DEVLET; Derin Devlet ve Devlet Aklı!

Siyasi sohbet ve derin kulislerin konusu, her daim, derin devlet ve devlet aklı kavramlarına gelir ve orada kalır!

Her ne kadar DEVLET AKLI ifadelerimiz birilerini rahatsız etse de! Hani nerede senin Devlet Aklı ifadelerine de muhatap oluyoruz! Kaleme almaya ve zihinlere nakşetmeye devam edeceğiz!

Derin Devlet ve Devlet Aklı kavramlarının başkaca şeyler olduğunu ve karıştırılmaması gerektiğini, önceki yazılarımda ifade etmiştik! Peki, Derin Devlet nedir? Devlet Aklı nedir?

Derin Devlet, devlet içerisinde aktörleri, klikleri ve etkinlikleri dönemsel olarak değişen, tek parça olmayan, çeşitli kanatları olan ve çoğu kez istihbarat, iş adamı, mafya, siyasetçi ve bürokratların bir araya gelerek oluşturduğu devlet içindeki güç odaklarıdır!

Mezkur güç odakları dönemsel olarak belli küresel ve emperyalist güçlere yakın olmaktadır! Bu ekiplerin güçleri ve yapılar içinde öne çıkan kişiler dönemsel olarak da değişmektedir!

Peki, Devletin içindeki milli bilinç, milli ruh, yerli ve milli bağımsız politikalar üreten milli bir kanat var mıdır? Ya da olması gerekir mi?

Milli damarı, vatandaş olarak tanıyabilir miyiz? Ya da, Aktörleri kim veya kimlerdir? Devlet Aklı, Derin Devletin çok ötesinde, Milli Stratejik bir Üst Akıldır!

Devlet Aklı; hedefi ve ülküsü; Türk Devleti ebed müddet devam ilkesi ile hareket edilmesi! Devletin varlığı, bekası ve Milletin birliğidir!

Devlet Aklı, iki bin üç yüz yıllık bir devlet geleneği ve hafızası olan Türk Devletinde, devlet kademesinde, beklentisi olmayan ve varlığını bu hedef çerçevesinde sürdüren, AK Sakallılar olarak tarif edebileceğimiz, Milli stratejik bir üst zekadır!

Devlet Aklı için asıl ve kutsal olan Devlet ve Devletin varlığı ve bekasıdır! Varlık ve beka uğruna, vatandaşlar, büyük stratejiye göre, sosyal ve ekonomik olarak sıkıntı çekeceklerse çeker!

Bugün yaşamakta olduğumuz sosyal ve ekonomik kriz ve sıkıntılarda olduğu gibi!

Yoksa, selde sürüklenen çöp gibi küresel sistem ve lucifer çocuklarının sinsi plan ve kirli hesaplarının oyuncağı mı olunacaktır?

Ya da, İnsanı yaşat ki Devlet yaşasın ülküsünde ki bir medeniyetin evlatları, Adalet – Hakkaniyet ve Mazlumların da hamiliğine, dün olduğu gibi bugün de, devam edecek midir?

Yoksa küresel sistem ve lucifer çocuklarına yem olmaları ya da KÖLE olsun diye önlerine mi atılacaktır? Hangisi?

Her seçim ve tercih bir vazgeçiş olduğuma göre! Neleri seçtiğimiz ve nelerden de vazgeçtiğimiz, hem bu dünya ve hem de diğer alem için çok önemlidir?

Devlet Aklında duygusallığa kesinlikle yer yoktur! Aksi halde bu coğrafyada var olamazsınız!

Coğrafya, kader olduğuna göre! Devlet Aklı, doğal olarak, tarihin ve kültürün yüklemiş olduğu sorumluluk gereği; gönül coğrafyası ve medeniyet aklı ile birlikte hareket etmektedir!

Yayınlayan

ahmetunver

Ahmet Ünver; İletişim Uzmanı; İletişim, Kurumsal İletişim, Halkla İlişkiler, Reklam, Marka, Marka Yönetimi, Marka İletişimi, Kurumsal İtibar, Kurumsal İtibar Yönetimi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir