Eğitim; bir millet ve devlet için olmazsa olmazlardandır. Eğitim konusuna önem vermeyen bir millet, orta ve uzun vadede, başka milletlerin esiri olmak zorunda kalacaktır. Buradaki esaret sadece silahlı veya yönetim manasında olmadığını da ifade etmek isterim.
Teknoloji ve bilim alanında geri kalan bir devlet ve millet, gelişmiş ve bilim noktasında zirveye ulaşmış bir devlet ve milletin esiri olmak zorundadır!
Teknoloji üretmeyen bir milletin sanayisi nasıl gelişebilecektir? Teknolojiye yatırım yapmayan bir millet neyi ve neleri, nasıl üretebilecektir?
Türk devlet tarihine baktığımızda, tüm dünyaya model olmuş bir eğitim ve eğitimci sistemi, bunun sonucunda da örnek bir toplum, gelişme ve devlet yönetim sistemi ile karşı karşıya kalıyoruz.
Peki, iki bin yıllık Türk devlet tarihinde eğitim ve eğitimci konusuna bu kadar önem veren, bilim adamları ile dünyaya nam salmış Türk milletinin bakiyesi, yüz yıllık Cumhuriyet, eğitim ve bilim, teknoloji araştırma ve geliştirme noktasında nerelerde olduğuna bir bakalım! Yerlerde sürünüyoruz desem birileri mutlaka alınacak ve bizlere de kızacaktır!
Bilim sadece başka milletler için mi vardır? Bilim bizim insanımıza yabancı mıdır? Son yıllarda neden bir Türk bilim adamının ismini duyamaz olduk?
Peki, Eğitim ve Öğretim nedir kabaca incelemeye çalışalım, eğitim ve öğretimi sürekli olarak birbirleri ile karıştıran bir millet olduğumuza göre!
Eğitim, Bireyin toplum yaşamında yer edinmek için edinilen bilgi, beceri ve anlayışlara denir.
Eğitim, İnsan davranışlarında bilgi, beceri, anlayış, ilgi, tavır, karakter ve önemli sayılan kişilik nitelikleri yönünden belli değişmeler sağlamak amacıyla yürütülen düzenli bir etkileşimdir.
Öğretim; eğitimin okullarda planlı programlı yapılan kısmıdır. Öğretim, belirlenmiş olan müfredatı öğrenmek ve bu aşamadan sonra da uzmanlık kazanmak anlamında kullanılır. Anaokulu ya da ilkokuldan başlayan öğretim süresi üniversiteye kadar devam eder ve bu aşamadan sonra da kişiler istedikleri öğretimi alarak hayata atılıp öğrendikleri bu öğretimleri işlerinde kullanırlar.
Eğitim, bireye yaşamış olduğu toplumda kişilik ve şahsiyet kazandırırken, öğretim ise kişinin yaşam boyu çalışacağı bir iş veya meslek edinme aşamasının uzmanlaşmaya kadar varma süreci olarak da ifade edebiliriz.
3797 sayılı yasaya göre kurulmuş olan Millî Eğitim Bakanlığı ne iş yapar? Milli Eğitim bakanlığının görev alanı ve sınırları nedir? Devlet ve millet hayrına nasıl bir birey ve vatandaş yetiştirmek için çalışmalar yürütür?
Milli Eğitim Bakanlığının görev ve yetkilerini; Türk milletinin millî, ahlakî, manevî, tarihi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren, ailesini, devletini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan bireylerin yetişmesi için çalışmalar yürüten bir kurumdur. Tüm bunlara ilaveten, İnsan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devleti olmasını, izlemek ve denetim altında bulundurmak, şeklindeki ifade edebiliriz.
Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş bireyler ve vatandaşlar yetiştirmek!
Bakanlığa bağlı her kademedeki öğretim kurumlarının öğretmen ve öğrencilerine ait tüm eğitim ve öğretim hizmetlerini plânlamak, programlamak, Bilim ve teknoloji sadece Avrupalı, Amerikalı ve İman ehli olmayan kişiler tarafından araştırılmak, bulunmak, keşfedilmek ve insanlığın da hizmetine sunulmaktadır!
Son yüz yılda bilim alanında bir icat geliştiren ve bir keşif yapan İslam dünyasından bir bireyi gösterebilir misiniz? Tabii ki hayır!
Okullarımızda Türk milletinin evlatları, bu topraklar, bu millet ve bu devlet için hiçbir ideali ve hedefi olmayan akademisyen, eğitimci ve öğretmenler elinde beyinleri ve ruhları köreltilmekte ve karartılmaktadır!
Peki, üniversitelerde araştırma ve geliştirmeye önem vermesi gereken akademik dünyada yaşananlara neler demeli? Akademisyen dediklerimiz, devletin parası ile, akademik gezi veya konferans adı altında, orası senin burası benim dünya turundalar!
Akademik dünya, kendi aleminde, aşağıdan gelen öğrencilerin ne kadar yetersiz olduğundan dem vururken! Akademik dünya aşağıdan gelen fakat beğenmediği öğrencileri, yetiştiren çapsız ve hedefsiz öğretmenleri de, kendilerinin yetiştirdiklerini unutmaktadır! Aynaya bir bakmak gerekir, değil mi? Sistem karşılıklı olarak birbirini beslemektedir! Sistem birbirini yok saymak ve yok etmek üzerine bina edilmiş gibi!
Türk milletini ve geleceği emanet edeceğimiz gençliği, neden uyuttuklarını ve uyuşturduklarını bir kez daha düşünmeliyiz!
Türk Devleti ve Türk Milleti her alanda, iki bin yıllık tarihi Devlet; Kadim medeniyet ve kültür KODLARINA dönmelidir! Başkaca bir çaremiz, seçimimiz ve çıkışımız yoktur!
Senin bu bin yıllık devlet aklı neden bunları engellemez neden onlarla mücadele etmez. Nasıl Bir akıl sa?
Yoksa bu son devleti kodlayanlar hâlâ ipleri ellerinde tutanlardır. hala sağı sola solu sağa düşman etmek, ve herkesin hedefine insan değil devleti ele geçirme devleti yönetme ve nimetlerinden yararlanmak suretiyle güderek yönetmektedir. 22 yılda anayasa değişikliği dahil hiç bir şeyin sistemleşmemesi buna işarettir. Devleti ele geçirme sevdasından vazgeçip insan merkezli ahlâk merkezli Allah merkezli bir hayat mücadelesi vermek gerekir. Yoksa yorgun hırsız gider dinlenmişi gelir.
Başkanım;
İçeri işbirlikçi EKOL tensilcileri dolu. Bir anda olmuyor. Zaman istiyor demek ki!.