Yolun Sonu Görünüyor!

Gündem çok yoğun! Peki, bu kadar yoğunluk arasında, işinde, gücünde ve aşında bir vatandaş ne yapacaktır? Tüm bu yaşadıklarımızı, normal bir vatandaşın takip etmesi ve gelişmeler hakkında fikir yürütmesi, yorumlaması ve karar verebilmesi çok zordur!


Asil millet feraset sahibidir! Mazlumu da zalimi de çok iyi bilir; haklıyı da haksız olanı da! Bu millet, adalet ve hakikat ehlidir! Tabii ki nerede durması ve kimi de seçmesi gerektiğini de çok iyi bilir!


Tüm bu gelişmeler, bir devrin yani siyasal İslam’ın son demleridir! Birileri adına ellerinde malzeme – argümanlar alınmakta, bir dönemin bittiğinin işaret göstergeleri ve yolun sonu görünmektedir! Peki, şöyle bir soru hemen aklımıza geliyor?

Birilerinin geçim kaynağı malzemeyi kim ellerinden almaktadır?! Kim ya da kimler? Yoksa DEVLET ve Kadim Türk Devlet Aklı mıdır?

Son günlerdeki gelişmeler ve olaylar zinciri hakkında, dost meclisi sohbetleri ve yazılarımızda, bazı analiz, tespit ve öngörülerde bulunuyor, strateji geliştiriyor, akabinde bıyık altından güleni mi ararsınız, arkamızdan konuşanları mı?

Onlar; sefil, akılsız, cahil ve avam biri ile karşılaştıklarında, SELAM der geçer giderler!

Her Peygamber, kendi toplumuna, yeni bir bilgi ile geldiği zaman, dönemin ileri gelenleri her şeyi bilen ve dünyalık sahipleri, bu bilgi bize gelmeliydi ve sen kimsin diye alay ettiklerini, hatta peygamberlerini de öldürmek istediklerini de, hatırlatmadan geçmeyelim!

Bilgi ağırdır! Bilgi sorumluluk ister! Bilgi her kişi ile paylaşılmaz ve bilgiyi de her kişi taşıyamaz! Sosyal bilimler ve özellikle de toplumların gelişmesi ve değişimi üzerine, iletişimci ve sosyologlar, öngörü ve strateji geliştirir! Peki, neden?

Sosyal bilimler, fen ve matematik bilimleri gibi 2+2’nin her zaman dört ettiği bir bilim değildir! Çünkü konu insan ve toplumdur! Et, kemik, sinir ve duygulardan yaratılmıştır!

Sosyal bilimler de, 2+2 bazen dört, bazen yirmi iki ve bazen de kırk dört ettiğini unutmayalım! Nasıl olacak dediğinizi de duyar gibiyim! Yaşayıp hep birlikte göreceğiz!

Zamanın ruhu ve zaman her şeyin ilacıdır! Zamanı gelmeden çiçek açmaz ve ağaçlar da meyve veremez!

2001 ekonomik krizi ve 2002 genel seçimler öncesi sosyal – siyasi ve ekonomik şartlarda benzerlikler var mıdır?

Seçim sonuçları açıklandığında, iktidarda ki üç koalisyon partisi barajı geçememiş, TBMM dışında kalmış, daha kurulalı bir yıl geçmeyen siyasi parti ve lideri seçimi göğüslemiş TBMM’de neredeyse yüzde altmış çoğunluğu elde edecek bir siyasi başarı sağlamıştır! Peki, bu başarı ve sonuç nasıl olmuştur?

Bu ülkede, her gün TV’lerde boy gösteren ve yazılı medyanın da çok bilen gazeteci, yazar, akademisyen ve toplumbilimcilerine sormak gerekir! Şu anda yaşamakta olduğumuz sosyal ve ekonomik kriz, 2001 ekonomik kriz ve 2002 genel seçim öncesinden bir farkı var mıdır?

Medyaya yansımadığına ve haber değeri olarak görülmediğine bakmayalım! Evine ekmek götüremeyen insanımız, kutsal olan canı, haram olduğunu bile bile, kıymaktadır! Neden acaba?!

Tarihteki Türk Devletleri, sıradan ve öylesine bir şekilde kurulmuştur! Birkaç kişi bir araya gelmiş, haydi bir devlet kuralım demiş ve on altı Türk Devletini de öylesine mi kurmuştur?

Aşağıdan yukarıdan, YOLUN SONU GÖRÜNÜYOR!
Sayılı günler tükendi, YOLUN SONU GÖRÜNÜYOR!
Kılavuzun gereği yok, YOLUN SONU GÖRÜNÜYOR!
Bak feleğin çemberinden, YOLUN SONU GÖRÜNÜYOR!
YOLUN SONU GÖRÜNÜYOR! YOLUN SONU GÖRÜNÜYOR!

Yayınlayan

ahmetunver

Ahmet Ünver; İletişim Uzmanı; İletişim, Kurumsal İletişim, Halkla İlişkiler, Reklam, Marka, Marka Yönetimi, Marka İletişimi, Kurumsal İtibar, Kurumsal İtibar Yönetimi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir