Türk Milletine Anadolu kapılarının açıldığı tarih olan 1071’den itibaren rahat hiçbir zaman olmamıştır. Çünkü Anadolu ve Mezopotamya diyarları medeniyetin ve insanlığın neşv-ü nema bulduğu topraklardır. Anadolu tüm Dünyanın merkezi ve kavşak noktasıdır. Anadolu’nun bu özellikleri halen de devam etmektedir! Bugün, Bir yol ve bir Kuşak projesi olan 65 ülkenin birlikte kalkınma hamlesi ve enerji koridorları ile daha da artmaktadır! Anadolu tüm yer altı ve yer üstü kaynaklarının da bol olarak bulunduğu topraklardır. Anadolu kara parçasının bu özelliklerinden dolayı 1071 tarihinden itibaren Haçlı seferleri ile başlayan saldırılar günümüzde de devam etmektedir. İlk yıllardaki bu saldırılar açıktan ve doğrudan küresel güçler kendileri gelmeye devam ederken, daha sonraki yıllarda ve özellikle de günümüzdeki saldırılar içimizdeki bizden görünümlü işbirlikçi ve taşeronlar maharetiyle olmaktadır. Haçlı seferlerinin sayıları ve tarihlerini bilen var mıdır? Çok zor! Haçlı seferi olarak sayabileceğimiz on ikiye kadar olanıdır! Daha sonraki saldırıları da yok mu sayacağız ve görmezden mi geleceğiz? Bu saldırılar için öncelikle aksiyon, tabii ki sonra da reaksiyon geliştirmeyecek miyiz? Yüz yıllardır öngörü ve aksiyon geliştiremediğimiz için yaralar alıyoruz, yıpranıyoruz, kalkınmada gecikiyor ve bu vatan uğruna genç fidanlarımızı şehit veriyoruz!
1071 tarihinde kapılarını bu asil millete açan Anadolu diyarı ve Dünyanın her bir bölgesine, Türkler sadece Adalet ve Hakkaniyetin temsilcisi olmuşlardır. Adalet ve Hakkaniyet ölçülerinde mazlum milletlere kol kanat germişlerdir. Mazlum milletlere her daim umut olmuşlardır. Bu asil milletin tarihinin hiç bir anında sömürü ve zulüm göremezsiniz. Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurduğumuz tarihe kadar bu topraklarda hak ve batıl savaşı devam etmiştir ve halen de devam etmektedir. Bu mübarek topraklar için yakın tarihimiz Çanakkale ve Kurtuluş savaşında İstiklal ve İstikbalimiz uğruna verdiğimiz şehitlerin sayısı belli değildir. Allah tüm bu topraklar için düşen şehitlerimize Rahmet eylesin. Halen aynı şekilde devam etmektedir. Bu asil milleti tarihinin hiçbir cüzünde dışarıdan gelen saldırılarla yıkamamışlardır. İçerideki bizden görünen işbirlikçilerin ihanetleri ile ancak zarar verebilmişler fakat yine de yıkamamışlar, tarih sahnesinden silememişlerdir. Tarih sayfalarından Türkleri çıkardığınız vakit geriye insanlık tarihi adına hiç bir şey de kalmayacaktır.
24 Haziran tarihinde, Devlet yönetim sistemimizde köklü bir değişiklik olan Cumhurbaşkanlığı hükumet sistemine geçiş ve TBMM milletvekili seçimleri olacaktır. Seçim tarihine on sekiz ay gibi bir zaman dilimi olmasına rağmen devletimizi yönetenler içeride ve dışarıdaki şartların ağırlaşması ve zorlaşmasını da dikkate almak suretiyle erken bir tarihe almışlardır. Neden? Devletimize karşı içeriden ve dışarıdan kuşatma ve çevreleme devam etmektedir. Hayat üzerinize doğru gelmekte olan tehlikelere karşılık sadece reaksiyon geliştirmekle devam edemez! Hayatta varlığınıza karşı olan tehlikelere yönelik, sadece reaksiyon geliştirmekle de kalamazsınız! Reaksiyondan önce şartlara göre öngörü ve feraset sahibi bireyler olarak tedbirler almak ve aksiyon geliştirmek zorundasınız! Aksi halde hayatiyetimizi ve varlığınızı idame ettiremezsiniz! Aksi halde Anadolu diyarında varlık gösteremezsiniz! Anadolu diyarında; Rahata, Uyuşukluğa, Dağınıklığa, Bölünmüşlüğe, Parçalanmışlığa ve Rehavete kesinlikle yer yoktur! Bir anlık rehavetin ve uyuşukluğun bedelini de çok ağır bir şekilde öderiz! Okçular tepesini terk ettiğimizde olduğu gibi!
Anadolu diyarına küresel saldırıların devam ettiğini ve günümüzde daha fazla artan öneminden kaynaklı olarak buraları kontrol ve denetimlerine almak için her yol denenmektedir. 24 Haziran erken seçimlerine küresel güçler ve içerideki işbirlikçileri zamansız ve hazırlıksız yakalanmışlardır. 15 Temmuz hain darbe kalkışmasının olduğu hain gece bu aziz devlet ve asil millet içimizdeki işbirlikçiler eliyle küresel güçlere tamamen teslim edilmek istenmiştir. Neden? Beyni ve ruhu esir alınanlar tarafından bu millete de esareti yakıştırmak istemişlerdir! Peki devlet ve millet olarak karanlık gece ve daha sonraki süreçte neler yaptık? Bin yıllardır olduğu gibi özellikle de Çanakkale ve Kurtuluş savaşındaki İstiklal ve İstikbal Ruhu Yeni Kapıda şahlanmıştır! İstiklal ve İstikbaline âşık olan bu asil millet; Tankın, Topun, Uçakların ve Mermilerin üzerine korkusuz bir şekilde yürümüştür. Neden? Çünkü Tarihin hiçbir cüzünde bu asil millete zincir vurulamamış, esir de alınamamıştır! 24 Haziran erken seçimlerinde son olarak 15 Temmuz hain darbe ve işgal kalkışmasında erişemedikleri hedeflerine bugün ulaşabilmek için her yol denenmektedir! Gün 15 Temmuz hain gecede olduğu gibi BİR ve BERABER olmak vaktidir! Hep Birlikte Türkiye olmak zamanıdır! Tekrarı olmayacaktır!