31 Mart 2019 Projeksiyonu!

31 Mart 2019 mahalli seçimlerine doğru yol alırken, tüm partilerdeki aday belirleme süreçleri biraz heyecanlı, bol beklentili ve bir o kadar da hengâmeli geçmektedir.  Aslında buradaki beklenti, heyecan, kavga ve hengâmenin sadece iktidar partisinde cereyan etmekte olduğunu da ifade etmeliyiz! Neden? Tabii ki yerelde iktidar olmanın vermiş olduğu güç ve muktedir olma yarışı veya savaşı! Yani konum ve mevzi kaybetme veya kazanma durumu; adını siz nasıl koyarsanız! Vatan, Millet ve Sakarya dediğinizi de duyar gibiyim! Benmerkezci bir çerçeveden makam, mevki,  iktidar ve güç sahibi olduktan sonra, gerisi yani tüm değerler boş mantığındaki kişilerle siyaset yapılmaktadır! Siyaset kurumu ve devlet yönetim kademesindeki tüm kurumlara ehliyet ve liyakat sahibi bireyleri acil ve ivedi olarak mutlaka kazandırmalıyız! Aksi halde mi? Devlet ve Millet olarak dünya ile rekabet edemeyiz, çökeriz, batarız ve kaybederiz!

31 Mart seçimlerinde AK Parti cephesindeki aday belirleme süreçleri, temayül yoklaması,   alan araştırmaları ve bölgelerdeki kanaat önderlerinin adaylara yönelik vermiş oldukları olumlu veya olumsuz referanslar çerçevesinde yürüyor desek yanlış olmaz!  Peki, bu süreçte,  il başkanı, il ve ilçe teşkilatları, mevcut belediye başkanları, bölge milletvekilleri ve genel merkez teşkilatının bir talep veya önerisi olmayacak mıdır? Tabii ki olacaktır! İşte tam da kavganın ve dananın kuyruğunun kopmakta olduğu yer burası!  Yereldeki güç, çıkar, menfaat, denge ve paylaşım grupları elbette ki kendi adayı, kendisinin kontrol ve denetimindeki bir kişinin aday ve başkan olmasını isteyecektir!  Bundan da doğal bir şey olmamalıdır! Siyaset başka ne için yapılmaktadır?!  Ehliyet ve liyakat dediğinizi de duyar gibiyim!  Artık bu kavramları bir müddet sonra tarihin tozlu sayfaları ve sahaflardaki raflarda arayacağız! Siyasette bu yaşananlar normal midir? Tabii ki normaldir! Önemli olan bu süreçleri kavga ve gürültüye mahal vermeden evin içinde suhuletle çözebilmektir! Şehirlerde bu süreçleri yöneten ve yön veren dünyalık bir derdi ve hedefi olmayan bir ABİ de olmadığına göre!  Tüm bu süreçteki görüşmeler ve tartışmalar,  kol kırılır yen içinde kalmalı,  zaviyesinden yürütülmelidir! Aksi halde hizmet bekleyen vatandaşları ve yığınları seçim meydanlarında ikna edemezsiniz! Seçim sonuçlarında da hüsrana uğrayabilirsiniz!

31 Mart mahalli seçimlerinin ülkemiz, bölgemiz, Ortadoğu, Afrika,  Asya, Akdeniz ve Kara denizdeki hegemonyal emperyalist ve küresel güçler tarafından yürütülmekte olan paylaşım ve kurulmakta olan yenidünya düzeni çerçevesinden, Türk Devleti, Türk Milleti ve mazlum coğrafyalar adına çok manidar olduğunu düşünüyorum. Neden? MHP Lideri Devlet Bahçeli; 31 Mart mahalli seçim sonuçları, dileğim odur ki, Cumhur ittifakı lehine gelişsin! Mahalli idareler seçimlerinde Cumhur ittifakı en fazla oyu alan ittifak şeklinde algılansın! Bu olduğu takdirde 1 Nisan günü Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin mahalli idareler seçimleriyle beslenmiş şekilde Türkiye’nin gündeminde bulunan temel sorunlarını çözmeye muktedir bir siyasi ortam oluşsun! Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin 2023 hedeflerine yol alacaksa, Ortadoğu’da da barışı sağlayacak gücü almasını istiyorum. Bu güç alındığı takdirde Türk Devleti diğer ülkeler nezdinde daha güçlü olacaktır. 1 Nisan’da Amerika’dan Çin’e tebrik telefonları yağabilir, şeklinde değerlendirmeler ve vurgularda bulunmaktadır!

Dünya mazlum milletlerinin umudu Türk Devleti ve Türk milletinin 31 Mart mahalli seçimleri,   küresel ve emperyalist güçler tarafından bölgemizde yürütülmekte olan büyük satranç tahtası, büyük hesaplaşma, büyük oyun, yüz yıllık büyük paylaşım ve yeni bir dünya sistematiği zaviyesinden, asil bir milletin evlatları olarak,  fert fert daha uyanık, daha fazla bir ve beraber olmamız, daha fazla kenetlenmemiz gereken bir dönemde neler yapıyoruz? Yüz yıl önceki dünyalık makam, mevki, iktidar, para ve güç peşindekiler gibi aziz Devlet ve Vatanımızdan olmayalım! Aman dikkat!  Aksi halde hesabını çok zor veririz!
Usta Şair Sezai Karakoç ne diyor:

Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak! 
Hâlbuki Biz sussak tarih susmayacak!
Tarih sussa hakikat susmayacak!.

Onlar sanıyorlar ki,bizden kurtulsalar mesele kalmayacak!.

Halbuki; Bizden kurtulsalar vicdan azabından kurtulamayacaklar!.

Vicdan azabından kurtulsalar, tarihin azabından kurtulamayacaklar!.

Tarihin azabından kurtulsalar,
Allah’ın azabından kurtulamayacaklar!. 

 

Yayınlayan

ahmetunver

Ahmet Ünver; İletişim Uzmanı; İletişim, Kurumsal İletişim, Halkla İlişkiler, Reklam, Marka, Marka Yönetimi, Marka İletişimi, Kurumsal İtibar, Kurumsal İtibar Yönetimi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir