İlim ve Bilim adına, her şeyi yaratan Sonsuz İlim ve Hikmet Sahibi Yüce Allah; insanlığın hayrına kullanılması ve keşif edilmesini murat etmiştir
Bilim adına üretilen her yeni buluş, insanlığın hayrına ve faydasına kullanılırsa başımızın üstünde yeri vardır!
İlim ve bilim; insanlığı, kontrol edilebilir ve yönetilebilir; modern köleler haline getirmek için üretiliyor ise tabii ki karşısında durmamız gerekir!
Hazreti Muhammed (s.a.v.); İlim, her erkek ve kadın üzerine farzdır. İlim Çin’de dahi olsa alınız ve öğreniniz. En faziletli sadaka, Müslümanın ilim öğrenip sonra onu Müslüman kardeşine öğretmesidir
İlim ve hikmet, müminin yitik malıdır; nerede bulursa alır. Peygamberler, ne bir altın ve ne de bir gümüş miras bırakmış ancak ilmi miras bırakmışlardır. İşte o mirasa konan, sonsuz huzur ve nasip almış demektir!
Dünya insanlığının vicdanı konumunda ki Türkler; Tarihi, kültürel ve medeniyet aklı, böyle bir sinsi proje veya kirli plan karşısında, yeni bir paradigma ile çıkmayı emreder!
Re-aksiyoner değil, aksiyoner ve pro-aktif olmak zorundayız! Bin yıl önce, ilim ve bilim adına, bilim adamlarını yetiştirdiğimiz gibi!
İnsanlık, dün olduğu gibi bugün de, asil Türk Milletinin insani ve vicdani medeniyet değerlerine muhtaç bir durumdadır!
Türk medeniyeti, insanı yaşat ki devlet yaşasın ilkesine sıkı sıkıya bağlıdır! İnsanı yok etmekle bir yere varılamaz! İnsan olmadan devletin ve dünya hegemonyasının da bir anlamı olmayacaktır!
İnsan eşrefi mahlûkattır! İnsanın eşrefi mahlûkat olmasının sırları; Allah’ın yeryüzündeki halifesi ve her şeyin insan için yaratılması, ruhundan üflemiş olmasıdır! İrade sahibi ve Emaneti yüklenmiş olmasından kaynaklanmaktadır!
Dünya denen geçici konak ve durakta, her şey ama her şey, hâkimi mutlak olan Allah tarafından insan denilen şerefli varlığın hizmetine sunulmaktadır! Birileri de, tanrıcılık oynamak adına, bilim ve teknoloji ile insanı modern köleler haline getirmeyi planlıyor!
Herkesin bir hesabı ve planı vardır! Sonsuz Kudret sahibi ve iman ehlinin de bir hesabı ve planı mutlaka olmalıdır!
Kadim Türk Devlet Aklı; medeniyet tarihi, ilim ve bilim çerçevesinde, yeniden kurulacak, insanı yok sayan, sömürü ve kölelik düzeni ve sistemine karşı, insani ve vicdani yeni bir paradigması ile bir çıkış yolu bulacaktır!
Son yıllarda yaşadıklarımız; İnsanlık adına; ilim ve bilimin geldiği son noktada; insan kalabilmek, kâmil insan olabilmek ve küresel güçlerin tanrıcılık adına; modern yeni köleleri, esfel-i safilin olmak zaviyesinden, yeni bir yol ayrımında olduğunu işaret etmektedir!
Her seçimin vazgeçiş olduğu bir dünyada yaşadığımıza göre! Neyi seçmeliyiz? Fıtrata uygun bir şekilde Eşrefi Mahlûkat ve Kamil bir İnsan olarak kalmayı mı?
Yoksa İlim ve Bilim ile kontrol edilebilir, yönetilebilir ve yönlendirebilir modern yeni köle ve Esfel-i Safilin olmayı mı? Hangisini?
Birileri, yeryüzünde Tanrıcılık oynamayı, insanlığın yatqtılışından itibaren sürdürmektedir! Pes edecekler mi? Tabii ki hayır! Onlar Tanrıcılık adına ne yapmaları gerekirse yapacaklar!
Karşısında da, Allah’ın halifesi konumunda ki eşrefi mahlukat olanlar, gereğini mutlaka yapacaktır! Dünyanın düzeni böyle! Öyle bir GEÇER ZAMAN ki! Dünyanın da DÜZENİ böyle!
Her şey zıddı ile kaim olduğuna göre! Zıtlar üzerinden yeni bir DENGE kurulmakta olduğuna göre!
İnsan vücudu da, ZITLAR ile mükemmel bir varlıktır! Ya da yaratılış ve dünyanın dengesi, düalist bir yapı olmak zorundadır! Aksi halde, VARLIK, var olamaz!