Neler Oluyor; Bu Kadim Şehirde Yaşayanlara?

Konya; Kadim bir şehir, Kadim bir Başkent ve Kadim bir medeniyet merkezi olmanın kendisine ve yaşayanlara vermiş olduğu, güç ve güven hissi her daim gözlenmiştir. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Beş Şehir romanında ifade etmeye çalıştığı gibi Konya; ‘’  bir sanat,  bir estetik, bir kültür, bir tarih, bir medeniyet ve bilgi birikimi içerisinde yoğurulmuş bir şehirdir. ’’ Bu şehrin tarihine kabaca bir baktığımızda, tüm inançların ve tüm yaşam biçimlerinin çok rahat ve huzurlu bir şekilde yaşadıklarını görebiliriz. Hz. Mevlana’nın yaşadığı dönemde bu şehir hoşgörünün zirvesine de ulaşmıştır. İnsan olmanın, insanca yaşamanın ve medeni olmanın tüm emareleri bu şehrin tarihinde okuyabilir ve tarihi kaynaklardan aldığımız veriler ışığında gözlemleyebiliriz. Peki, bu şehirde son dönemlerde neler olmaktadır? Terör örgütlerinin dinlenme merkezi veya transit geçit merkezi nasıl olabilir? Şehirde yaşayan bizlerin çok fazla hoşgörüsünü birkaç kendini bilmez kötü emelleri için kullanmakta mıdır? Konya merkez ve ilçelerinde yaşayan bizler artık bazı soruları kendimize sormamız gerektiğini düşünüyorum. Neden bu vb. gelişmeler bu güzel ve kadim medeniye şehrinde olmaktadır? Neden bu şehir, hoşgörü merkezi ve kolay yaşanılabilir bir şehir olarak anılması gerekirken,  birileri tarafından olumsuz algı oluşturulmaya çalışılmaktadır? Bir üst hesap ve akıl yine devrede, bizler mi göremiyoruz?

images-002.jpg

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanlığı dönemlerinde ve Cumhurbaşkanlığının ilk iki yılında sürekli olarak 17 Aralık tarihinde bu şehirde Hz. Mevlana’nın Şeb-i Arus törenlerine katılmış ve manevi havasından müstefit olmuşlardır. 2016 yılı 17 Aralık günü Sayın Cumhurbaşkanımız çok sevdiği bu şehre gelememiş ve kendisine sevdalı olan Konyalıları neden üzmüş, gelememiştir? Bir İletişimci ve tüm Konyalılar olarak, Sayın Cumhurbaşkanımızın Konya ziyaretinin iptal sebebi olarak da gündemin yoğunluğuna bağlamıştık. Fakat Yılbaşı gecesi İstanbul’da bir eğlence mekânına saldıran hainin Konya’da ikamet ettiğini öğrendiğimizde,  işin rengi ve detayları değişmeye başlamıştı. Bu niteliklere haiz bir hain ve saldırgan içimizde gezerken, sokaklarımızda dolaşırken ve apartmanımızda otururken nasıl farkına varamamıştık? Nasıl olabilir de böyle bir haini emniyet güçlerimize haberdar etmemiş veya edememiştik? Toplum ve birey olarak bu kadar mı duyarsızlaştık? Apartmanımızda, iş yerimizde, sokağımızda, mahallemizde ki hainliklere, yanlışlıklara bu kadar mı kayıtsız kalabildik? Devlet ve Emniyet kuvvetleri ne yapabilir ki? Sen Vatandaş olarak devletine ve emniyet güçlerine; hainler, teröristler ve ihanetler noktasında yardımcı olamazsan, tüm her şeyi de devletinden beklemek doğru bir davranış şekli midir?   Konunun önemine binaen ve tam da yeri geldiği için çocuk denecek yaşlarda; dost meclisi sohbet ortamlarında sürekli olarak anlatılan bir hikâye aklıma geldi. Almanya ve diğer Avrupa ülkelerine 60’lı yıllarda çalışmaya giden hemşerilerimize, daha sonraki yıllarda ziyaret amaçlı veya kaçak çalışmak için özellikle de izinsiz olarak oralara kadar gelen çok yakın akrabalarını,  yaşamakta olduğu devlete olan saygısı ve kurallara olan bağlılığından ‘polise ve güvenlik güçlerine ‘ şikâyet ettikleri anlatılırdı.  Ve bizlerde o günkü aklımız ve yaşadıklarımıza istinaden çok ayıplamıştık… Nasıl olabilir, böyle bir davranış şekli diye… Bir insan çok yakın akrabasını nasıl olabilir de polise ve devlete şikâyet edebilir ki? Aksi halde kendisinin de yaşama hakkı kalmayacak, bulunduğu şehirde ve devlette..   Aksi halde çalışmak için gittiği ülkeden sınır dışı edilme ihtimali var… Sadece birey ve bu asil milletin ve devletin bir mensubu olarak biraz daha duyarlı olmak gerekir diye düşünüyorum; Her şey de devletimizden ve emniyet güçlerimizden beklenmemelidir; Çevremizdeki gelişmelere sadece biraz dikkat,  sadece biraz duyarlılık…

Yayınlayan

ahmetunver

Ahmet Ünver; İletişim Uzmanı; İletişim, Kurumsal İletişim, Halkla İlişkiler, Reklam, Marka, Marka Yönetimi, Marka İletişimi, Kurumsal İtibar, Kurumsal İtibar Yönetimi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir