ÇİFT Kutuplu Yeni Bir DENGE mi? YOKSA..

Almanya’da duvarların yıkılması ve Sovyetler Birliğinin dağılma sürecine kadar, dünya sistemi; soğuk savaş olarak bildiğimiz, NATO ve VARŞOVA Paktı çerçevesinde, iki kutuplu olarak gelmiştir!

2020 yılında yaşamış olduğumuz pandemi sürecine kadar ağır aksak da olsa tek kutuplu bir süreç yaşanmıştır! Pandemi ile yeni bir denge ve sistem kurulamayınca, 2022 yılı Şubat ayında, Rusya ve Ukrayna arasında, baş gösteren savaş, dünya sistematiğinde, yeni bir düzen ve dengenin yeniden kurulma sürecine girdiğini işaret etmektedir!

Peki, Rusya ve Ukrayna savaşı akabinde, nasıl bir sistem ve denge kurulacaktır? Soğuk Savaş sürecinde olduğu gibi çift kutuplu yeni bir denge mi kurulacaktır? Yoksa çok kutuplu mu olacaktır?

Yeni dengede hangi ülkeler saf dışı kalacaktır? Emperyalist ülkelerden hangileri için yok oluş zilleri çalmaktadır! Yeni dengeye hangi ülkeler dahil olacaktır?

Kadim Türk Devlet Aklı nezaretinde kurulan Türk Devletleri Teşkilatı ile birlikte, Türk Devleti; çok kutuplu yeni denge ve sistemde, başat aktör olduğunu hatırlatmak isterim! Türk Devleti olmadan yeni bir DENGE ve SİSTEM kurulamayacaktır!

Almanya Başbakanı Olaf Scholz; Foreign Affairs dergisi için kaleme aldığı ve KÜRESEL MİLAT temalı makalesinde; ülkesinin “Avrupa güvenliğinin garantörü” olmak için adımlar attığını ve yeni güvenlik stratejisinin ana hedeflerini ortaya koymuş!

Dünyanın kutuplaşmasına ve bloklara ayrılmasına karşı olduğunu! Dünyada yeni ortaklıklar oluşturulması için gereken her türlü çabanın harcanmasını ve Batı’nın demokratik değerleri sonuna kadar savunması gerektiğini! Fakat bunu yaparken dünyayı yeniden bloklara bölme hevesinden kaçınılması gerektiğini!

Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaşın Avrupa için bir dönüm noktası olduğunu! Almanya’nın güvenlik politikasında büyük bir değişikliğe yol açtığını! Ülkesinin savunmaya daha fazla yatırım yapacağını ve yeni tehditlere karşı, NATO içinde daha fazla sorumluluk üstleneceğini!

Almanya için hayati rol, ordumuza yatırım yaparak, Avrupa savunma sanayisini güçlendirerek, NATO’nun doğu kanadındaki askeri varlığımızı artırarak ve Ukrayna’nın silahlı kuvvetlerini eğitip – donatarak, Avrupa’da güvenliğin ana sağlayıcılarından biri olarak öne çıkmaktır!

Emperyal bir güç olarak hareket eden Rusya, sınırları zorla yeniden çizmeye ve dünyayı bir kez daha bloklara ve etki alanlarına bölmeye çalışıyor!

Dünya, Putin’in istediğini yapmasına izin vermemeli! Rusya’nın rövanşist emperyalizmi durdurulmalı! Bir barış anlaşmasının Ukrayna’nın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı göstermesi ve Kiev’in gelecekte kendini savunma kabiliyetini güvence altına alması gerektiğini!

Günümüzün çok kutuplu dünyasında farklı ülkelerin ve yönetim modellerinin güç ve nüfuz için rekabet ettiğini! Bazı analistler; dünyanın ABD ile Çin’i karşı karşıya getirecek yeni bir soğuk savaşın eşiğinde olduğunu! Bu görüşe katılmadığını!

Bunun yerine, küreselleşmenin istisnai bir aşamasının sonu olduğunu! Çin ekonomik olarak güçlü ve siyasi olarak iddialı bir aktör olarak ortaya çıkarken, ABD’nin 21. yüzyılda dünyanın belirleyici gücü rolünü koruyacağına inandığını!

Çin ile ilişkileri karşılıklı menfaat konularında geliştirmek gerekliliğini! Çin’in yükselişi Pekin’i izole etmeyi ya da işbirliğini engellemeyi gerektirmediğini! Ancak Çin’in artan gücü, onun Asya ve ötesinde hegemonya iddialarını da haklı çıkarmadığını!

Almanya’nın jeopolitik zorlukların üstesinden gelmek için Batılı ortaklarıyla dayanışma içinde olacağını! Küresel sorunlara “çok taraflı çözümler” bulunmasını!

Almanya ve AB, Amerika Birleşik Devletleri, G7 ve NATO’daki ortaklarıyla açık toplumlarımızı korumalı, demokratik değerlerimizi savunmalı, ittifaklarımızı ve ortaklıklarımızı güçlendirmeli!

Dünyanın yeniden rakip bloklar arasında bölünmesini engellemek için de çabaların sürdürülmesini ve bu yönde yeni ortaklıklar geliştirilmesi gerektiğini, detaylı bir şekilde vurgulamıştır!

Peki, NEDEN?

Yayınlayan

ahmetunver

Ahmet Ünver; İletişim Uzmanı; İletişim, Kurumsal İletişim, Halkla İlişkiler, Reklam, Marka, Marka Yönetimi, Marka İletişimi, Kurumsal İtibar, Kurumsal İtibar Yönetimi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir