İklim; atmosfer, kara yüzeyleri, okyanuslar ve diğer su kütleleri ile canlıları kapsayan karmaşık ve etkileşimli bir sistemdir! Sistem, zaman içinde, kendi iç dinamiklerinin etkisi altında veya dış etmenlerde meydana gelen i değişikliklere bağlı olarak değişim göstermektedir!
Birleşmiş Milletler bünyesindeki Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli raporuna göre, küresel ısınma kesinlikle ” insan kaynaklı ve eşi görülmemiş ” bir düzeyde kötüleşti, diyormuş!
Jeolojik devirlerdeki iklim değişiklikleri, buzul hareketleri ve deniz seviyesindeki değişimler yoluyla, dünya coğrafyasını değiştirmekle kalmamış, ilaveten ekolojik sistemlerde de kalıcı değişiklikler meydana getirmiştir!
Küresel iklim değişikliği; fosil yakıtların yakılması, ormansızlaştırma ve sanayi süreçleri gibi insan etkileri ile atmosfere salınan sera gazı birikimlerindeki artış, iklimde oluşan değişiklikleri ifade etmektedir!
Yeryüzünde ve atmosferde tutulan ısı enerjisi, atmosfer ve okyanus dolaşımıyla yeryüzüne dağılmakta ve atmosfere geri verilmektedir! Bunun bir bölümü, bulutlar ve atmosferdeki sera etkisini düzenleyen sera gazlarınca soğurularak atmosferden tekrar geri salınmaktadır!
Bu sayede yerküre yüzeyi ve alt atmosfer ısınmakta; yerkürenin beklenenden daha fazla ısınmasını sağlayan ve ısı dengesini düzenleyen bu süreç, doğal sera etkisi olarak ifade edilmektedir!
2020 sonrası iklim değişikliğinin çerçevesini oluşturan Paris İklim Anlaşması, 2015 yılında Paris’te düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi, 21. Taraflar Konferansı’nda kabul edilmiştir!
Paris İklim Anlaşması, insan kaynaklı sera gazı salınımlarının neden olduğu küresel sıcaklık artışını, sanayileşme öncesi döneme kıyasla, 2 santigrat derecenin altına sınırlamayı hedeflemektedir!
Paris İklim Anlaşması, 2020 sonrası süreçte, İklim değişikliği ile mücadele bağlamında; azaltım, uyum, finansman, teknoloji geliştirme ve transferi, kapasite geliştirme, şeffaflık ve durum değerlendirmesi konularına ilişkin uygulama usulleri belirlenmek üzere bir çerçeve oluşturmuştur!
Paris İklim Anlaşması, emisyon azaltımı hususunda, gelişmiş ülkelerin mutlak emisyon azaltım hedeflerini sürdürmelerini! Gelişmekte olan ülkelerin emisyon azaltımı, zaman içinde tüm ekonomiyi kapsayacak yeni hedefler benimsemelerini telkin etmektedir!
Türkiye; Paris İklim Anlaşması’nı, 22 Nisan 2016 tarihinde, New York’ta düzenlenen Yüksek Düzeyli İmza Töreni’nde, 175 ülke temsilcisiyle birlikte ve gelişmekte olan bir ülke olarak imzalamıştır!
Paris İklim Anlaşması, 7 Ekim 2021 tarihinde Cumhurbaşkanı Kararı ile onaylanmış ve iç hukuk onay süreci tamamlanmıştır. Anlaşma onay belgesi, 11 Ekim 2021 tarihinde BM Sekretaryası’na tevdi edilmiştir!
Türkiye’de; kurumsal örgütlenme ve yapılanma, mevzuatta yapılan yeni düzenlemeler, iklim değişikliğine ilişkin, yaşanan ulusal ve uluslararası gelişmeler kapsamında, İklim Şûrası düzenlenmesi ihtiyacı ortaya çıkmıştır!
İklim Şûrası, 05.09.2012 tarihli ve 28402 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Çevre ve Şehircilik Şûrası ile Çalışma Gruplarının Oluşumu, Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin hükümleri çerçevesinde düzenlenmektedir!
Türkiye’nin yeşil kalkınma devrimi ana teması ile 21-25 Şubat 2022 tarihleri arasında, Konya’da düzenlenen İklim Şûrasının temel amacı; Türkiye’nin yeni iklim değişikliği vizyonu, gelişen ve değişen koşullar çerçevesinde ele alınarak, yeşil dönüşüm anlayışını ortaya koymaktır!
İklim Şurasının yürütücüsü; Çevre Şehircilik ve İklim Bakanı Murat Kurum ve bakanlık personeline, mihmandar konumunda ki; Konya Büyükşehir Belediye Başkanı, merkez ilçe belediye başkanları ve çalışanlarına, görüş ve önerileri ile oturumlara katılım sağlayan; akademisyen, yazar, sanatçı, katılımcı ve programda emeği geçen tüm görünmeyen kahramanlara da teşekkürlerimi sunarım!
İklim Şurasındaki görüş ve öneriler çerçevesinde, iklim değişikliğiyle mücadele ve uyum çalışmalarında, paydaşların aktif katılımı ve tüm Türkiye’nin ortak akıl ile yeşil dönüşüm için yeni yol haritasını oluşturulacaktır!
İklim Şurasındaki görüş ve öneriler çerçevesinde, İklim Kanunu taslağı ve diğer mevzuat için politika önerilerinin geliştirilmesi, sera gazı emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliğine uyum bağlamındaki sektörlerin stratejik hedefleri ile kurumların öncelikli eylemlerinin belirlenmesi için öneriler ortaya konulmuştur!
Türkiye; Küresel İklim krizi ve iklim sorunlarına karşı; Rüzgâr enerjisi, Güneş enerjisi, Hidroelektrik enerjisi, Jeotermal enerji, Dalga enerjisi, Biokütle enerjisi ve Hidrojen enerjisi gibi yenilenebilir enerji üretim alanlarına ilave yatırımlar yapmaktadır!
Cumhurbaşkanlığı verilerine göre, 2020 yılında Türkiye, elektrik üretiminin yüzde 42,3’ünü yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılandığı, vurgulanmaktadır!
Avrupa Birliği İstatistik Ofisi verilerine göre, 2020 yılında, AB’nin bu alandaki ortalamasının yüzde 37,5 olduğu! Yenilenebilir enerji üretiminde 35 ülkenin yer aldığı listede, Türkiye 14. sırada yer aldığı, ifade edilmektedir!
Küresel sera gazı emisyonunda büyük bir dengesizlik göze çarpıyor! Türkiye, iklim değişikliğinin geldiği noktadan sorumlu bir ülke değildir!
2020 verilerine göre; kömür, doğalgaz, benzin ve diğer fosil yakıtların kullanımı, endüstriyel ve geri dönüştürülemeyen atıkların yakılmasıyla oluşan toplam emisyonun yüzde 28’i Çin, yüzde 15’i ABD, yüzde 7’si Hindistan ve yüzde 5’i Rusya’dan kaynaklanmaktadır!
Listede aşağıya doğru; yüzde 3 ile Japonya, yüzde 2 ile Almanya, İran, Suudi Arabistan, Güney Kore, Endonezya ve Kanada yer alıyor! Türkiye ise küresel emisyonun yüzde 1’ine yol açarak Brezilya, Güney Afrika, Birleşik Krallık ve Avustralya ile aynı dilimde yer almaktadır!