İnsanı yaratan Sonsuz Hikmet sahibi Yüce Allah, yaratmada ki hikmete binaen, tez, antitez ve sentez üzerine bina etmiştir! İnsan denilen eşrefi mahlûkat ve Allah’ın yeryüzündeki halifesi bir tez, şeytan ise anti-tez olarak karşısına çıkmaktadır! Peki, sentez nedir? Yoksa insan ve şeytanın kavgası sonsuza kadar devam edecek midir?
İnsan denilen varlık, eşrefi mahlûkat olmak tarafını seçmekle, insani kâmil olabileceği gibi nefsine ve şeytana tabi olmakla da esfel-i safilin olmak meyli ile mücehhez bir şekilde yaratılmıştır! Seçim ve tercih yaratılmış olan insana aittir! Her seçim, bir vazgeçiş olduğuna göre! İnsan denilen varlık neyi seçiyor? İnsanı kâmil olmayı mı yoksa esfel-i safilin olmayı mı?
İnsan ve dünyanın yaratılmasında ki tez, anti-tez ve sentez hikmetini iman ehli son yüzyılda idrak edememiştir! Dünya insanlığına ilim, bilim ve fendeki buluş ve keşifleri ile faydalı olan Müslümanlar, son yüzyılda ilim, bilim ve fenden, fersah fersah uzaklaşmış ya da planlı olarak uzaklaştırılmıştır! Neden acaba?
Dünyada meydana gelen hiçbir olay tez, anti-tez ve sentez üçlüsü olmadan vuku bulamaz! Tezlerini ortaya atanlar, akabinde de anti-tezlerini geliştirmektedir! Tabii ki sonuca taalluk edecek sentez kimin ya da kimlerin işine yarayacaktır! Tez ve Anti-tezi geliştiren güçlerin!
Sovyetler Birliği’nin çöküşü ve soğuk savaş döneminin sona ermesiyle birlikte, yeni küresel düzenin ne olacağı hakkında farklı görüşler ortaya atılmıştır! Bu görüşlerin belli başlıları; Yeni Dünya Düzeni, Tarihin Sonu, Yeni Orta Çağ, Devletlerin Amipleşmesi ve Kaos görüşleridir! Samuel P. Huntington’un savunduğu Medeniyetler Çatışması Tezi, en iddialı görüş olarak büyük yankı uyandırmıştır!
ABD’lisiyaset bilimci Samuel Huntigton, Medeniyetler çatışması tezindenne anladığını şu cümlelerle izahediyor! Batı’nın dünyadaki hâkimiyeti fikri, dini ve ahlaki mükemmelliğine değil, organize şiddet uygulayabilmesine bağlıdır!
ABD’li siyasetçi Samuel Huntington, Batı’nın refah içinde yaşaması için, yeni kaos planı çerçevesinde muhtemel terör tarlalarını Çin ve başka potansiyel ülkelere ihraç edecekler, diyor! Neymiş efendim! Refah içinde yaşayabilmek için muhtemel terör tarlaları potansiyel tehlike ya da engel olarak gördükleri ülkelere ihraç dilecekmiş!
Son günlerde, ABD askeri güçlerini Afganistan ve Irak bölgesinden çekeceğini iddia etmesi ile bölgede ve dünyada çok farklı gelişmelere ve başkaca operasyonlara şahit olmaktayız! Neden acaba?
Adamlar, tezlerini ortaya koydukları anda, karşısına anti-tezlerini de üretmektedir! Tabii ki tez ve anti-tez kendisine ait olan güç veya aklın, sentez ile buradan beslenmesi, semirmesi ve güçlenmesi gerekecektir!
Neymiş efendim! Batı’nın dünyadaki hâkimiyet fikri, dini ve ahlaki mükemmelliğine değil, organize şiddet uygulayabilmesine bağlıdır! Peki, böyle bir şiddet neden ve ne adına yapılmaktadır! Tabii ki dünyayı çok kolay bir şekilde sömürebilmek ve ülkelerinin de refah içinde yaşayabilmesi için!
CIA eski başkanı Gina Haspel; Çin’in, Afrika, Latin Amerika, Pasifik Adaları, Güney Asya gibi yerlerde etkilerini genişletme çabalarını çok yakından takip ediyoruz, ifadelerini mezkur çerçevede okumak ve yorumlamak daha etkili olacaktır!
Afganistan Kabil havalimanında geçtiğimiz günlerde meydana gelen patlama akabinde açıklama yapan, ABD Başkanı Biden; Bunun bedelini ödeyecekler, onları avlayacağız! Bunu asla unutmayacağız! Bizi terör saldırıları durdurmayacak! Bu militanları çok güçlü şekilde vuracağız! ABD buna boyun eğmeyecek! Saldırı emri veren DEAŞ liderinin yerlerini biliyoruz! Herhangi bir DEAŞ tehdidi geldiğinde karşılığını gerektiği gibi vereceğiz! Amerika bundan etkilenmeyecek ve güvenimiz tam bir şekilde kurtarabildiğimiz! Amerikalı ve Afgan müttefikleri oradan tahliye edeceğiz, diyormuş!
Afganistan’dan ABD askerlerinin çekilme süreci ve Kabil havalimanında meydana gelen patlama sonrası açıklamalar, 11 Eylül 2001 saldırılarını hatırlatmıştır! Yenidünya düzeni adına, Dünya yeni bir döneme ve sürece girmektedir! Patlamayı vakit kaybetmeden DEAŞ/Horasan kolu tarafından üstlenilmiş olması, çok manidar!
Rum elinin Anadolu olarak Türkleşmesi ve İslamlaşma sürecinde ki Horasan Erleri/Erenlerine karşı küresel ve emperyalist bir algı operasyonuna şahit olmaktayız! Neden acaba? Birkaç yıl öncesine kadar Irak ve Suriye’de gördüğümüz DAEŞ, artık dünyanın her bir bölgesinde, başkaca isimler altında ve organize şiddeti görmeye başlayacağız, demektir!
Horasan Erleri/Erenlerinden konu açılınca; Rahmetli Erol Güngör hoca; Nerede evliya kabri varsa orası Türk toprağıdır! Evliyası olmayan yerde Türk de yok demektir, diyor!