Hz. Mevlana ve GEL Çağrısı!

Konya; her yıl olduğu gibi bu yıl da, 7 – 17 aralık tarihlerinde, esnaf ve protokolü ile ülke ve dünya üzerindeki Mevlana dostlarının coşkulu ve duygu yüklü bir ortamda, Hz. Mevlana’nın Sonsuz Kudret Sahibi Yüce Allah’a – maşukuna, 750. Vuslat temalı, Vuslat yıl dönümü etkinlikleri, bugün itibari ile tamamlanmıştır! Etkinliklere katılım sağlayan konuşmacı ve dinleyenlere, tüm emeği geçenlere teşekkür ederim!

Konya; 750. Vuslat temalı Vuslat etkinlikleri, konferanslar, paneller ve söyleşilerle farklı bir atmosferin oluşmasına vesile olmaktadır! Hem maddi ve hem de manevi bir zuhurat olmaktadır!

Hz. Mevlana ‘Gel’ çağrısı neyi ifade etmektedir? Gel çağrısı ile insanlığı, neye ve nereye çağırmaktadır? Kuru bir gelmekten mi ibarettir, gel çağrısı? Gel de nasıl gelirsen gel ve geldiğin gibi de git mi! Yoksa gel fakat bu dergahtan bir hisse kap, insanlık adına ve özellikle de bireyin kendisi için bir anlam ifade edebilmesi adına! Birey ve kul olarak, bu dergaha geliş, senin de Vuslatına – İnkişafına vesile olabilir mi demektedir! Aksi halde sadece kuru bir gelmek değildir, gel çağrısı!

Hz. Mevlana’nın her platformda konuşmalarda, hem kaynak ve hem de destek olarak kullanılan; ‘’ Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol! Şefkat ve merhamette güneş gibi ol! Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol! Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol! Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol! Hoşgörülükte deniz gibi ol! Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol ’’ söylemleri bugün için bizlere neyi ve neleri ifade etmektedir?

Müslümanım diyen günümüz insanlarına; gerçekten yardım etmek konusunda akarsu gibi miyiz? Merhamette güneş gibi miyiz? Başkalarının kusurlarını örtmede gece gibi miyiz? Asabiyet ve sinirde ölü gibi miyiz? Alçak gönüllülükte toprak gibi miyiz? Hoşgörüde deniz gibi miyiz?

Samimi ve İhlaslı bir Müslümana yakışan şekilde, göründüğümüz ve olduğumuz gibi mi? Hangisi? Yoksa MÜNAFIK mı?

Günümüz insanları; maddi odaklı bir hayat yaşamaktan kaynaklı; bencillik ve bireysellik, düşünce dünyamızı ve hayatımızın her bir anını kuşatmıştır! Ben merkezci, rahatına düşkün ve bencil Müslümanlar olduk!

Af eder misin, Allah’ım bizleri! İçimizdeki beyinsizler yüzünden bizleri Helak eder misin; Allah’ım!

Hz. Mevlana’nın, 750. Sonsuz Kudret Sahibi Yüce Allah’a – maşukuna, Vuslat etkinlikleri vesilesi ile gel çağrısına muhatap olan, hoşgörü ve huzur şehrine, bu dergaha gelen insanlar ve tüm insanlık adına; bir gelişime, bir değişime ve bir dönüşüme öncülük etmesini, yüce Allah’tan niyaz ederim.

Peki, Hz. Mevlana, Hz. Şems, Yunus ve Muhittin-i Arabi bu beldeye neden gelmiştir? Dönemin sultanı tarafından hem de sarayın içinde konaklamak kayıt ve şartı ile, özel olarak neden davet edilmiştir?

İnsani, İslami ve Türk İslam kültürü değerlerinin tüm Anadolu’da yerleşmesi, yeşermesi ve kök salması için Sultan tarafından özel olarak seçilmiş bir görev için mi gelmişler? Tabii ki çok özel, kutsal ve kutlu bir görev için görevli olarak gelmişler!

Belde-i muhayyere olan bu topraklarda, insani ve İslami sorunlar, özellikle de tolumda meydana gelen ve yayılmaya başlamış olan, toplumları da birbirine bağlayan bir kuvvet konumundaki GÜVEN müessesini yeniden tesis etmek için gelmişler! Güven müessesesi olmadan sağlıklı bir toplumu nasıl inşa edebileceğiz?

Toplumsal Barış ve Huzura, Ayrışmaya değil ve Kucaklaşmaya da, ne kadar çok ihtiyacımız olan sıkıntılı günlerden geçmekteyiz!

Hz. Mevlana’nın Vuslatı ne demektir? Vuslat kime ve nereye olmuştur? Vuslatın bizlere bugün için mesajı nelerdir? Yoksa bu mesajlar sadece 750 yıl önceki günlerde mi kalmıştır? Yani tarih mi olmuştur? Bugün için bizlere söylemek istediği bir şey yok mudur?

Bir hisse almak, anlamak ve anlamlandırmak isteyenlere! Almak ve anlayabilmek için öncelikle melekelerin açık olması gerektiğini de, hatırlatmadan geçmeyelim!

İnsan denen varlık için hayat ve ölüm gerçeği böyledir! İnsan denen varlık, bir varmış, bakmışsın bir de yoktur! Tüm mesele, gök kubbede HOŞ bir SEDA bırakabilmektir!

Ölüm ve kavuşma! Ölüm ve vuslat! Ölüm, aşk ehli için yok oluş değildir! Sonsuz sevgiliye kavuşmaktır! Ölüm ile sadece beden yok olur! Hz. Mevlana’da; Ölüm; Sonsuz Sevgiliye Kavuşmaktır ve Vuslattır!

Yayınlayan

ahmetunver

Ahmet Ünver; İletişim Uzmanı; İletişim, Kurumsal İletişim, Halkla İlişkiler, Reklam, Marka, Marka Yönetimi, Marka İletişimi, Kurumsal İtibar, Kurumsal İtibar Yönetimi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir