Türk Üçgeni -3- ( Müselles )

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Cumhuriyetin kurulmasından sonraki çok partili hayat ile birlikte,  küresel ve emperyalist güçlerin, içerideki kendi adamlarının kontrol ve denetiminde bulunuyordu! Yani devleti seçimlerle yönetmekte olduğunu zanneden  halk, bir şekilde uyutuluyordu! Devlet yönetimi tamamen küresel ve emperyalist güçlerin içerideki işbirlikçileri vasıtası ile yürütülüyordu! Nasıl olabilirdi! Ve bu süreç ne zamana kadar devam edebilirdi? 15 Temmuz hain darbe ve işgal kalkışması ile birlikte yazılarımızda da her daim vurgulamaya çalıştığımız, içeride sağlam ve sağlıklı bir şekilde kurulan Türk üçgenini hatırlatmaya çalışıyoruz! Yani, Türk Devleti ve Türk Milleti, iktidarı, ana muhalefeti ve muhalefeti ile birlikte Anadolu’daki bin yıllık bekası, bağımsızlık ve istiklali için  kolları sıvamıştır! Bu durum bazılarının konum, makam, mevki, iktidar ve parasal olarak da güç kaybı demektir! Yani devlet yönetiminde artık yoksunuz demektir! Artık bu devletin asil ve kendi evlatları tarafından yönetilecektir! Tabii ki yüz yıllardır devam eden kontrollü yönetim şeklini arzu eden tüm küresel güçler ve içerideki işbirlikçilerini de  çok büyük sıkıntıya sokmakta ve rahatsız etmektedir! Neden?
 
Müselles  ne demektir? Müselles kelime olarak; Arapça,  Selase kökünden gelmekte ve  üç, üçlü,  üçleştirilen, üç köşeli üçgen demektir. Müselles ayrıca, Taze iken, yani gaz kabarcıkları çıkmadan ve köpürmeden önce ısıtılıp, üç defa damıtılan, üçte ikisi uçup ve  üçte biri kalan üzüm suyu, olarak da kullanılmaktadır.
 
Sonsuz Kudret Sahibi Yüce Allah, İnsanın yaratılmasını; “And olsun biz insanı çamurdan, süzülmüş,  bir hülasadan yarattık. Sonra onu, Hz. Adem’in nesli olan,  insanı sarp ve metin bir karargahta, rahimde,  bir nutfe, zigot, yaptık. Sonra o nutfeyi alaka, yapışan şey, haline getirdik, derken o alakayı mudga, bir çiğnem et, yaptık, o bir çiğnem eti kemiklere çevirdik ve o kemiklere de et ve kaslar giydirdik. Sonra onu başka bir yaratılışla inşa ettik ve ruh verdik, can verdik, konuşma verdik ”  şeklinde izah etmektedir!
 
Geçtiğimiz yıl, Afrika temaslarını sürdüren Cumhurbaşkanımız Sayın  Recep Tayyip Erdoğan, Sudan Cumhurbaşkanı Ömer El-Beşir’den Kızıl deniz kıyısında oldukça kötü haldeki Sevakin Adası’nın iyileştirilmesi için Türk Devletine tahsis edilmesini istedi. El Beşir Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın isteğine olumlu yanıt verdi ve Sevakin Adası 94 yıl sonra Türkiye’ye tahsis edildi. Basra Körfezinde yer alan Katar ve Hint Okyanusu kıyısındaki Somali’de askeri üs kuran T.S.K., ardından Sevakin adasıyla birlikte Kızıl deniz’i de içine alan bölgede ‘stratejik bir Türk üçgeni’  oluşmuştur. Kızıl deniz’in kapısı olarak bilinen Sevakin adası, Osmanlının Kızıl deniz ve Hicaz’a denizden gelecek tehlikelere karşı güvenliği sağladığı noktaydı. Sevakin Adası, ticari ve ekonomik öneminden dolayı ‘Afrika’ya açılan kapı’ olarak tanımlanmaktadır.
 
Peki, 15 Temmuz hain darbe ve işgal kalkışması ile birlikte Türk Devletinin Anadolu’da ve yirmi dört milyon kilometrekarelik gönül coğrafyasındaki bağları, bekası, varlığı ve istikbali için Türkiye Cumhuriyetinde kurulan ve şahlanan Yeni kapı  veya diğer bir ifade ile Cumhur ittifak ruhunu nasıl tanımlamalıyız? Bu ruh nedir? Sonsuz kudret sahibi yüce Allah, İnsan’ı topraktan yarattıktan sonra, biz ona ruhumuzdan üfledik ve can verdik buyurmaktadır! Peki, Türk Devletinin bekası, varlığı, istiklal ve bağımsızlığı için kurulan Yeni kapı veya Cumhur ittifakı ruhu nedir? Türk Üçgeni olarak tanımladığımız bu ruhu nasıl izah etmeliyiz? Türk üçgeni olarak ifade etmekte olduğumuz bu bedene can ve ruh veren kim veya kimlerdir? Tarihsel bir serüveni var mıdır? Türk Devlet tarihi iki bin üç yüz yıllık olduğuna göre tabii ki de olmalıdır!  Mademki, Dünya tarihinden Türkleri çıkardığımız vakit geriye insanlık tarihi adına hiçbir şey kalmayacağına göre! Hangi şartlar altında bu ruh zuhur etmektedir? Yoksa öylesine mi ortaya çıkmaktadır? Türk Devlet tarihindeki 16 devlet de öylesine mi kurulmuştur? Türk Devlet tarihindeki bu 16 devletin yıkılması ve kurulma aşamalarında mezkur ruh her zaman devrede midir? Türk Devlet ülküsü olan devleti ebed müddet mefkuresinin temeli de bu ruh mudur? Türk Devlet medeniyeti ve yönetiminin temek ilkeleri olan Adalet, Hakkaniyet ve Merhamet ideali de bu ruhtan mı kaynaklanmaktadır? Türk üçgeninin karşısında duran, yani alaka halindeki insanın düşük yapması veya ölü doğması için çalışmakta olan dahili ve harici güçler kimlerdir? Yeni kapı veya  Cumhur ittifak ruhu öylesine mi  doğmuş ve kurulmuştur?! 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde, 31 Mart vakıası olarak bildiğimiz tarihimizin kara ve karanlık günü yeniden yâd etmek isteyen küresel güçler ve işbirlikçiler kimlerdir? 31 Mart 2019 mahalli seçimlerinde, 31 Mart vakıası gibi bir çöküş bekleşenler, Türk Devletinin bekası için içeride oluşan ve şahlanan Yeni kapı veya Cumhur ittifak ruhunu öldürmek için çalışan tüm küresel güçler ve işbirlikçilere, bu asil millet tarafından mutlaka  bir Osmanlı tokadı vurulacaktır! Bizden hatırlatması!
 

Yayınlayan

ahmetunver

Ahmet Ünver; İletişim Uzmanı; İletişim, Kurumsal İletişim, Halkla İlişkiler, Reklam, Marka, Marka Yönetimi, Marka İletişimi, Kurumsal İtibar, Kurumsal İtibar Yönetimi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir