Hayatı;  Biraz Sade ve Yavaş Yaşamalı!.

Minimalizm, sadeliği merkeze alan ve birkaç öğe kullanmak sureti ile maksimum sonuç elde etmeyi hedefleyen bir sanat akımı!  Ya da hayatta dağınıklığa sebep olan her şeyi bir kenara bırakmak veya daha basit bir hayat sürme biçimi!  

Pandemi döneminde, devasa işletme ve kamu binalarının bir anlam ifade etmediğine şahit olduk! Uzaktan da insanlar bir şeyler üretebilmektedir! Yeter ki,  çalışmak istesin! Yeter ki, aziz devlet ve asil millet için bir şeyler üretmek, çalışmak ve faydalı olmak istesin! İki metrekareye sığacak insanoğlu; devasa evlere, apartman dairesi,  villa, araba ve eşyalara sığamıyor! Neden acaba?

Peki, her şey ve özellikle devletin rutin işlerinin dahi dijitale dönmekte olduğu bir dönemde,  devlet kurumları için inşası devam eden devasa binalara neler demeli?

Hayat, hem dünya ve hem de çevremizdeki insanlar ile her daim bir yarış olarak algılandığı için insan denilen varlık, huzura erişemiyor! İç huzuru olmayan kişi, çevresi ile kavgalı bir konumda bulunacaktır!  Kavga ortamında ki kaos durumunda, ne üretebilirsiniz? Kocaman bir hiç!

Minimalizm; bireyin özgürlüğü bulmasına yardımcı olacak bir araçtır! Gelecek kaygısı, endişe, korku, depresyon ve tüketim çılgınlığından uzak,  özgür bir şekilde yaşama sanatı! Günümüz insanı her an endişe ve korku halindedir!  Neden acaba?

Bulunduğu durum ve sosyal konumu kaybetme endişe ve kaygısı olabilir mi? Mümin, ÜMİT ve KORKU arasındadır! Ümidin olmadığı korku, insanı hataya sevk eder! İnsan her daim ÜMİTVAR olmak zorundadır! Aksi halde, kaygı ve endişeler içinde bocalar!

Modern çağdaki teknolojik gelişmeler, hayatımıza yenilik ve kolaylık getirmektedir!  İstediğimiz ürün ve eşyaya erişimin hızlı olması, bir süre sonra hayatımızda karmaşaya neden oluyor! Bir şeyleri satın almak veya sahip olmak, elbette ki huzura ermek için kâfi olamıyor!

Hayatımız boyunca kullanmayacağımız ve depolama alanlarına sığmayan eşyalar, zaman içerisinde büyük bir yük haline geliyor! Peki, neden?

Bir akıl ya da sistem, sadece satın almak veya sahip olmak ile insan denilen varlığın iç huzura erişebileceğini, her daim bağırdıkları için olabilir mi? İnsan denilen varlık, durmalı ve hatta hayatı biraz olsun yavaşlatmasıdır!

Az tüketim ve çok huzur olarak özetlenebilen ve yaşamda karmaşaya sebep olabilecek her şeyden uzaklaşma ve sadece ihtiyaç olanlarla yetinme sanatı! Hz. Peygamber efendimizin; AZ UYU, AZ YE ve AZ KONUŞ buyurmasının ne kadar yerinde ve anlamlı olduğunu,  modern çağ insanı da idrak etmek zorunda kalıyor!

Neymiş efendim! Azdan Az, Çoktan da Çok gidermiş! Az parası olan az şeyleri alsın ya da alamasın! Çok parası ve kazancı olan da, ihtiyaç olup olmadığına bakılmadan,  çok şeyleri alsın! Yığmaya devam etsin, öyle mi? Peki, paylaşım nerede?

Hani,  insan paylaştıkça,  hem insan olduğunu ve hem de huzur dolu olabilir, diyorduk! Tüm fiyatların uçuşa geçtiği ve temel gıda maddelerine dahi erişilemediği bir dönemde, paylaşmanın ne kadar büyük bir insani erdem olduğuna, şahit olmaktayız!

Minimalizm, hayatımızda istenilen hedeflere odaklanabilir ve kendimiz ile ilgili konularda doğru kararlar almaya adım atabiliriz! İnsan denilen varlık, kendisini meşgul eden şeylerden arındıkça, içine dönecek ve iç huzura erişebilecektir!

İÇ HUZURU ve BARIŞI olmayan kişi, hem kendisi ve hem de toplum için sorun ve tehlikedir! Bireysel barışın olmadığı yerde toplumsal barıştan dem vuramayız!

Modern çağ insanı,  teknolojik alet ve edevat sayesinde çok meşgul bir durumda! Kendisine, ailesine ve sevdiklerine ayırabilecek ne zamanı ve ne de vakti vardır! ÇOK MEŞGUL ve ÇOK YOĞUN!

Peki, şimdi soralım? İnsanlık ve kendimiz adına, bu kadar yoğunluk arasında NE ÜRETİYORUZ? İnsanlığın HAYRINA ve FAYDASINA neler yapıyoruz? Kocaman bir HİÇ!

Fakat modern çağ insanı gerçekten ama gerçekten hem çok meşgul ve hem de çok yoğun! BOŞ zamanı yoktur! BOŞ bir saniyesi dahi yoktur! Ne kendisi ve ne de sevdiklerine ayırabilecek bir saniyesi dahi bulunmaktadır!  

İnsanı kontrol eden teknolojik gelişmeler; hem vaktini, hem ailesini, hem sevdiklerini,  hem huzurunu, hem parasını ve hem de sağlığını çalmaktadır! Hani tüm teknolojik gelişmeler sadece insanoğlunun hayatını kolaylaştırmak için üretiliyordu!

Yoksa tüm teknolojik ürünler, küresel güçler tarafından,  insan denilen eşrefi mahlukatı, hem esfel-i safilin ve hem de Modern Teknolojik KÖLE olması için geliştirilmekte ve üretilmekte midir?

Yayınlayan

ahmetunver

Ahmet Ünver; İletişim Uzmanı; İletişim, Kurumsal İletişim, Halkla İlişkiler, Reklam, Marka, Marka Yönetimi, Marka İletişimi, Kurumsal İtibar, Kurumsal İtibar Yönetimi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir