7 Haziran genel seçim sonuçlarından tek başına iktidar çıkmadığı ve parti yetkilerinin görüşmeleri sonucunda herhangi bir şekilde de koalisyon oluşmadığı için 1 Kasım tekrar seçimlerine karar verilmişti. 1 Kasım genel seçimlerine 30 günden az bir zaman kaldı. Partilerde ve vatandaşta genel seçime yönelik olarak bir seçim heyecanını görmekte zorlanıyoruz. Seçimin bir heyecan ve coşku işi olduğunu daha önceki yazılarımızda ifade etmeye çalışmıştık. 1 Kasım seçimlerini biz içerideki ekonomik ve terör kaosundan çok fazla bir anlam yükleyemesek de… Dış güçler bu seçime çok büyük önem atfetmekteler… Bölgemizde ‘ var olma – yok olma ‘ sebepleri olabileceğinin farkındalar…
Bölgemiz ve ülkemiz üzerinde hesabı olan büyük devletler ve güçlü devletler 100 yıl önce yarım kalen operasyonları için tekrar sahaya yani bölgemize indiler. 100 yıl önce petrol vb. kaygılarla çizilen sınırlar, bugün ise etnik unsurlarla çizilmeye çalışılmaktadır. 100 yıl önce bu operasyon Avrupa ülkeleri tarafından icra edilmişti. Bugün ise bölgemizdeki operasyonlar Amerika ve Rusya tarafından yürütülmektedir. Dünya üzerinde ve özellikle bölgemizdeki kavganın ana sebebi bölgeye hangi gücün hâkim olacağıdır. Bölgemizde büyük devletler ve güçlü devletler tarafından kurulan ve kontrol altında tutulan, birbirlerine karşı kozlarını paylaştıkları taşeron kişiler ve örgütler de bu işin aslında tuzu biberi…
Türkiye eski Türkiye olmaktan Yeni Türkiye yolunda ilerlemek, bölgesinin gücü ve mazlum milletlere umu olacaksa, bu operasyonları çok iyi okumak zorundadır. 100 yıllardır defansif konumda olan bu ülkenin ofansif pozisyona geçebilmesi için stratejik zihniyetle birlikte siyasi istikrar ve siyasi iradenin tecelli etmesi gerekmektedir. Aksi halde bölgemizde yapılan operasyonlarda sadece seyirci konumunda kalmak zorunda kalırız. Ülkemiz ve bölgemiz adına siyasi istikrar ve siyasi iradenin en etkin olması gerektiği dönemdeyiz. Zannedilmesin ki bölgemizde sıkılan kurşunlar sadece taşeron örgütler tarafından sıkıldığını… Bölgede hesabı olan bütün devletler tarafından bu örgütlerin maniple edildiğini de görmek gerekir. Türkiye iç karışıklıklarla meşgul edilirken, bölge üzerinde hesabı olanlar, masada bizim olmamamız için her türlü kaos planını ileriye sürmekteler.