Millet Olmak ve Milli Birlik!

Türkiye Cumhuriyeti Devleti,  Yedi düvelin dünya halklarından derleme, toplama, kim olduklarını bilmeyen, neden buralarda bulundukları ve ne için savaştıklarını da anlamayan orduları ile Osmanlı İmparatorluğunu bölmek ve parçalanmak için kapılarına dayandığı karanlık günlerde;  İstiklal ve bağımsızlığına âşık, tüm farklılıkları ile bir ve beraber olmuş, bu topraklarda yaşayan ve kendisini de Türk olarak kabul eden, Anadolu coğrafyasının her bir karesini de şehit kanları sulamış, asil bir milletin evlatları tarafından kurulmuştur.  Anadolu coğrafyası küresel güçlerin bin yıllardır hesap ve planlarının olduğu bir kara parçasıdır. Bu topraklarda bin yıllardır yaşamakta olan asil milletin evlatları da coğrafyadan kaynaklı bu zorluk ve sıkıntıların bilincinde ve idrakindedir. Millet olmak böyle bir idrake sahip olmayı ve tarihe serüveni de gerektirir. Millet olmak derleme ve toplama ortak kültürel bağları olmayan bireylerden meydana gelemez!  Millet olmanın çok ağır yükümlülükleri ve sorumlukları da vardır! Millet olmak başkaca bir anlam ve süreçleri de gerektirir! Türk milleti millet olabilmenin gerektirdiği tüm aşamalar ve kurallara da haizdir!

Millet nedir? Millet kimlere denir? Bir araya gelmiş her bir insan topluluğunu millet olarak kabul edebilir miyiz? Millet kavramını kabaca incelemeye çalışalım; Ortak bir kültür çerçevesinde bütünleşmiş ve tarih bilincine sahip en büyük insan topluluğudur. İnsanlar, benzer özellikleri nedeniyle ortak sosyal, siyasi ve iktisadi işleyişler içinde uzun tarihi süreçler boyunca birlikte yaşamayı tercih etmekte ve aktarılan miras sonucu millet olgusu ortaya çıkmaktadır. Milleti meydana getiren en önemli unsur, tarihi bir süreç içinde kültür veya birlikte yaşama şeklinde ortaya çıkan ortak bir iradenin varlığıdır. Burada söz konusu edilen ortak kültür, birlikte yaşama iradesi ve ortak tarih gibi unsurlar, esasen karşılıklı bir etkileşim içinde bulunmayı da gerektirmektedir.

Millet olabilmenin yeter ve gerek şartları nedir diye şöyle bir baktığımızda, karşımıza bazı kural ve kaideler çıkmaktadır. Bir topluluğun ‘millet / ulus’ olarak adlandırılabilmesi için;  Toplulukta ortak bir dilin konuşulması!  Topluluğun tarihsel geçmişe sahip olması!  Şimdi bir arada yaşayan bu topluluğun, gelecek için de bir arada yaşama inancında olması! Topluluktaki bireylerin birlik ve beraberlik içinde, ortak duyguları paylaşması! Toplulukta kültürel ortaklık bulunması gibi bazı kural, kaide ve yazılı olmayan gerek şartları da bulunmaktadır.

Millet kavramını kabaca  değerlendirdikten sonra, milli birlik ve beraberlik ne demektir?  Bir toplulukta milli birlik oluşmadığı takdirde nelerle karşılaşabilecektir? Milli Birlik; bir Milletin bütün olması, bu bütünlük içinde ayırıcı ve bölücü unsurlara asla yer verilmemesi demektir! Bir milletinin en değerli varlığı budur! Bu varlığını kaybeden milletler payidar olamazlar!  Bir milletin yaşaması, yücelmesi, gelişmesi, kalkınması söz konusu ettiğimiz bu milli birliğe bağlıdır. Bir millet, Milli birliğini sağladığı, koruduğu ve geliştirdiği ölçüde sonsuza kadar devam edecektir.  Aksi halde tarih sahnesinde silinecek,  Dünya coğrafyasındaki milletler çöplüğü ve tarihin tozlu sayfalarında yerini alacaktır!

Üzerinde yaşamakta olduğumuz, Anadolu coğrafyasının çetin, zorlu ve bir o kadar da ağır bedeli ve sonuçları olduğunu ifade etmeye çalışmıştık.  Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve bu asil milletin her bir ferdi yaşadığı coğrafyadan kaynaklı bu sorumluluklarının idraki ve bedelinin de bilincine sahiptir!   Türk milletinin küresel güçler ve taşeronları tarafından hedefte olması tesadüfî olabilir mi?  Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve asil milletimizin içeriden ve dışarıdan ihanet kuşatması, saldırıları yeni değildir ve halen sınırlarımızda yaşamakta olduğumuz kuşatma, çevreleme operasyonları ile de son olmayacaktır!

15 Temmuz tarihinde millet olarak yaşadığımız, öncelikle bir darbe teşebbüsü, yedi düvel ile tarihi bir hesaplaşma ve işbirlikçileri tarafından ağababalarına bu mübarek toprakların kontrol ve denetiminin de hediye olarak takdim edilmeye çalışıldığı, insanlık tarihi açısından da tarifi olmayan bir ihanet kalkışmasıdır! Devlet ve millet olarak, Milli bir mutabakatın ve Milli birliğin varlığının elzem ve şart olduğu günlerde bulunuyoruz!  Seksen milyon olarak, Bir birimize düşersek, ya bizi bu vatandan söküp atacaklar, ya da bu topraklara bizi gömüp üzerimizden hedeflerine erişecekler! Hangisi! Karar bizimdir! Karar, seksen milyon bu asil milletin her bir ferdine aittir!  Çünkü Millet olarak gidecek başka bir kara parçamız, yerimiz, sığınacak başka bir yurdumuz yoktur! Millet olarak bin yıllardır yaşamakta olduğumuz Anadolu coğrafyasında birlikte yaşayacağız. Milli kimlik ve milli birliğimizi kaybedersek; Bu sınırlar dâhilinde devletimizin ve milletimizin bugünkü haliyle yaşaması da zorlaşmaktadır!

Yedi düvel,  vekalet orduları üzerinden kumpas kuruyor ve toptan olarak üzerimize gelmektedir! Gelsinler! Geldikleri gibi de giderler, gidecekler de!   Yüz sene önce gelip ve gitmek zorunda kaldıkları gibi! Yeter ki; Seksen milyonun her bir ferdi ile saflarımızı sıkılaştıralım,  bir ve beraber olalım, iri olalım, diri olalım, kardeş olalım ve hep birlikte Türkiye olalım!  Öleceksek de bin yıllardır yaşadığımız ve her bir karesini şehit kanları ile suladığımız Anadolu toprakların da,  ADAM gibi ÖLMEYİ göze alalım!

 

Yayınlayan

ahmetunver

Ahmet Ünver; İletişim Uzmanı; İletişim, Kurumsal İletişim, Halkla İlişkiler, Reklam, Marka, Marka Yönetimi, Marka İletişimi, Kurumsal İtibar, Kurumsal İtibar Yönetimi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir