millet olarak görülmektedir!. Bölgede başka bir milletin böyle bir konumu ve iddiası bulunmamaktadır!. Türk devleti tamamen kontrol ve denetim altına alabilmek için her yol denenmiştir!. Türk Devleti, Kadim Türk Devlet Aklı, devlet ve millet sevdalısı AK Sakallılar ile birlikte tüm zincirlerini bir bir kırmakta, tam bağımsızlık yolunda ve tarihi küllerinden yeniden daha güçlü bir şekilde doğmaktadır!.
Ayasofya; Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından, 532 – 537 yılları arasında İstanbul tarihî yarımadasına inşa ettirilmiş ve 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet Han tarafından fethedilmesinden sonra camiye dönüştürülmüştür! Ayasofya, mimari bakımdan bazilika planı ile merkezî planı birleştiren kubbeli bir yapı olup kubbe geçişi ve taşıyıcı sistem özellikleriyle mimarlık tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak ele alınır!.
Ayasofya adında ki “aya” sözcüğü “kutsal ve azize”, “sofya” sözcüğü ise eski Yunanca da “bilgelik” anlamındaki sophos sözcüğünden gelir. Dolayısı ile “aya sofya”, “kutsal bilgelik” ya da ” ilahî bilgelik ” anlamına gelmekte olup ve ” Ortodoksluk mezhebinde ” Tanrının üç niteliğinden biri sayılır!. Bizans döneminde Ayasofya, büyük “ kutsal emanetler ” zenginliğine sahiptir!..
Ayasofya, o zamana kadar en büyük yapı olarak kabul edilen Süleyman Tapınağından daha büyük olduğu için; İmparator I. Justinianus, halka yaptığı açılış konuşmasında; ” Ey Süleyman! Seni yendim ” demiştir!. Peki, neden?! Süleyman Tapınağı, Tevrat’a göre, Kudüs’teki ilk Yahudi tapınağı; Hz. Süleyman’ın inşa ettirdiği, Yahudilerin Kutsal Ev dedikleri ve Hz. Süleyman tarafından yapıldığı için de “ Süleyman Mabedi ” olarak bilinmektedir!.
8. Cumhurbaşkanı rahmetli Turgut Özal, Ayasofya’yı cami olarak aslına rucü edebilmesi için çok mücadele vermiştir! Fakat ömrü vefa etmemiş, içerideki işbirlikçiler ve sızıntı küresel ekol temsilcileri ile olan denge siyaseti ve gelgitlerden dolayı başarılı olamamıştır!. 15 Temmuz 2016 tarihinde ki hain darbe, işgal kalkışması ve 10 Temmuz 2020 Ayasofya tarihi kararına kadar olan süreçte, Türk Devletinde yaşananlar; Büyük ve Güçlü Türk Devleti için, Kadim Türk Devlet Aklı ile birlikte, küresel ve emperyalist işbirlikçiler ve sızıntı ekol temsilcileri devlet kademesinden bir bir ayıklanmaktadır!. Türk Devleti, Anadolu’nun İslamlaşmasında büyük emeği olan, diriliş ve direniş erleri ile birlikte, Anadolu ve hinterlandında ki kızıl elma kutsal yolculuğuna kaldığı yerden yeniden devam edecektir!.
2019 yılı Aralık ayında Çin’de görülen, daha sonra da dünya’ya yayılan ve ülkemizde, 11 Mart tarihinde ilk vaka tespit edilen pandemi sonrası, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan İstanbul’a taşınmıştır! Başkan Erdoğan, pandemi sürecini ve dünya devletleri ile olan tüm görüşmeler, bağlantılar ve anlaşmaları da buradan yönetmiştir!. Pandemi sonrası dünyada ve yerelde, kültürel, siyasi, ekonomik ve dini olarak her şeyin değişeceğini de vurgulamıştık!. Ayasofya’nın cami olarak yeniden açılması, dini algıların değişmesinin son mührüdür!. Türk Devleti, pandemi günlerinde, 170 ülkeye yardım elini uzatmış, tarihsel inşa ve ihya medeniyet mefkuresi yeniden canlanmıştır!. Türk; Adalet dağıtan, Hakikat temsilcisi ve mazlum milletlerin de hamisi ve hadimidir!. Bu süreçte unutulması gereken gelişme, Türkçe konuşan devlet başkanları ile bölgesel ve küresel barış, huzur ve istikrara katkıda bulunmak için yapılan anlaşmalar, görüşmeler ve toplantılar çok dikkate değer ve manidardır!.
Ayasofya’nın CAMİ sürecine yeniden dönmesi için Türk Devleti bir karar alıyor ve tepki gelen ülkelere bakar mısınız?! İran, Suudi Arabistan, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri!. Size ne oluyor ki?! Kim adına ve ne için tepki veriyorsunuz?! Hani siz İSLAM devleti idiniz?! Ya da İslam’ın temsilcisi Türk Milleti, ellerinde ki oyuncağı almakta olduğu için olabilir mi?! Neden olmasın! Avrupa’dan gelen sesler ve tepkiler ise, ellerinin altından kayan ve denetimlerin çıkan bir Türk Devleti olduğu için ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar! Gelecekler! Biat edecek ve teslim olacaklar! Başkaca bir tercih ve seçimleri kalmamıştır! Yeni dünya Düzeni TÜRK Devleti olmadan kesinlikle kurulamayacaktır!.
Şimdi soralım! Danıştay ve Cumhurbaşkanının, 10 Temmuz 2020 tarihinde ki, Ayasofya kararları, öylesine ve sıradan bir tarih midir?! 24 Temmuz 2020 tarihinde Ayasofya camiinde yeniden ilk namazın kılınacak olması da mı tesadüfidir!. M.S. 10 Temmuz 138 tarihi, Roma İmparatoru Hadrianus’un ölüm tarihi olduğunu sadece hatırlatalım!. 10 Temmuz 1921 ve 24 Temmuz 1921 tarihleri arasında, Kütahya ve Eskişehir Muharebeleri, Yunanistan ile Ankara hükumeti arasında gerçekleşmiştir! Bu tarihler de mi sıradan ve öylesine seçilmiştir!. Bu tarihlerin arkasında ve muhataplarına, Kadim Türk Devlet Aklı ve devlet – millet sevdalısı AK Sakallıların derin anlamlar içeren mesajları yok mudur?!
Hanif kelimesi Kuran Kerimde; İbrahim, ne Yahudi idi, ne de Hristiyan!. Fakat O, Hanife, Allah’ı bir tanıyan ve Hakka yönelen, bir Müslümandı. Allah’a ortak koşanlardan da değildi, buyrulur! (Ali İmran-67) Yahudiler ve Hristiyanlar, Müslümanlara; Yahudi veya Hristiyan olun ki, doğru yolu bulasınız, dediler. Onlara de ki: Biz, doğru olan İbrahim’in dinine uyarız. O, müşriklerden değildi, buyrulur!. (Bakara-135) Ey iman edenler! Allah’tan, O’na yaraşır şekilde korkun ve ancak Müslümanlar olarak can verin. (Ali İmran-102) Artık siz, yüz çevirirseniz, zaten ben sizden bir mükafat istemiş değilim. Benim mükafatım ancak Allah Teala’ya aittir. Ve ben Müslümanlardan olmakla emir olundum. Her Peygamber Müslüman’dır, buyrulur! (Yunus-72)