Geçtiğimiz günlerde, Rusya ve Ukrayna arasındaki Karadeniz’deki bilek güreşine şahit olduk! Normal şartlar altında Ukrayna gibi bir devletin, değil Rusya ile bilek güreşi, güreşe dahi cüret etmesine imkân ve fırsat yoktur! Peki, Ukrayna’da neler oluyor? Ukrayna nasıl ve nereden böyle bir cüret ve cesareti bulabiliyor? Ukrayna’ya kim veya kimler GAZ veriyor? Neden? Hafızalarımızı biraz tazeler ve 2004 yılına doğru geriye gittiğimizde, Ukrayna’daki her şey Turuncu devrim ile birlikte başlamıştır! Batı bloğu, Ukrayna’yı Rusya’dan koparmak, kontrol altına alabilmek için Turuncu bir devrim gerçekleştirmiş ve sonunda da başarıya ulaşmıştır! Peki, Rusya’nın Karadeniz’e diğer bir sınır komşusu Gürcistan’daki Kadife devrime ne diyeceğiz? Batı bloğundaki küresel emperyalist güçler, Rusya’nın tabir yerinde ise Karadeniz’e açılan iki adet ümüğünü bu renkli devrimlerle sıkmaya çalışmıştır! Peki, bu hareket ve örtülü saldırıların karşılıksız kalmasını beklemek kadar safdil olmak gerekir mi? Rusya’da devlet olarak gereğini yapacaktır!
Tarih yapraklarını yüz yıl öncesine götürelim, zaman makinesini geriye saralım ve Birinci Dünya savaşının arka planındaki sebepleri anlamaya çalışalım! Birinci Dünya Savaşı’nın nedenleri arasında öncelikli olarak Sanayi Devrimini sayabiliriz. Sanayi Devrimi ile birlikte büyük devletlerin ham madde ve pazar arayışına yönelmesi, bu devletlerarasındaki sömürgecilik yarışını da hızlandırmıştır. Birinci Dünya Savaşının çıkış sebeplerinden bir diğeri de Fransız İhtilalı’dır. Fransız İhtilalının sonucu olarak ortaya çıkan milliyetçilik akımı, çok uluslu devletlerdeki azınlıkların dış baskılarla isyan etmelerine sebebiyet vermiştir. Osmanlı Devleti ve Avusturya – Macaristan imparatorluğu bu isyanlardan çok etkilenmiştir. Savaşın en önemli nedenlerinden bir diğeri ise hiç şüphe yok ki, Osmanlı Mirası üzerindeki Petrol ve diğer zengin kaynaklarla ilgili paylaşım çatışmasıdır. Siyasal birliğini tamamlayan İtalya, Kuzey Afrika ve Doğu Akdeniz’de yayılmaya çalışmıştır. İtalya ve Almanya’nın giriştiği sömürge arayışı dönemin en büyük sömürge imparatorluğu olan İngiltere’yi endişeye sevk etmiştir. Bu gelişmeler üzerine İngiltere, Uzak Doğu’daki sömürgelerine giden deniz yolunun güvenliği için Mısır’ı işgal etmiş ve Alman tehdidine karşı Rusya ile yakınlaşmaya başlamıştır.
20. yüzyılın başlarına geldiğimizde Avrupa’da siyasi ortam, mezkûr sebeplerden dolayı oldukça gergin bir konumda bulunuyordu. Bu gergin atmosferde, Saray Bosna’yı ziyaret eden veya ettirilen Avusturya – Macaristan veliahdının bir Sırp tarafından öldürülmesi sadece savaşın bahanesi ve görünen sebebi olmuştur. Avusturya – Macaristan İmparatorluğu, suikasttan sorumlu tuttuğu Sırbistan’a 28 Temmuz 1914’te savaş açmıştır. Kısa süre içerisinde savaşa diğer Avrupalı ülkeler ve Osmanlı Devleti, Japonya ve ABD’nin de katılımıyla bir dünya savaşına dönüşmüş ve savaş tam dört yıl sürmüştür! ABD ve Japonya İtilaf Devletlerinin yanında yer almıştır. Birinci Dünya Savaşı, milyonlarca insanın ölümüne ve sakatlanmasına, çok büyük maddi hasarların ortaya çıkmasına, İmparatorlukların parçalanmasına, birçok yeni devletçiklerin de ortaya çıkmasına ve tüm dünyayı ekonomik, siyasal ve toplumsal açıdan derinden etkileyen çok büyük bir olaydır.
Osmanlı Devletinin Birinci dünya Savaşına girmesinin arka planına kabaca baktığımızda, Osmanlı savaşın başladığı ilk dönemlerde önce tarafsızlığını ilan etmiştir. Almanya, Osmanlı’nın jeopolitik konumu ve halifelik sıfatından yararlanmak için savaşa girmesini istiyordu. İttihat ve terakki yönetimi Almanya’nın savaşı kazanacağını ve kaybedilen toprakların da geri alınacağını düşünerek, iki Alman gemisine Midilli ve Yavuz adı verilerek, boğazları geçmek suretiyle Karadeniz’deki Rus limanlarını bombalamıştır. Bu gelişme ile birlikte Osmanlı İmparatorluğu bu savaşa otomatik olarak girmiş oldu.
Günümüze geldiğimizde, küresel emperyalist güçler ve küresel finans çevreleri, bugün yeni bir dünya savaşı çıkarabilmek için Akdeniz, Doğu Akdeniz ve Karadeniz’deki enerji zenginliklerine hâkim olabilmek adına, giriştikleri her türlü ayak oyunları, kirli hesaplar, vesayet – vekâlet savaşları ve büyük planlarına şahit olmaktayız! Dün, Birinci dünya Savaşını çıkarmak için Avusturya – Macaristan’a gaz veren küresel güçler, bugün de Ukrayna ve diğer devletçiklere tam gaz vermektedir! Türkiye, Rusya ve İran, ülkeleri ve bölgelerindeki, huzur ve kalkınma için birlikte hareket etmesi tabii ki birilerinin uykularını kaçırmakta ve bölgemizdeki büyük planları da bozulmaktadır! Küresel güçler ve küresel finans çevrelerinin, kontrol ve denetimleri dışındaki, Türk Akım projesini nasıl hayata geçirirsiniz?! Küresel güçler ve küresel finans çevrelerinin, kontrol ve denetimleri dışındaki, 65 ülkenin birlikte kalkınma hamlesi, bir Yol ve bir Kuşak projesini nasıl devam ettirmeye çalışırsınız?! Akdeniz, Doğu Akdeniz ve Karadeniz’deki zenginliklerden bize sormadan ve danışmadan nasıl hak talep edersiniz?! Vereceğimiz ve verdiklerimiz kadarı ile neden yetinmiyorsunuz?! Anladık mı şimdi, neler oluyormuş, Ukrayna’da?! Anladık mı şimdi, Ukrayna, neden efeleniyormuş? Anladık mı şimdi, Akdeniz ve Karadeniz’de neler oluyormuş?! Anladık mı şimdi, Akdeniz’deki yüzlerce savaş gemisinin neden safari yapmakta olduğunu?! Anladık mı şimdi, Akdeniz ve Karadeniz neden ısınmaya başlamış?! Anladık mı şimdi, yeni bir Dünya savaşının Akdeniz ve Karadeniz’deki zenginlikler ve paylaşım üzerinden çıkarılmaya çalışıldığını?!