İkinci Dünya Savaşından sonraki süreçte, soğuk Savaş ya da DENGE konsepti çerçevesinde, savaşın galipleri tarafından iki kutuplu bir düzen planlanmış, Sovyetler Birliğinin dağılması ile Tek Kutuplu ara bir dönem ve 11 Eylül saldırıları akabinde ise yenidünya düzenine matuf, ABD’nin Asya bölgesindeki operasyonları ve bölgeye konuşlanmaya başladığına şahit oluyoruz!
ABD, keyfi olarak mı, Asya bölgesine yerleşmeye çalışmaktadır? Yoksa ABD hegomanya konumunu devam ettirebilmesi için Asya’da olmak zorunda mıdır! Ya da başkaca bir küresel güç varlığına yönelik saldırıya mı geçmiştir?
Yüz Yıllık strateji çerçevesindeki kirli plan ve sinsi hesap işlemektedir! Avrasya bölgesinde insanlık tarihinin hiç bir döneminde bağı ve bağlantısı olmayan devletlerin başkaca ne gibi hesabı olabilir ki?
Türk Milletinin Asya bölgesindeki varlığı insanlık tarihi kadar eski, kültür ve gönül bağları ile bu bölgelerde yüzlerce devlet kurmuştur!
Tükler olmadan bu bölgelerde bir Barış ve Huzuru tesis edemezler! Sadece yakar ve yıkarlar! Bu bölgelerde, Barış ve Huzur olmadan da kazançlarına kazanç sağlayamazlar!
Türkler, dünya ana karasına Asya’dan dağılmıştır! Asya bölgesinin her bir karesinde asil Türk Milletinin insanlık, medeniyet, kültür izleri ve gönül bağları, halen ayakta durmaktadır!
Türk Diasporası, Türk Devletleri Teşkilatı ve Türk Ortak Alfabesinin ilan edilmesi akabinde ivme kazanmaya başlamıştır! Devamı da gelecektir!
Mackinder, 1900’lü yılların başlarında yazmış olduğu Kara Hakimiyet Teorisine göre; Avrasya’nın iç kısımlarını dünya siyasetinin coğrafi merkezi ve bu bölgenin denetiminin dünya hakimiyeti açısından belirleyici bir öneme sahip olduğunun altını çizmiştir!
Doğu Avrupa’ya hakim olan Dünya Merkez Bölgesini kontrol eder. Merkez Bölgesine hakim olan Dünya Adasını yani Avrasya ve Afrika’yı kontrol eder, diyor!
Doğu Avrupa’yı kontrol eden Dünya Merkez bölgesini kontrol eder ifadelerine, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş zaviyesinden de okuma yapmak gerekir! Avrupa tamamen kontrol altına alınacaktır!
Mackinder, Merkez Bölgesi çevresinde Almanya, Avusturya, Türkiye, Hindistan ve Çin’i kapsayan İç Hilal, İngiltere, Afrika, Avustralya, Japonya, ABD ve Kanadayı içine alan Dış Hilal bölgesi olarak belirlemiştir!
Amerikan eski siyaset bilimcisi, starejist ve devlet adamı Zbigniew Brzezinski; Avrasya; Büyük Satranç Tahtası eserinin ana teması; “ Avrasya bölgesine hakim olan dünyaya hakim olur ” şeklindedir!
Avrasya bölgesinin sıklet ve merkez ülkesi, Türkiye olduğuna göre! Ya da anahtar millet Türkler olduğuna göre! Türk Diasporası, salim bir şekilde yoluna devam etmektedir!
Dünya hakimiyeti zaviyesinden; Fransa, Almanya, Rusya, Çin ve Hindistan’ı büyük ve etkin Jeo-stratejik oyuncu, Ukrayna, Azerbaycan, Güney Kore, Türkiye ve İran’ı Jeo-politik mihver, olarak tanımlıyor. Türkiye ve İran aynı zamanda sınırlı çapta Jeo-stratejik oyuncu, olarak nitelendiriyor!
Asya ve Kafkasya, soğuk savaş sonrasında, küresel egemenlik mücadelesinin oynandığı, zengin enerji kaynaklarına ulaşmak, kontrol etmek ve jeo- stratejik önemi ile dikkat çekmektedir.
Günümüzde bu alanda yoğun bir hakimiyet mücadelesi verilmekte ve her geçen gün bölge ile alakası olmayan yeni aktörler bu mücadeleye dahil olmaktadır. Peki, neden?
Kuşkusuz bu mücadelenin önemli aktörleri; ABD, Rusya, İngiltere-Çin ve Türki’yedir!
Yeni dünya düzenin kutup başı ülkeleri bunlar olacaktır!
Türk Devleti ve Türkler; Avrasya anakarasında; eksen, merkez, denge, oyun kurucu ve sıklet konumundadır!
Türk Devletleri Teşkilatı, Türk Ortak Alfabesi ve Türk Diasporasını, bir de bu zaviyeden okumak gerekir!
Türk Devleti; içerideki sosyal, ekonomik ve siyasi kaostan kaynaklı, 1990’ların başında yakalamış olduğu Asya ve Kafkasya’nın lideri olma şansını kullanamamıştır!
Türk Devleti; Türk Devlet Aklı ve Kadim Türk Devlet hafızasının kontrol ve yönlendirmesi ile Devlet, Millet, Ana muhalefet ve muhalefeti ile birlikte, 2053 ve 2071 vizyonu çerçevesinde bir ve beraber hareket etmek zorundadır!
Türk Devleti ve Türk Diasporası; tarihi, kültürü, dini, gönül ve sosyal bağları ile her dönemde Asya bölgesinde daha etkin olabilme kapasitesine sahip, tek ülkedir!
Türk Devleti, hükumetler üstü ve hangi siyasal görüşü benimsemiş olursa olsun, Türk dış politikasının Asya önceliğine halel gelmemesi, Türk Devleti merkez ve eksen olmanın vermiş olduğu jeo-starajik ve jeo-kültürel konumu, Türk Devletleri Teşkilatı ve Türk Diasporası çerçevesinde, tarihi ve gönül bağları ile geleceğin güçlü devleti olmaya namzettir!
Çevremizde ya da bölgemizdeki vekalet savaşlarına bir de bu çerçeveden okuma yapmak, olay ve olguları sağlıklı bir şekilde algılamamıza vesile olacaktır!
Dünyanın ekonomik ve siyasi güç dengeleri Asya bölgesine doğru kaydığına göre! Daha önceki yazılarımızda sürekli olarak Türk Devletinin tarihi Kadim Türk Devlet kodlarına dönmekte olduğunu vurgulamıştık!
Türk Devleti; denge, eksen ve merkez konumundan kaynaklı; milli ve bağımsız politikalar geliştirmesi, Türk Devlet Aklı ve Kadim Türk Devlet geleneği denetimindeki Türk Diasporası; kurulacak yeni dünya düzeni ve yeni dünya sistematiğinin başat aktörü olacaktır!