Açık Semalar Antlaşması ( ASA ) Doğu ve Batı blokları arasında, güven ve istikrarı geliştirmek amacıyla açıklık ilkesinden hareketle 1992 yılında Helsinki’de imzalanmıştır.
Kasım 2000 tarihinde, Rusya parlamentosu tarafından onaylanmasına müteakip 2 Ocak 2001 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Açık Semalar Antlaşması ( ASA ) kapsamında, taraf ülke toprakları üzerinde havadan silahsız gözlem uçuşları, gerçekleştirilmektedir.
1 -) 5 Nisan 1994 tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisinde ( TBMM ) Açık Semalar Antlaşması Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna İlişkin Kanun
İkinci Dünya Savaşı yıllarında, Amerika Birleşik Devletlerinde bir Komutan, Havayı kontrol eden, dünyayı kontrol eder, diyor.
Peki, İkinci dünya Savaşı döneminde; Havayı kontrol eden, dünyayı kontrol eder ve havanın bizatihi kendisi bir SAVAŞ aracıdır realitesi, günümüzde hangi aşamalara gelmiştir?
Ya da safdil bir şekilde, öyle şey mi olur demek suretiyle aval aval bakmaya ve seyir etmeye devam mı edeceğiz?
Teknolojinin geldiği noktada, günümüzün en büyük SİLAHI ve SAVAŞI, METEOROLOJİK SİLAH ve METEOROLOJİK SAVAŞLARI olacaktır!
Peki, Açık Semalar Antlaşması çerçevesinde, taraf ülkelerde yürütülmekte olan Chemtrails ( Kimyasal İzler ya da İlaçlama ) operasyonları, var mıdır? Var ise hangi boyuttadır?
Chemtrails; Uçakların bıraktığı iddia edilen kimyasalların yarattığı iz anlamında kullanılmaktadır.
Chemtrails; Kamuoyunda, her ne kadar eksik ya da yanlış olarak kabul edildiği iddia edilse de; uçakların çeşitli “gizli” amaçlarla gökyüzünden kimyasal madde ya da ilaç bıraktığı, iddia edilmektedir.
Peki, Açık Semalar Anlaşması çerçevesinde, Chemtrails ( Kimyasal İzler ya da İLAÇLAMA ) durumu olabilir mi?
Bazı uçakların arkasında gökyüzünde görülen beyaz izlerin kimyasal ilaç bırakma işleminin kalıntıları olduğu, iddia edilmektedir.
Chemtrails; Bazı uçakların gökyüzünde bırakmış olduğu İZ ya da İLAÇLAMA; Küresel ısınmayı azaltmak için güneşi engelleyen yapay bir bulut örtüsü oluşturmak için atmosfere gizemli kimyasallar püskürtüldüğü, ifade edilmektedir.
Peki, Realite böyle midir? Yoksa başkaca bir gelişme var mıdır?
Türkiye gibi ülkelerde, göller – akarsular ve dereler tamamen kuruma noktasına gelmiştir! Yer altı suları tamamen çekilmiştir! YEDİ BİN METRE derinlikte sondaj SU çalışmaları yapılmaktadır!
Türkiye gibi ülkelerde bir kaç yıldır neredeyse yağmur ve kar düşmüyor! Neden Acaba?
Peki, Türkiye gibi ülkelerde yağmur ve kar düşmemesine sebep olarak Chemtrails ( Kimyasal İzler ya da İLAÇLAMA ) operasyonları gösterilebilir mi?
Peki, komşu ülkeler ve özellikle de Mekke’de AŞIRI yağışlardan kaynaklı SEL taşkınlarına neler demeli? Yağmur bulutları başka ülkelere taşınıyor olabilir mi?
Uçaklardan yapılan Chemtrails ( Kimyasal İzler – İLAÇLAMA ya da PÜSKÜRTMELERDEN ) kaynaklı, çevre ve insan sağlığına zarar vererek Alzheimer, beyin hastalıkları ve kansere sebebiyet verdiği de iddia edilmektedir.
Peki, konunun uzmanları kamuoyunu rahatlatmak adına, gerekli açıklamayı neden yapmaz? Doğa boşluğu kabul etmeyeceğine göre! Açık ve şeffaf bilgi olmayınca, dedikodular ortalığa yayılacak ve insanlar da buna inanmaya başlayacaktır.
Uçakların bıraktığı izlerin sebebi olarak şöyle açıklamalar yapılmaktadır.
Uçaklar, bazen soğuk bir havada nefesinizi görebildiğinizle aynı nedenden dolayı, havada beyaz izler bırakır. Jet motorlarından çıkan sıcak, nemli egzoz, yüksek irtifada egzoz gazından çok daha düşük buhar basıncı ve sıcaklığa sahip olan atmosferle karışır.
Jet egzozunda bulunan su buharı yoğunlaşır ve donabilir. Bu karışma işlemi, soğuk bir günde sıcak nefesinizin havada oluşturduğu şeye gökyüzünde çok benzer bir bulut oluşturur. Bir uçağın rakımına ve atmosferin sıcaklığına ve nemine bağlı olarak bu izler, boyutları ve süreleri bakımından değişiklik gösterebilir.
Jet izlerinin yapısı ve kalıcılığı, hava durumunu tahmin etmek için kullanılabilir. İnce, kısa ömürlü bir çizgi şeklindeki izler, yüksek irtifada düşük nemli havayı gösterir, bu da güzel havanın bir işareti, olduğu ifade edilmektedir.
Adli Bilimciler Derneği Başkanı Prof. Dr. Hamit Hancı; günümüz teknolojisinde havanın önemli bir silah, savaş aracı olduğun ve bu noktada Türkiye’nin kendi güvenliğini sağlaması gerektiğini, vurgulamaktadır.
Hancı; Eskiden savaşların açık ve olumlu havada yapıldığını, halbuki şimdi havanın bizatihi kendisi bir savaş aracıdır. Bulutları bir araya getirebiliyorsunuz, hava modifikasyonu ile fırtına, yağmur ve şimşek yapabiliyorsunuz. Ya da uçaklarınız uçarken kötü havayı düzgün hale getirebiliyorsunuz. Havadan kimyasal ve biyolojik silahlar serpebiliyorsunuz. Onun için Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bu konuda uzmanlar yetiştirmeli. Hava modülasyonu ve havanın bir silah olarak kullanılmasına karşı Türkiye kendi güvenliğini sağlamalı, diyor.
Peki, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Havayı kontrol eden, dünyayı da kontrol eder ve havanın bizatihi kendisi bir SAVAŞ aracı olduğu zaviyesinde, ne gibi çalışmalar yapmaktadır?
Peki, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, günümüzün en büyük SİLAH ve SAVAŞI, METEOROLOJİK SİLAH ve METEOROLOJİK SAVAŞLARI olacaktır gerçeği çerçevesinde, ne gibi çalışmalar yürütmektedir?
Yoksa izleyici locasından sadece seyir mi etmektedir?
2 -) KÖŞE YAZIM; Açık Semalar Antlaşması..
https://ahmetunver.com.tr/2025/11/27/acik-semalar-antlasmasi/