Siyasetten Sahneler!..

Son günlerde,  herhangi bir dost meclisi ya da bir başka ortamdaki sohbet biraz ilerledikten sonra, gündemin sıcak maddesi siyasete gelip dayanıyor! Ne olacak bu AK Partinin hali?!  AK Parti kapanacak mıdır?! AK Parti dağılacak mıdır?! AK Partiden istifalar her gün atmaktadır! Neden?! AK Parti tarihteki siyasi partiler gibi siyasetin tozlu raflarında yerini alacak mıdır?!  Neden olmasın!. AK Partiden ayrılan ve parti kurma aşamasındaki siyasi liderler neler yapacak?! Bu siyasi aktörler hain midir?! Ya da bu siyasi aktörler, Devlet Aklının denetim ve yönlendirmesi ile mi hareket etmektedir?!  Bilemiyorum!. Diğer partilerde neler oluyor?! Siyaset hiçbir dönemde bu kadar ısınmamış ve de karmaşık bir zaman dilimine girmemişti?! Vatandaş neler yapacağına ya da hangi siyasi liderin yanında yer alacağına karar vermekte zorlanmakta olduğuna dair sohbet konuları uzayıp gitmektedir?! Gerçekten de bu günlerde,  siyasette kaotik bir dönem yaşanıyor mudur?! Ya da birileri öyle mi görmek ve de  işlerine de böylesi mi gelmektedir?! Bilemiyorum!.

15 Temmuz hain darbe ve işgal kalkışmasından sonraki süreçte, içerideki  siyasette, devletin bekası ve milletimizin de birliği adına Yeni kapıda şahlanan,  her ne kadar siyasi parti liderleri ve siyasi aktörlerin perde önünde ve meydanlardaki konuşmalarında bazı tartışma ve kavgalara şahit olsak da,  arka planda ki Milli ruh, Milli Bilinç ve Milli Birlik olduğunu düşünüyorum!. Şimdi yine bazı aklı evveller tüm bunları nereden çıkarıyorsun diye bana laf yetiştirmeye başlayacaklar! Sorun değil!. Belki de taşlamaya!.  Hiç önemli değil! Biz,  Devlet ve Millet adına doğru bildiklerimizi, bu topraklardaki beka adına devlet aklının kurgusunu okumaya, anlamaya, anlamlandırmaya ve yazmaya devam edelim! Bu ülkede siyaset yaptığını ya da siyasetin içinde olanların dahi algılamakta, okumakta ve yorumlamakta zorlandığı şey,  kadim Türk Devlet ilkesi, Devleti ebed müddet devam ülküsü çerçevesinde, Kadim Devlet Aklının her an devrede olduğunu idrak edememeleridir!.  Türk devleti öyle sıradan bir Devlet midir?!  Yoksa Türk Devleti Norveç veya İsveç midir?! Olmadığına göre!.  Olamayacağına göre! Ya da tarihte sayısını bildiğimiz on altı Türk Devleti ve binlerce beylik neden kurulmuş,  aynı eller  ve akıl tarafından neden yıkılmıştır?! Peki, neden?! Birileri bu konuda herhangi bir açıklama yapabilir mi?! Hiç sanmıyorum!.

Birileri çıkıyor, ülkenin sosyal ve ekonomik genel durumu hakkında manifesto yayınlıyor?   Demokrasinin olduğu yerde elbette ki herkes fikrini beyan etmekte özgürdür! Peki demokrasi ya da özgürlük dediğinizin bir sınırı var mıdır?!  Ya da demokrasinin de bir sınırı olmalı mıdır?! Herkes aklına esenleri çıkıp kamuoyu önünde paylaşabilir veya  açıklayabilir mi?! Yine birileri çıkıyor,  ulusal ölçekte siyaset yapmaya çalışan liderlerin yerel temsilcileri olarak yerel zaviyeden bir şeyler ifade ediyor! Peki, yaptıkları doğru mudur?! Siyaset adına tabii ki doğrudur! Peki, tüm bu gelişmeler ya da paylaşım ve açıklamaların bir  üst aklı ve arka planı var mıdır?! Ya da Kadim Türk Devlet Aklı tüm bunların neresindedir?! Yüz yıl önce Devletin bekası ve birliği adına,  birilerini küresel ve emperyalist güçlerin oyuncağı olmaması,  devletin kontrol ve denetimi altına alabilmek için İstanbul’da saraylarda  yıllarca neden ağırladık?! Küresel ve emperyalist güçlerin oyuncağı olan bu kişileri, kontrol ve denetimini de elimizden kaçırınca da neler olduğunu herhalde bu aklı evvel arkadaşlar hatırlıyordur!

Mezkur konuları konuşurken ve sohbetinde iyiden iyiye ısınmaya başladığını, tarafların da birbirlerini hainlik  ve arkadan vurmakla itham etmeye başladığına şahit olan,  köşesinden bizleri dinleyen ve gözlemleyen   AK Saçlı ve AK Sakallı ihtiyar dostum,   bir hışımla neler söylüyor ve neler yapıyorsunuz; Küresel ve emperyalist güçlerin istediği zaten budur! Bu asil milletin tüm farklılıkları olan zenginliğini ayrıştırmak ve parçalara ayrılmak! Her dönemde yaptıkları ve başarılı oldukları gibi!.  Bugün, Devlet Aklı buna asla izin vermeyecektir! Beyler yapmayın, Allah aşkına! İki bin yıllık bir devlet yönetim geleneği olan Türk Devleti,  15 Temmuz hain darbe ve işgal kalkışmasından sonraki süreçte, Kadim Türk Devlet Aklının yeniden ve çok daha güçlü bir şekilde devreye girmesi ile birlikte, 2023 – 2053 ve 2071 hedefleri doğrultusunda, son Türk Devleti de Türkiye Cumhuriyeti olduğuna göre,  bugün siyasette ki her şey ama her şey DEVLETİN kontrol ve denetimi altındadır! Sadece herkes ve özellikle de bugün siyasetteki tüm yeni aktörler, DEVLET tarafından sadece kendilerine tanımlı görevlerini ifa etmektedir! Yeter ki İhanet içinde olmasın! Yeter ki küresel ve emperyalist güçlerin uşağı olmasın! Yeter ki bu aziz Devlet ve asil Milleti arkadan hançerlemesin ve hainlik içinde olmasın, dedi ve gözlerden kayboldu!..

Yayınlayan

ahmetunver

Ahmet Ünver; İletişim Uzmanı; İletişim, Kurumsal İletişim, Halkla İlişkiler, Reklam, Marka, Marka Yönetimi, Marka İletişimi, Kurumsal İtibar, Kurumsal İtibar Yönetimi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir