Böl, Parçala ve Yönet; Sykes – Picot!

Türkiye Devleti, Milleti, Bölge Devletleri ve halkları olarak çok çetin ve zor bir dönemden geçtiğimizi, sürekli olarak vurgulamaya çalışıyoruz. Bu ülke ve bölge üzerinde hesabı olan tüm küresel aktörler, küresel sistem, 10 bin km. mesafelerden buralara kadar, çok büyük plan ve hesap için kapımıza, sınırlarımıza kadar dayandılar.  Adamlara başkaca dertleriniz yok mu diye sorarlar?

ON bin km. uzaklardan buralarda ne işiniz var demezler mi?  Sınır komşunuz da, size bir saldırı, terör, zarar vb. sıkıntıları def etmek için mi geldiniz, demek gerekmez mi? Sınırlarımızda, ülkemizin ve bölgenin güvenliğini tehdit eden her türlü terör olaylarına itiraz etmek ve müdahale etmek kadar doğal hakkımız da mı olmasın?

Küresel aktörler tarafından kurulan, yönetilen ve yönlendirilen, terör örgütleri üzerinden,  vekâlet ve vesayet savaşları, neden hep bizim bölgemizde, bizim sınırlarımızda cereyan etmektedir? Adamlar bunca masraf, zahmet ve sıkıntıyı sadece eğlence olsun diye mi yapıyorlar? Buradan neyi ve neleri hedeflemekteler?  Nereye varmayı düşünüyorlar?

Bölge halkları olarak günlük yaşadığımız için bu vb. stratejik sorulara cevap bulmakta sürekli olarak geç kalmışızdır. Stratejik ve taktik düşünme, olaylara ve gelişmelere bölgemizin huzuru, refahı ve selameti zaviyesinden bakmaya başladığımız gün, bölgemizde ki tüm dış destekli olaylar, saldırılar anında duracak ve bitecektir.

Son günlerde meydana gelen terör, patlamalar ve saldırılarda, canlarımız gidiyor, ciğer parelerimizi kaybediyor ve analarımız ağlamaktadır. Ülkemizde son 1,5 yılda meydana gelen terör olayları,  patlamalar, saldırılar, durduk yerden mi olmaktadır? Bu olayların arkasında büyük bir güç, büyük bir akıl ve strateji yok mudur? Bir ruh hastası çıkıyor ve bu patlamaları gerçekleştiriyor, Öyle mi?

Birileri bu şekilde inanmamızı bekliyorlar;  100 yıllardır olduğu gibi… Büyük oyunu planlayanlar, normal, sıradan bir vatandaş aklı ve penceresinden olaylara baktığı gibi, devlet aklının da bu şekilde bakmasını ve değerlendirmesini mi bekliyorlar? Artık bölge halklarının uyandığını daha önce vurgulamıştık.

Bölgemizdeki bazı devletler ve Liderler de artık,  küresel aktörlerin oyun ve planlarına, karşılık vermeye başladılar. Yaşanan tüm bu gelişmeler, verilen bu cevapların, bozulan oyun ve planlarının gerçekleşemeyeceğinin, bölgemizde istedikleri gibi at oynatamayacaklarını anlamalarının çaresizliği ve karşı saldırılarıdır. Bölge devletleri adına bir liderin, bölgenin selameti ve huzuru adına,  kendi planları çerçevesinde hareket etmeye başlamalarının, rahatsızlığı ve sıkıntılarıdır, tüm yaşananlar.

ABD eski dış işleri bakanı bundan 5–10 yıl kadar önce Ortadoğu bölgesinde en az 22 ülkenin sınırları ve iktidarlarının değişeceğini vurgulamıştı. Bölge halkları olarak bu cümleden ne demek istediğini, tam ve net olarak algılayamamıştık; Bölgemizde ki işgal ve terör olayları sürekli olarak tırmanmaya başlayıncaya kadar. Bölgemizdeki vekâlet ve vesayet savaşları üzerinden komşu devletlerin sınırları ve iktidarları değiştireceklerini de yeni yeni anlamaya başlamıştık.

1916 yılında, Osmanlı İmparatorluğunu bölmek, parçalamak ve her bir parçayı da çok kolay yönetebilmek adına, dönemin güçlü devletleri olan, İngiltere ve Fransa arasında imzalanan Sykes- Picot anlaşmasını çok iyi hatırlamalıyız. Bu gün yürürlüğe konulmaya çalışılan Sykes-Picot anlaşmasında ise en az 40 kadar emperyalist devlet bulunmaktadır.

Dünya’da 1. Dünya Savaşı yıllarında 50 kadar devlet bulunmaktadır. 2. Dünya savaşı sonrası ise BM üye devlet sayısının 70’e çıktığını görmekteyiz. Bu gün itibari ile BM üye devlet sayısı 193, fakat kabul ettikleri devlet sayısı ise 236’dır. Günümüzde ise bu sayı, küresel aktörler tarafından 500’lere çıkarmanın hesapları yapılmaktadır.  Neden acaba? Devletlerin sayısı neden arttırılmaktadır? Bu durumdan; Kimin, kimlerin, nasıl bir menfaati bulunmaktadır? Dünya halkları olarak hiçbir zaman bu soruya net bir cevap da bulamadık ve anlayamadık. Algılayabilsek ve anlayabilseydik, küresel aktörler ve işbirlikçileri,  bu günlerde de aynı senaryolarını devam ettirebilirler miydi? 

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan; ’Dünya 5’ten büyüktür’ dediği günden itibaren bölgemizdeki sorunlar, kaos ve terör tırmanarak devam etmektedir. Dünya yer altı ve yerüstü kaynaklarının tüm dünya halklarına yetecek miktarda bulunduğunu fakat bölüşümden kaynaklı sorunlar yaşadığımızı da vurgulamaktadır. Küresel aktörler ve onların finansörü konumundaki küresel sermaye, emperyalist hedefler ve kendi halklarının refahı adına, kendi atadığı valiler vasıtası ile dünya devletlerini yönetmeyi hedeflemektedir. Kendi valisini ataması içinde küçük kanton devletler kurmayı planlamaktadır. Küresel aktörler için tüm dünya üzerindeki büyük devletler,  kendi plan ve emperyalist hedefleri için engel teşkil ettiği düşünülmektedir. Bu hedefe ulaşabilmek adına, küresel aktörler ve küresel sistem; ulus devletleri, ırk detayları, mezhep ayrıştırmaları çerçevesinde, bölmek, parçalamak, yutmak ve kendi atadığı valiler vasıtası ile yönetmeyi arzu etmektedir; 100 yıl önceki Sykes-Picot yeniden, çok kanlı ve çok çetin bir şekilde devam etmektedir.  Günümüzde, Dünyanın ve bölgemizin yaşamakta olduğu ekonomik, sosyal ve terör saldırılarının arka planında ki büyük akıl, yeniden ve çok güçlü olarak gelmekteler. Gelecekler… Deneyecekler… Bölge halklarının ‘ BİR, BERABER ve KARDEŞ’ olduklarını, bölgemizin huzuru ve selameti adına tek yürek ve tek yumruk olduklarını,  idrak edinceye kadar; Gelmeye, saldırmaya, Canımızı yakmaya devam edecekler…  Bu gerçeği; Anladıkları gün, elleri bom boş olarak dönüp gidecekler, gitmek zorundalar… 

Yayınlayan

ahmetunver

Ahmet Ünver; İletişim Uzmanı; İletişim, Kurumsal İletişim, Halkla İlişkiler, Reklam, Marka, Marka Yönetimi, Marka İletişimi, Kurumsal İtibar, Kurumsal İtibar Yönetimi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir