Eğitim, bir millet ve devlet için olmazsa olmazlardandır. Türkiye gibi iddia ve hedefleri olan devletler için daha da elzemdir.
Eğitim konusuna önem vermeyen bir millet, orta ve uzun vadede, başka milletlerin esiri olmak durumunda kalacaktır.
Teknoloji ve bilim alanında geri kalan bir devlet ve millet, gelişmiş ve bilim noktasında zirveye ulaşmış bir devlet ve milletin esiri olmak zorundadır.
- BİLİM ve TEKNOLOJİ üretmeyen ülkeler, ÜRETEN ülkelerin KÖLESİ olacaktır.
Teknoloji üretmeyen bir milletin sanayisi nasıl gelişecektir? Teknolojik olarak yatırım yapmayan bir millet neyi ve neleri, nasıl üretebilecektir?
Türk milleti ve devlet tarihine baktığımızda, m dünyaya model olmuş bir eğitim ve eğitimci sistemi, sonucunda örnek bir toplum, gelişme ve devlet yönetim sistemi ile karşı karşıya kalıyoruz.
Peki, iki bin yıllık Türk devlet tarihinde, eğitim ve eğitimci konusuna bu kadar önem veren, bilim adamları ile dünyaya nam salmış asil Türk milletinin eğitim ve bilim, teknoloji – araştırma ve geliştirme noktasında yorum yapmayacağım.
F35 uçakları ve S-400 hava savunma sistemlerini Türk Devleti olarak başka ülkelerden parasını peşin ödediğimiz halde vermemek için üretilen bahanelere ve yaşadıklarımıza neler demeli?
Bu teknolojileri araştıran, geliştiren ve üreten insan değil midir? Bu insanlar okul ve üniversitelerde yetişmediler mi?
Bu insanları yetiştirenler, Eğitimci ve Akademisyen ise bizdekilere ne demeli?
Bilim sadece başka milletler için mi vardır? Bilim bizim insanımıza yabancı mıdır?
Son yıllarda, Türk bilim adamının ismini duyamaz olduk! Neden Acaba?
- Eğitim ve Öğretim nedir kabaca incelemeye çalışalım, eğitim ve öğretimi sürekli olarak birbirleri ile karıştıran bir millet olduğumuza göre.
Eğitim, Bireyin toplum yaşamında yer edinmek için edinilen bilgi, beceri ve anlayışlara denir.
Eğitim, İnsan davranışlarında bilgi, beceri, anlayış, ilgi, tavır, karakter ve önemli sayılan kişilik nitelikleri yönünden belli değişmeler sağlamak amacıyla yürütülen düzenli bir etkileşimdir.
Eğitim kabaca bireyin kültürlenme sürecidir.
Eğitim birey doğduğu andan itibaren başlar, aile, okul ve çevre etkileşimiyle yaşam boyu devam eder.
Öğretim, eğitimin okullarda planlı programlı yapılan kısmıdır.
Öğretim, belirlenmiş olan müfredatı öğrenmek ve bu aşamadan sonra da uzmanlık kazanmak anlamında kullanılır.
Anaokulu – ilkokuldan başlayan öğretim süresi üniversiteye kadar devam eder ve bu aşamadan sonra kişi, istediği öğretimi alarak hayata atılıp öğrendiklerini işlerinde kullanır.
Eğitim, bireye yaşamış olduğu toplumda kişilik ve şahsiyet kazandırırken, öğretim ise kişinin yaşam boyu çalışacağı bir iş veya meslek edinme aşamasının uzmanlaşmaya kadar varma süreci olarak ifade edebilir.
3797 sayılı yasaya göre kurulmuş olan Millî Eğitim Bakanlığı ne iş yapar?
Milli Eğitim bakanlığının görev alanı ve sınırları nedir? Devlet ve millet hayrına nasıl bir birey ve vatandaş yetiştirmek için çalışmalar yürütür?
Eğitim sadece Milli Eğitim Bakanlığının görevi midir?
Millet olarak bizlerin sorumluluğu yok mudur? Eğitim konusu bakanlığın görevi deyip sorumluluğu üzerimizden atabilir miyiz?
Milli Eğitim sadece öğretim alanına yoğunluk vermekte midir? Ahlakı olmayan bir meslekte uzmanlaşmış kişilerle nereye varabiliriz?
Milli Eğitim Bakanlığı; Türk milletinin millî, ahlaki, manevi, tarihi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren, ailesini, devletini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan bireylerin yetişmesi için çalışmalar yürüten bir kurumdur.
İnsan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devleti Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş bireyler ve vatandaşlar yetiştirmek.
Bakanlığa bağlı her kademedeki öğretim kurumlarının öğretmen ve öğrencilerine ait tüm eğitim ve öğretim hizmetlerini plânlamak, programlamak, yürütmek, izlemek ve denetim altında bulundurmak, şeklinde ifade edilmektedir.
- Öğretmen atama – tayin – özelliklede mazerete dayalı yer değiştirme ve görevlendirme konusunda sınıfta kalmış bir kurum olduğunu, bir kenara not edelim.
- Öğretmenlerin Mazerete dayalı yer değiştirme konusunda ki mağduriyetleri kaleme almak dahi istemem.
- Konya gibi bir şehirde, RESEN atama maharetiyle, YÜZ – YÜZ ELLİ kilometre mesafede bir kuruma görevlendirilen bir öğretmen, KAR – KIŞ – KIYAMET nasıl gideceği ya da burada öğrencilerine nasıl faydalı bir EĞİTİM ve ÖĞRETİM yapacağını düşünen bir yönetici var mıdır?
- Yazımızın başlığında vurguladığım, Eğitim adına, eğitimciler zaviyesinden gerçekten ACI bir ZİL çalmaktadır. ACI ACI çalan ZİLİ karar vericilerin yönetici zaviyesinden değil İNSANİ ve VİCDANİ olarak duyması dileklerimle.
Okula başlayacak olan, tüm öğretmen, öğrenci, idareci ve velilere; hayırlı ve başarılı bir Eğitim – Öğretim yılı olmasını dilerim.