Türk Devleti, Çok Oluyormuş!.

Öncelikle son günlerde meydana gelen semavi ve arazi afetlerde hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah Rahmet eylesin. Aileleri ve sevenlerine de Sonsuz Kudret Sahibi Yüce Allah sabrı cemil ihsan eylesin. Milletimizin başı sağ olsun. Millet olarak, birbirimize daha çok  kenetlenmemiz gereken bir dönem ve imtihan sürecinden geçiyoruz!. İman ehli için dünya ve hayat zaten bir imtihan yeri değil midir?. Allah; İnsan olarak;  makam, mevki, para, güç ve iktidar  sahibi olsak da,  ne kadar aciz ve zavallı olduğumuzu idrak edebilmeyi ve kaldıramayacağımız, semavi ve arazi afetlerden de muhafaza eylesin!. Âmin… Âmin… Âmin…

ABD Savunma Bakanlığı’na (Pentagon) hazırladığı raporlarla bilinen ve Amerikan hükumetine bağlı düşünce kuruluşu RAND Corporation, Türk Devletinin,  iç ve dış politikasının temelini oluşturan ve  tüm alanları hedef alan; Türkiye’nin Milliyetçi Eğilimi: ABD – Türkiye Stratejik İlişkileri ve ABD Ordusu, isimli bir rapora imza atmış!. Türk hükumetini, ekonomik kalkınma odaklı politikadan, milliyetçilik ve etnisite temelli çatışma odaklı politikalara yönelmekle suçlayan raporun, kaleme alınma amacının da, Türkiye – ABD ilişkilerinde ki kalıcı yıkımın önüne geçilmesinin amaçlandığına işaret ediyormuş!.  Nasıl olacaksa?! Hem suçlamalarda bulun, hem de ilişkilerin iyileşmesini beklemek! Bu nasıl ve neyin kafasıdır! Karşılarında hala eski Türk Devletinin olduğunu mu zannediyorlar?!  Artık eski Türkiye ve Türk Devleti yok!.

Rapora kabaca baktığımıza karşımıza şöyle bir tablo  çıkmaktadır!. Türkiye, gelecekte NATO içerisinde görüş ve duruş farklarına rağmen zorlayıcı bir müttefik olarak kalacakmış! Muhalefetin iktidara gelmesi ile Türkiye yüzünü yeniden Batı’ya dönecekmiş! Ankara, ya  Avrasya ve NATO arasındaki denge politikasının dozunu artıracak, ya da NATO’dan tamamen çıkacakmış!.  Türkiye’nin Rusya’dan satın aldığı S-400 hava savunma sistemi ve Doğu Akdeniz’deki pro-aktif politikası, NATO açısından bir tehdit sayılırmış!. Türkiye’nin doğalgaz ve petrol arama girişimleri, Yunanistan ve Kıbrıs’a yönelik agresif girişim olarak tanımlanmış!. AB’nin Türkiye’de AB vatandaşlarını rastgele gözaltına alması ve Türkiye’nin terör örgütü olarak gördüğü FETÖ bağlantılıların Avrupa’ya sığınmasından duyduğu rahatsızlık dile getiriliyormuş!. ABD, Türkiye’nin Suriye politikası ve  PKK bağlantısı sebebiyle terör örgütü saydığı YPG ile mücadelesinin, Türkiye’de büyüyen Amerikan karşıtlığının da karşısındaymış!. ABD, Türkiye’nin FETÖ Lideri Fethullah Gülenin iade isteği de dâhil pek çok noktada rahatsızlığı varmış! Türkiye’nin denge politikaları, Gürcistan’dan tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Abhazya Cumhuriyeti ve Ermenistan’daki varlığı sebebi ile Rusya, Karadeniz’de güçleniyormuş!. Washington, Türkiye’den Amerikan devletinin İran’ı hedef olan politikalarına aktif bir katılım ve destek bekliyormuş!.  Yani hep bir şeyler istiyor veya istekleri doğrultusunda da bir şeyler yapmamızı emrediyor veya bekliyorlar! Ne düşüyorsun diye soran yok! Neden acaba?! Eski bir alışkanlıktan kaynaklı olabilir mi?! Neden olmasın?!

