Selçuklu Sultanı Ahmet Sencer’e sorulmuş:
- Devletin neden çöktü?
- Büyük işleri küçük adamlara,
Küçük işleri büyük adamlara verdiğimi geç anladım..! - Küçük adamlar büyük işleri yapamadılar!
Büyük adamlar küçük işleri yapmaya tenezzül etmediler! Böylece devlet düzeni bozuldu…!
Ehliyet ve Liyakat, bir kişinin, kendisine iş verilmeye uygunluk durumu, olarak tanımlanıyor! Yeterlilik ilkesi olarak da adlandırabileceğimiz ehliyet ve liyakat, verilen görevi başarı ile yapabilme yetisi şeklinde, ifade edilmektedir!
Ehliyet ve Liyakat, toplumda hak edenlerin devlet kademesinde yer bulması, hem kamu ve hem özel sektörde idare erkinin, kayırma olmadan, bilgi, başarı, ehliyet ve yetenek kıstaslarına göre şekillenmesine olanak tanımaktadır!
Ehliyet ve Liyakat ilkesinin tesisi, şeffaflık sisteminin sağlıklı işleyişi için atılması gereken adımların başında gelmektedir!
Ehliyet ve Liyakat ölçütleri sağlandığı sürece yolsuzluk, usulsüzlük ve kayırmacılık gibi suçlarla baş edebilmek mümkündür!
Ehliyet ve Liyakat sahibi kişiler, devletin çeşitli kademelerinde yer almasının sağlanması adına, ilk işe alımlarda, ehliyet ve liyakat dışı uygulamaların önünün kesilmesi gerekir!
Devlet ve Toplum hayatında, olmaz ise olmaz, adalet, kavramıdır! Adalet, toplumda; güveni, sosyal barışı ve huzuru da beraberinde getirecektir! Aksi halde, sosyal adalet ve toplumsal barış temin edilemez!
Toplumsal Barışın olmadığı toplumlarda, kaos hakim olacağına göre! Doğa, boşluğu, kabul etmeyeceğine göre!
Ehliyetsiz ve Liyakatsiz kayırmalı ya da ayrıcalıklı kadrolar ve özellikle de belediyelerdeki nama yazılı personel alımı ve ihalelere, son verilmeli!
İnsanların, toplum içinde birlik ve beraberlik içinde yaşaması, barış ve huzurun sağlanması, birbirlerine olan sevgi ve saygısı, hoşgörü ve adalet ilkesi, merhamet, ifade özgürlüğü ve hürriyet telakkisi ile sağlanır!
Devlet, her vatandaşına, geçim güvencesi, sağlık, eğitim, güvenlik, ehliyet ve liyakate uygun iş ve meslek, makam ve mevki gibi temel hak ve ihtiyaçlarını sağlamakla yükümlüdür!
Toplumsal barış; toplumu bir arada tutan yapı taşlarının arasındaki manevi harçlarla sımsıkı birbirine tutulur! Bu da toplumda, ahlaki ve hukuki değerlerin yaşatılması, insani değerlerin yüceltilmesi ile sağlanır!
Toplumsal barış kültürünün varlığı, toplumsal yapıların içinde var olan farklı grupların, ihtiyaç ve beklentilerinin, tüm ilişkiler üzerinden karşılanıyor olması anlamına gelmektedir!
Toplumsal barış için sosyal adaletin inşa edilmesi gerekir! Toplumun her üyesinin aynı temel haklara ve korumaya, fırsata, yükümlülüklere ve sosyal olanaklara sahip olduğu koşullara işaret eden bir adalet türüdür!
Sosyal adalet; toplum içinde yaşayan tüm fertlerin, insan olmak sıfatıyla sahip bulundukları her türlü sosyal ve ekonomik, siyasi hak ve özgürlüklerin eşitliğini temin ve emniyetini sağlamaktır!
Adalet, mülkün temelidir! Adalet güneşi batarsa, insanlar için yeryüzünde yaşamanın anlamı kalmayacaktır!
Ehliyet, Liyakat ve Adalet, birbiri ile bağlantılıdır! Ehliyet, Liyakat ve Adalet; toplumsal güven, sosyal barış ve toplumsal huzuru da beraberinde getirecektir!
İş; ehline verilecek! İş, ehline verilmediği dönemlerde, kıyameti bekleyeceğiz! Peki, bu kıyamet, kim ya da kimlerin kıyameti olmalı!
- Yeni Dönem; Ehliyetsiz – Liyakatsiz ve Kifayetsiz Muhteris ZÜBÜK tiplerin, tüm kurumlarda ki; TASFİYESİ akabinde, RESTORASYON süreci ile gelecektir!
- Yeni Dönem; Adalet ve Hakikatin temsilcisi, Mazlum halkların da hamisi Türk Milletinin yeniden Adalet ve Hakikat üzere bina edilen, nizam-ı alem medeniyet yürüyüşü ile başlayacaktır!
Hz. Mevlana; toplumda sosyal barışın, adaletin, huzurun sağlanması ancak ehliyet ve liyakate önem verilmesi, ehliyet ve liyakat sahibi insanların iş başına getirilmesiyle mümkün olabilecektir! Ehliyet ve liyakate bakılmaksızın işlerin yürütülmeye çalışılması halinde ise toplumsal düzenin işleyişinde aksaklıklar ortaya çıkacak ve sosyal düzen bozulacak, kaosa ve karmaşaya zemin hazırlayacaktır, buyurmaktadır!
harikasın devrem
TEşekkür ederim kardeş. DUA buyur inş.