Teknoloji ve iletişim kanallarının gelişmesi ile birlikte dünya ufacık bir köy haline gelmiştir!. Dünyanın bir ucunda ki haber veya olay anında diğer tarafa ulaşmaktadır!. Ya da dünyanın bir ucunda geliştirilen ve üretilen bir ürün ertesi gün diğer tarafa erişebilmektedir!. Tam da küresel güçlerin planladığı gibi!. Tabii ki tüm bunlar iletişim ve ulaşım imkanlarındaki gelişim ve inovasyon ile olmaktadır!. Bu durum birileri için fırsat olarak değerlendirilirken, bir diğer grup için de tehdit olarak görülmektedir! Neden veya nasıl diye bir soru hemen aklımıza gelebilir! Her tehdit kendi içinde elbette ki fırsatları da saklamaktadır! Görmek isteyene! Anlamak isteyene! Ve elbette ki statik olmayan ve değişime de direnmeyen insanlar, kurumlar ve devletler için!. Dünya her daim enerji halindedir!. Dünya her daim dönüşüm ve değişim durumundadır!. Dünyadaki bu enerji, dönüşüm ve değişimi birileri yok kabul etse de, kendi yörüngesinde hızla devam edecektir!. Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir, ifadelerinde olduğu gibi!.
Dünyadaki tüm bu değişim ve dönüşüm çerçevesinde, son yıllarda sıkça duymaya başladığımız kavramların başında küreselleşme gelmektedir! Peki nedir küreselleşme?!. Küreselleşme; ürün, fikir, kültür ve dünya görüşü alış verişinden doğan bir uluslararası bütünleşme sürecidir! Küreselleşme kavramının en çarpıcı özelliklerinden biri, olası etkilerinin çok sayıda ve çeşitli olduğu izlenimini vermesidir! Küreselleşme, sosyal bilimlerin her dalında yaygın kullanılan bir kavram olmakla beraber, genellikle bir durumdan daha çok bir zihniyeti ifade eder!. Küreselleşme sadece sosyolojinin konusu değil fakat sosyolojik açıdan toplumsal alandaki bir değişimi ifade etmektedir!
Küreselleşme, ekonomik olduğu kadar sosyal, siyasal, teknolojik ve kültürel boyutlu bir süreçtir!. Küreselleşme basitçe gücün ya da etkinin yerel toplulukların elinden alınıp küresel arenaya aktarılmasından ibarettir! Devlet dışı sosyal organizasyonlar küreselleşmeyi, çevre hareketi, demokratikleşme ve insanileştirme gibi pozitif sosyal amaçları sağlayacak kaldıraç olarak görürken, iş adamları için artan kâr ve güç stratejisi, hükümetler için de çok sık olarak devlet gücünde artış sağlamanın yerine kullanılmaktadır!
ABD’li ekonomist Taylor; Küreselleşme, ne ulusal ekonomiyi hasta eden bir zehir, ne de kâr amaçlı holdinglerin işçileri sömürmek ve çevreye zarar vermek üzere kullandığı bir araçtır!. Küreselleşme, ne sömürgeciliğin dönüşü ne de dünya yönetimine erişim anlamındadır!. En temel düzeydeki basit anlamıyla küreselleşme, imkân dâhilindeki ticarî aktivitelerin sınırlarının genişlemesidir!. Coğrafî, teknolojik ya da yasal engellerle kısıtlanmış, satış, satın alma, üretim, borç verme ve borçlanma faaliyetleri daha pratik hâle gelmektedir. Küreselleşme, yeni ekonomik olanakların olağanüstü büyük bir düzen içinde yer alışını kapsamaktadır, diyor!
2. Dünya savaşı devam ederken, savaşın galipleri kendi aralarındaki anlaşma ve uzlaşma gereği, dünyamızı yeniden bir kaos ve savaşa mahal vermeden, yarım asır devam eden bir Soğuk Savaş mutabakat dönemi ile geride bıraktık!. Taraflar arasında ki diyalektik gereği, ulusal çıkarları çerçevesinde, Berlin Duvarının yıkılması ve Sovyetler Birliğinin dağılmasına kadar bu uzlaşı süreci geldi ve dayandı!. 11 Eylül saldırıları ve Arap Baharı süreci ile dünya ve bölgemiz bir başka dönemece evrilmiştir!. Küreselleşme ile başlayan ürün ve kültür alışveriş ve değişim süreci, küresel ve emperyalist güçlerin ülkemiz ve bölge üzerindeki çıkarları ve kirli hesapları çerçevesinde, tez – anti tez ve sentez üçgeninde, eski dönemlerde olduğu gibi söz dinleyen ve verilenlerle yetinen, kontrol edilebilir bir Türk Devleti tasavvur edilmektedir!.
15 Temmuz hain işgal kalkışma akabinde, bagajlarından bir bir kurtulan Türk Devleti, tarih, kültür, coğrafya, medeniyet ve kadim Türk Devlet Aklı ile birlikte, bölgemizdeki yeniden dizayn, değişim ve paylaşım sürecine sahada ve masada müdahil olmaya başlamıştır!. Küresel güçlerin denetimindeki tüm hegemonya ve emperyalist güçler, Türk Devletinin bölgemiz üzerinde ki yerli – milli ve bağımsız duruşu ve çıkışı uykularını kaçırmaktadır!. Kirli plan ve sinsi hesapları bir bir berhava olmaktadır! Türk Devleti ve Kadim Türk Devlet Aklı, yüz yıl önce olduğu gibi kendisi ve bölgemiz üzerinde, yeniden bir paylaşım ve ameliyata asla izin vermeyecektir!. Türk; Adalet ve Hakikat ehli, mazlum milletlerin de hamisi demektir!. Türk devleti ebed müddet devam ülküsü ve 2023 – 2053 ve 2071 hedef ve vizyon çerçevesinde, kadim devlet aklının denetim ve gözetiminde, tarihi, kültürel, sosyal ve gönül bağlarımız olan tüm bölgelerde, küresel güçlerin karşımıza çıkardığı ve sahaya sürdüğü emperyalist güçler ve onların vekalet ve vesayet ordularına rağmen, istiklal ve istikbali uğrunda, sahada ve masada tüm gücü ve varlığı ile var olmaya devam edecektir!.