RAND Corporation’un hazırlamış olduğu rapora baktığımızda, ABD ve AB ülkelerinin Türk Devlet’inden neler yapması ve neleri de yapmaması zaviyesinden talep ve isteklerini sıralamış!. Türk Devleti de  muz Cumhuriyeti ya! Önceden olduğu gibi emredersiniz efendim durumunda bir Türk Devleti beklenmektedir!. Neymiş efendim! Türk Devletinin ekonomik kalkınma alanında yaptığı hamleler ve milliyetçi politikalar sergilemesi çok sakıncalıymış!. Peki, ne yapmalıyız?! Yarım yüzyıldan beri üretmeyin biz daha ucuza size verelim dediğiniz gibi yapmaya devam mı edelim! Başka! Türk Devletinin, Doğu Akdeniz’de pro-aktif politikalar sergilemesi de çok endişe veriyormuş!. Peki, neler yapalım! Burnumuzun dibinde ki enerji ve petrolü siz mi çıkarın demeliydik?! Pardon! Yani, BM’den kaynaklı tüm haklarımızı size mi devir edelim?! Daha sonra da denize girecek kıyılarımız kalmasın!. Öyle mi! 15 Temmuz hain darbe ve işgal kalkışmasında bulunanlara yönelik sürdürülmekte olan tutuklamalar da hem endişe verici, hem de canlarını sıkıyormuş!. Hatta bu kişilerin AB ülkelerine sığınması da Türk Devletinin suçuymuş!. Bak sen! Hem suçlu, hem de güçlü, tripleri! Kapat kapıları! Verme vizeleri!. Türk Devleti mi veriyor?!. ABD, küresel ve emperyalist güçlerin, Türk Devleti ve Asil Türk Milletinin varlığı ve bekasını tehdit eden, terör örgütlerine verdikleri binlerce tır dolusu silah ve mühimmat da görmezden gelmemiz isteniyormuş! Yani terör örgütleri sınırlarımızda cirit atsın, sinsi plan ve kirli hesaplarındaki kukla devletçik sorunsuz ve sıkıntısız bir şekilde burnumuzun dibinde kurulabilsin, öyle mi?!.  Adamlar bir şey istemiyor ki; daha ne isteyebilirler?! Sadece, 15 Temmuz hain darbe kalkışma gecesinde olduğu gibi Türk Devletinin tapusu ve anahtarını istiyorlar! Bir de, neymiş efendim! Türkiye’de ABD’ye dost bir muhalefet oluşturulmalı ve bu dost muhalefetin de iktidara gelmesi arzu ediliyormuş!. Başka bir arzunuz!.  Dost bir muhalefet derken, ne demek istiyor ki?!. 15 Temmuz hain darbe ve işgal kalkışması akabinde, Kadim Türk Devlet Aklının devreye girmesi ile birlikte, Devletin bekası ve varlığı, asil Türk Milletinin de birliği adına, Anadolu’daki binlerce yıl devam edecek  istiklal ve istikbal uğruna,  Devlet, millet, ana muhalefet ve muhalefeti ile birlikte, içeride bir Türk Üçgeni oluşturulduğunu ve bunu da hiçbir gücün bozamayacağını vurgulamıştık!. Artık bu ülkede, siyasi parti ve ideolojiler farklı olabilir, fakat mevzu vatan ve devlet ise gerisi teferruattır!. Herhalde anlamadılar! Anlamak istemiyorlar!. Ya da işlerine gelmiyor!. Ne buyurdunuz!

15 Temmuz hain darbe ve işgal kalkışma gecesinden bil itibar, Kadim Türk Devlet Aklı ile birlikte, Türk Devleti, devletin bekası ve milletin birliği adına, içeride ve dışarıda, yerli, milli ve bağımsız politikalar sergilemektedir! Olmaz denilen yatırımlar bir bir gerçekleşmektedir!. Yapılamaz denilen ve  parasını bulamaz dedikleri tüm ekonomik ve sosyal hamleler realize edilmektedir!. Tabii ki, bu durum hem dışarıda, hem de içerideki işbirlikçilerin uykularını kaçırmakta ve canlarını sıkmaktadır!.  Çünkü Türk Devletinin her yapacağı hamle ve girişim daha önceden içerideki işbirlikçi hainler  vasıtası ile anında ağa babaları ve emir  aldıkları yerlere  uçuruluyordu!. Artık içerideki sızıntıları  kalmamıştır!. Bir bir temizlenmiştir!. En büyük endişe duydukları yer ve konu  da zaten burasıdır!.  Sızıntı olmayınca, Türk Devleti, Kadim Türk Devlet Aklı ile birlikte, devleti ebed müddet devam ülküsü ve 2023 – 2053 ve 2071 hedeflerine doğru,  vakur bir şekilde adım adım ilerlemektedir!.

Yayınlayan

ahmetunver

Ahmet Ünver; İletişim Uzmanı; İletişim, Kurumsal İletişim, Halkla İlişkiler, Reklam, Marka, Marka Yönetimi, Marka İletişimi, Kurumsal İtibar, Kurumsal İtibar Yönetimi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir