Akdeniz’de Sular Her Zaman Sıcaktır!.

Tarihler 2008 – 2009’u gösterirken, Tuzla Tersane bölgesinden gelen kötü haberler ile her gün uyanıyorduk!. Acaba neden?! Bu haberler ile gündem neden meşgul ediliyordu?! Bu haberleri yapan veya yaptıranların gerçekten hedefi neydi?! Bu olaylar gerçekten bir kaza mıydı?! Bu tarihlerde  İstanbul Tuzla Askeri tersanesinde çalışan bir yakınım, şöyle gemi yapıyoruz, böyle gemi, şu kadar büyük, bilmem şu kadar kapasitede  ve hatta MİLGEM ifadesini de kendisinden ilk defa  duymuştuk!.  Bu haberler ile yoksa, sosyal bir hareketlenme mi hedefleniyordu?! Ya da Türk Devletinin Devlet Aklı ile birlikte, yeni dünya dizayn ve sistematiğine yönelik olarak başlatmış olduğu stratejik ve taktik projeler birilerinin uykularını mı kaçırıyordu?! Birileri yapmayın ve durdurun mu demek istiyordu! Neden olmasın!  Yüz yıldır zaten böyle devam ediyor ve oluyordu! Üretmenize gerek yok, biz daha ucuz şekilde size verelim, diyorlardı! 11 Eylül tarihi baz alındığı takdirde, dünya ve özelikle de bölgemiz için küresel ve emperyalist güçlerin yeni bir sinsi plan ve kirli hesapları harekete geçmişti! Yani dünya ve bölgemiz için kötü kokular gelmeye başlamıştır! Peki, İki bin üç yüz yıllık bir devlet hafızası ve geleneği olan Türk Devletinin ne yapması bekleniyordu! Kaderine razı mı olmalıydı! Irak ve Afganistan ile başlayan süreç Arap Baharı ile kapımıza dayanıyordu!. Ya da Anadolu’da yeniden var olmak ve beka için ölümü göze mi almak gerekiyordu! Tam da böyle olmuştur! Türk Devleti, Devlet Aklı ile birlikte her türlü küresel kötü senaryo ve tehditlere rağmen, varlık ve beka için her şeyi göze almıştır! Bugün sınırlarımızda terör örgütleri üzerinden kukla ve  koridor  devletçik kurmayı planlayan küresel ve emperyalist güçlere karşı başlatılan ve başarılı bir şekilde devam eden harekatlarda olduğu gibi!.

1 Nisan 2006 tarihinden itibaren, Doğu Akdeniz’de, Türk deniz yetki alanlarında denizde durumsal farkındalığa sahip olmak, deniz güvenliğine katkı sağlamak ve Türkiye Cumhuriyeti’nin deniz yetki alanlarındaki hak ve menfaatlerini korumak maksadı ile Akdeniz Kalkanı Harekâtı icra edilmektedir!  Harekat kapsamında,  Doğu Akdeniz’de Türkiye adına faaliyet icra eden Araştırma Gemilerine koruma ve destek sağlanmaktadır!. Deniz Yetki Alanlarımızda diğer ülkeler adına izinsiz araştırma faaliyetlerinde bulunan araştırma gemileri ikaz edilmektedir!  Araştırma gemilerinin Türk makamlarından izin almaksızın araştırma faaliyetlerine devam etmeleri engellenmektedir!. Akdeniz Kalkanı Harekâtı; özellikle BAKÜ – TİFLİS – CEYHAN Petrol Boru Hattının Temmuz 2006 ayından itibaren faaliyete geçmesinden sonra dünya deniz ticaretinin önemli odak noktalarından biri haline gelen Doğu Akdeniz’deki deniz ulaştırma hatlarının korunması ve enerji güvenliğinin sağlanmasıdır!. Bölgedeki muhtemel risk ve tehdit unsurları ve yasa dışı faaliyetlere karşı caydırıcılık sağlanması açısından önem arz etmektedir!  Akdeniz Kalkanı Harekâtı;  Enerji Hatlarının Güvenliğinin Sağlanması,  2011 yılında başlayan Arap Baharı sonrasında Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da ortaya çıkan gelişmeler, Doğu Akdeniz’de deniz güvenliğinin önemini daha da artırmıştır!

Peki, 2001 tarihinden sonra, yeni dünya dizayn ve sistematiğinin bölgemiz, sınırlarımız ve özellikle de Akdeniz bölgesinde cereyan edeceği anlaşılmışken, Türk Devletinin  neler yapması bekleniyordu?! Gelişmeleri sadece seyir mi etmeliydi?!  Tam da bu noktada Devlet Aklı devreye girmiş ve bir dizi projeyi tek tek hayata geçirmiştir! Peki, nedir bu projeler?! Türk Silahlı Kuvvetlerinin en önemli projelerinden biri, Denizaltı Savunma Harbi ve Keşif Karakol Gemisi ( MİLGEM ) Projesi kapsamında, Savunma Sanayi Başkanlığı ile Savunma Teknolojileri arasında, 2006 yılında, Prototip Gemi Dizayn Hizmetleri ve Platform İnşa ve Donatım Malzeme ve Hizmetlerinin Tedarik Sözleşmesi, imzalanmıştır!. SSB ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığının ortaya koyduğu vizyon ve kararlı tutum ile gerçekleşen ve Türkiye’nin milli imkanlarının azami oranda kullanıldığı Milli Gemi (MİLGEM) Projesi kapsamında, Türkiye’de ilk defa günümüz teknolojisine uygun, yüksek standartlara sahip, komplike bir su üstü harp gemisinin dizayn ve entegrasyonu yerli sanayinin desteği ile milli imkanlar kullanılarak gerçekleştirilmiştir. MİLGEM Projesinde bugün gelinen durum itibarı ile gemi inşa ve donatımında kullanılan malzeme, cihaz ve sistemler değer olarak % 70 oranında yerli sanayi imkânları ile karşılanmış, bu oran kalem bazında ise  % 80 dolayındadır.  İlk gemi HEYBELİADA 27 Eylül 2011, ikinci gemi BÜYÜKADA 27 Eylül 2013,  BURGAZADA 4 Kasım 2018 tarihinden itibaren hizmete girmiş ve dördüncü gemi KINALIADA ise 3 Temmuz 2017 tarihlerinde denize indirilmiştir!

Yeni dünya dizayn ve sistematiğinin bölgemiz ve özellikle de Akdeniz’de kurulacağını vurgulamıştık!.Yüz yıl önceki paylaşım ve dizayn nasıl bu topraklarda cereyan etti ise! Bugün de aynen kaldıkları yerden devam etmekteler! Dünyanın merkezi, sıklet noktası ve dengesi bu topraklardır! Peki, bölgenin ve toprakların böyle bir özelliğine rağmen, bu topraklarda yaşayanlar bu konuda neler yapmaktadır?! Büyük bir ekseriyet oyun ve oynaştadır?! Hatta dünyalık makam, mevki, para, kadın, güç ve iktidar peşindedir?!  Hiç önemli değildir!. Peki, Türk Devlet yönetimi ve Türk Devlet Aklı neler yapmaktadır?! Yeni dünya dizayn ve sistematiğine yönelik olarak, stratejik ve taktik plan ve projeler  var mıdır?!  Olmalı mıdır?! Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve tüm Devlet yönetimi, Türk Devlet Aklının denetim ve kontrolünde, Türk Devleti ebed müddet devam ilke ve ülküsü çerçevesinde,  2023 – 2053 ve 2071 hedefleri doğrultusunda, Türk Devletinin Bekası ve Türk Milletin birliği adına, stratejik ve taktik politikalar üretmek ve geliştirmeye devam etmektedir! Türk Devleti, Anadolu’daki varlığı, Orta Doğu, Afrika ve Asya bölgesindeki barış,  huzur  ve kalkınma için Adalet ve  Hakkaniyet  temsilcisi ve mazlum milletlerin de hamisi olarak artık re-aksiyoner değil, aksiyoner ve pro-aktif olmak zorundadır!.

Yayınlayan

ahmetunver

Ahmet Ünver; İletişim Uzmanı; İletişim, Kurumsal İletişim, Halkla İlişkiler, Reklam, Marka, Marka Yönetimi, Marka İletişimi, Kurumsal İtibar, Kurumsal İtibar Yönetimi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir