Coğrafya Kaderdir! Kaderinizden Kaçamazsınız! Coğrafya halklarına, Coğrafyanın ve Tarihin yüklemiş olduğu sorumluluklar vardır! Bunlardan kaçamazsınız! Yok sayamazsınız!
Türk ve Türkiye, çöker veya düşerse, Coğrafyanın da, çökeceği ve düşeceğini aklımızdan çıkarmamak gerekir!
Zamanın ruhu, mevsimi geldiğinde bir toplumda işlemeye başlayan soyut dinamikler ya da toplumsal yaşamı yönlendiren iklim, olarak ifade edilmektedir!
Peki, bir toplumu yönlendiren iklim nedir? Sosyal – Siyasi – kültürel ve ekonomik iklim! Bu iklim, nasıl bir değişimi talep etmektedir? Ya da toplumda ki soyut dinamikler, neler olabilir?
Liderleri lider yapan, zamanın ruhunu yakalamak ve toplumda işleyen soyut dinamiklerin ve toplumsal yaşamı yönlendiren iklimin lehine olan gelişmelere ön ayak olmaktır!
Bu değişimi yakalayamayan toplumlar geri düşmeye mahkumdur!
Topluma öncülük etmek ve iklimi de okuyabilmek adına; Lider olmak ve liderlik vasıfları taşımanın da, bir bedeli var!
Almanca zeit ve geist sözcüklerinden türetilen zeitgeist;, Batı dillerinden Türkçeye “zamanın ruhu” ( aklın fikri, ortak eğilimi, sesi soluğu ) olarak aktarılmıştır!
Hz. Mevlana, değişim ya da zamanın ruhuna yönelik, sekiz asır önce ne güzel ifade buyurmuş!
Her gün bir yerden göçmek ne iyi! Her gün bir yere konmak ne güzel! Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş! Dünle beraber gitti cancağızım, Ne kadar söz varsa düne ait. Şimdi yeni şeyler söylemek lazım!
İnsan denilen varlığın hayatı noktalardan oluşur! İlk nokta doğum, son nokta ise ölümdür! İki nokta arasında; iş sahibi olmak, evlenmek, boşanmak, çocuk sahibi olmak, iş değiştirmek, bir kentten ve bir ülkeden ayrılıp bir başka kente veya ülkeye yerleşmek gibi hayata dair, noktalar vardır! Noktalar birbirini takip ederek hayatı şekillendirir! Noktalar arasında şekillenen hayat, düz bir çizgide ilerlemez!
Hayatı ve zihniyeti; sadece dünyalık; makam – mevki – güç – iktidar – para ve kadın olanların; DEVLET ve MİLLET adına bir derdi ve gündemi de olamaz!
Bu tipler ile de, değişimi yakalayamaz! Zamanın Ruhunun yüklemiş olduğu sorumluluk da yakalanamaz!
Zaman olur, kişiyi yukarılara, bulutların üzerine taşır! Vay ben neymişim be abi, der! Zaman olur, aşağılara çeker; mahvoldum – bittim, der! Hayatta ki noktaların birleşmesiyle ortaya çıkan resim; bazen bir kuş olur uçar, bazen bir kedi olur miyavlar ve bazen bir horoz olur zamanlı zamansız öter!
Zamanı olmayan ya da zamanı gelmeyen hiçbir şey olmuyor! Çiçek dahi zamanı gelmeden açmıyor!
Victor Hugo, Vakti gelmiş bir düşüncenin önünde hiçbir şey duramaz, diyor!
Değişimin külfetine katlanamıyorsan, değişememenin bedelini ödersin, Cancağızım!
Kadim Türk Devlet Aklı nezaretinde; Türk Medeniyeti ve Türk Asrının TÜRKİYE önderliğinde başlamakta olduğunu, zamanın ruhunun böyle işlemekte olduğunu ifade etmek isterim!
Zamanın Ruhunu; anlayamayan – okuyamayan – idrak edemeyen ve bu yönde stratejik ve taktik operasyonlar geliştiremeyen toplumlar, gelişemez!
Zamanın Ruhu, Türkiye ve Türk Asrı çerçevesinde, siyasi bir değişimi zorluyor ve buna da direniyorsanız, tarihin tozlu raflarında yeriniz hazır demektir!
Böyle bir vebali kimse alamaz ve taşıyamaz! Dünyalıklar uğruna da yok sayamaz, görmezden gelemez!
Zamanın Ruhu çerçevesinde, Çığ gibi gelmekte olan değişime direnenler YOK olur!
TÜRK, ırkı bir yaklaşım değildir! TÜRK; Adalet dağıtan ve Adaletin temsilcisi, Hakikat ehli ve Hakikatin temsilcisi, Mazlumların da hamisi demektir!
Türk, Nizam-ı alem ülküsü çerçevesinde, Seyfullah olduğunu da hatırlatmak isterim!
Türk; İHYA ve İNŞA demektir! Türk, İnsanlığın VİCDANI demektir!